CHP'den sosyal medya düzenlemesine tepki: Bu yapılanın adı despotizmdir
CHP Sözcüsü Faik Öztrak "Şimdi sosyal medyada insanların düşüncesini özgürce ifade etme hakkı gasbediliyor. Bu yapılanın adı despotizmdir" diye konuştu. Öztrak, Muharrem İnce'nin yeni parti kuracağı iddiasını da "CHP'lilerin kaybedecek zamanları yok" diye yanıtladı.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, TBMM'nin dün, 27. Dönem 3. yasama yılı çalışmalarını tamamladığını, sabahın ilk ışıklarına kadar çalıştığını belirtti.
Faik Öztrak, "Ne için çalıştı? 10 milyonu aşan işsizlerin sorununu çözmek için mi? 7 liraya dayanan dolara çare bulmak için mi? Mutfaklardaki boş tencereleri doldurmak için mi? Hayır. Meclis, 'Sana oy moy yok' diyerek sarayındaki kibirli zatı rahatsız eden sosyal medyaya, kısıtlama ve sansür getirmek için çalıştırıldı." diye konuştu.
Milletin, özellikle de gençlerin kahir ekseriyetinin istemediği bu yasanın Meclis'ten geçirildiğini ileri süren Öztrak, vatandaşların hayat pahalılığı ve işsizlik arasında ezildiğini, milletin önünü göremediğini, yarınını kara kara düşündüğünü savundu. Öztrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ama bunlara çözüm aramak yerine, saray sosyetesini rahatsız edecek sesleri, sosyal medyada susturmaya çalışıyorlar. Geçmişte işledikleri cürümleri, söyledikleri sözleri sosyal medyanın hafızasından silmeye uğraşıyorlar. Hem de Meclis'te Kovid-19 salgını kol gezerken. Beyefendi kendi sağlığını düşündüğü kadar, milletin vekillerinin sağlığını düşünmüyor. Daha 15 gün önce salgını bahane edip, 15 Temmuz'da bombalanan Meclis'in Genel Kurul Salonu'nda 15 Temmuz anmasını yaptırmaktan korkan kimdi? Açık havada yapılan anmaya da Kovid-19 testinden geçmiş sınırlı sayıda vekili davet eden kimdi? Şimdi sarayın kibirlisi, rahatsız olduğu sosyal medyayı susturmak için kendi vekillerinin bile sağlığını hiçe sayabiliyor. 'Sosyal medya yasası' adı altında bir 'sansür yasası' çıkarıyor. Sosyal medya kısıtlamaları tek kişilik saray rejiminin baskı ve vesayet aygıtı oluyor. Şimdi sosyal medyada insanların düşüncesini özgürce ifade etme hakkı gasbediliyor. Bu yapılanın adı despotizmdir."
"Milletin vicdanından silinmeyecek"
İktidarın, yazılı ve görsel medyanın neredeyse tamamını, şahsi propaganda aletine dönüştürdüğünü, eldeki bir avuç özgür basın kuruluşunu da ilan kesme, yayın durdurma cezalarıyla hizaya getirmeye uğraştığını iddia eden Öztrak, bunlar yetmediğinde gazetecilerin zindanlara atıldığını öne sürdü.
Tarihin akışının değiştirilerek 21. yüzyılda kapkara bir "istibdat rejimi" inşa edilmeye çalışıldığını savunan Öztrak, milletin, despotların yüzüne, "Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet" demeyi de çok iyi bildiğini kaydetti.
Sosyal medyaya yasak ve sansür getirilerek bazı şeylerin unutturulmak istendiğini ileri süren Öztrak, buna da "unutulma hakkı" denildiğini söyledi. Öztrak, "Avrupa'da da var bu hak ama bizimkine baktığınız zaman oldukça geniş tutulmuş. Neyi unutturacaklar? Unutturmak istedikleri 18 yılın birikmiş kiri." ifadelerini kullandı.
İnternetten silinse de sosyal medyadan kaldırılsa da videolara yasaklar koyulsa da milletin vicdanından, zihninden yapılanların silinmeyeceğini ifade eden Öztrak, iktidarın, milletin yaşadığı gerçeklere karartma uygulayarak, saklayarak, sansürleyerek sorunları çözemeyeceğini belirtti.
Enflasyon, işsizlik rakamlarına ve kovid istatistiklerine karartma ve sansür uygulandığını iddia eden Öztrak, 28 Temmuz'a kadar sürekli raporlanan yoğun bakım ve entübe hasta sayılarının 29 Temmuz'da birden kesildiğini ileri sürdü.
"Ülkemizi yeniden ayağa kaldırmak için hazırız"
37. Olağan Kurultay'ı salgın koşullarında parti içi demokrasiden ödün vermeden başarıyla gerçekleştirdiklerini belirten Öztrak, katkıları, eleştirileri, oyları ve emekleriyle kurultaya destek veren herkese teşekkür etti. Öztrak, "37. Olağan Kurultayımız, partimizin muhalefetteki son kurultayıydı. Önümüzdeki seçim artık milletimizin 18 yıllık köhne ve sırtına ağır yük olan saray hükümetinden kurtulduğu seçim olacak. Biz saray vesayetine karşı, bu ülkeyi seven, haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden yana olan tüm vatandaşlarımızla beraber ülkemizi yeniden ayağa kaldırmak için hazırız." şeklinde konuştu.
2014'ten bu yana milli gelirin 200 milyar dolar eridiğini ve erimeye de devam ettiğini savunan Öztrak, bu sene sonuna kadar 50 milyon dolar daha gideceğini kaydetti.
İşsiz sayısının 10 milyonu aştığını aktaran Öztrak, ülkedeki işsizlerin sayısının yeryüzündeki 106 ülkenin nüfusundan fazla olduğunu söyledi. Öztrak, 20-29 yaş arasındaki her 10 gençten 4'ünün okumadığını ve iş sahibi olmadığını, 1 milyona yakın üniversite mezununun ise işsiz olduğunu belirtti.
Eğitim sisteminin de iflas ettiğini savunan Öztrak, bu hafta açıklanan yükseköğretim kurumları sınavında çocukların kendi ana dilindeki soruların yarısını bile yanıtlayamadığını söyledi. Öztrak, gençlerine iyi bir eğitim ve iş veremeyen bir ülkenin geleceğe güvenle bakamayacağını ifade etti.
"Türk lirası değer kaybediyor"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin milleti perişan ettiğini ileri süren Öztrak, işsizlik ve hayat pahalılığının milletin belini her geçen gün biraz daha büktüğüne dikkati çekti. Öztrak, "Türk lirası, kamu bankaları üzerinden yapılan her türlü örtülü operasyonlara rağmen hızla değer kaybediyor. 'Sıfır attık' diye övündükleri paramızın değerini, 15 yılda sıfırladılar. Merkez Bankasının kasasındaki döviz rezervinin adı var, kendi yok. Son 3 aydır borcu düşünce net döviz rezervi eksi bakiye veriyor." dedi.
Yabancı yatırımcının ardına bakmadan kaçtığını savunan Öztrak, gerçeklerin ortada olduğunu, güçlü ekonomi masallarının "krizden çıkıyoruz" hikayelerinin artık bir şey ifade etmediğini söyledi.
Türk lirasının son bir haftada dolar karşısında en çok değer yitiren para birimi olduğuna, paranın değerinin pul olduğuna işaret eden Öztrak, milletin tasarruflarını korumak için dövize kaçtığını kaydetti.
Merkez Bankasının yılbaşından bu yana politika faizini yüzde 12'den yüzde 8,25'e indirdiğini aktaran Öztrak, faizin düştüğünü, enflasyonun ise yüzde 11,8'den yüzde 12,6'ya çıktığını belirtti.
Merkez Bankasının yıl sonuna ilişkin enflasyon tahminini açıkladığını hatırlatan Öztrak, Bankanın daha önce yüzde 7,4 olan enflasyon tahminini, yüzde 8,9'a çıkardığını aktardı.
Kurbanlıkta 1500 liranın altında küçükbaş olmadığını, danaya girenlerde payın 2 bin liraya kadar yükseldiğini anlatan Öztrak, emeklilere 1500 lira ikramiyenin çok görüldüğünü kaydetti. Öztrak, emeklilikte yaşa takılanların, işsizlerin, ücretsiz izne çıkarılanların bayrama buruk girdiğini ifade etti.
Kimsenin umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini dile getiren Öztrak, Türkiye'nin çok büyük bir ülke olduğunu, doğru yönetilirse sorunların çok rahat aşılacağını söyledi.
"Bu kurultay, CHP'nin iktidara yürüyüş kurultayıdır"
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Geçen hafta sonu gerçekleştirilen 37. Olağan Kurultay'a ilişkin bir soru üzerine Öztrak, "Oldukça başarılı bir kurultay gerçekleştirdik. Bu kurultayda delegemizin iradesi tecelli etmiştir. Bu kurultay, CHP'nin iktidara yürüyüş kurultayıdır. Bu kurultay çerçevesinde artık geçmişi tartışmak yerine ileriye doğru bakmanın zamanıdır. Bir tane liste var. O da Genel Başkanımızın kendi takdiri içinde tüzüğümüze göre vermiş olduğu bir tane liste var. Onun dışında da her türlü diğer arkadaşları değerlendirme yetkisi kurultayımızın delegesine aitti." yanıtını verdi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın açıklamalarına ilişkin bir soruyu da Öztrak, şu şekilde yanıtladı:
"Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş daha önce de Mustafa Kemal Atatürk dönemini lanetlemişti, yapılanları lanetlemişti. Şimdi de bakıyoruz Ayasofya'nın müze olması kararıyla yeniden ibadete açılması kararı arasındaki dönemi 'Fetret Devri' olarak nitelendiriyor. Fetret Devri ne demek? İki peygamber arasında veya iki padişah arasında boş kalan dönem demek. Kim geliyor? Nedir yani? 'Fetret Dönemi' diyerek Ayasofya'nın açılmasından sonra ne olacağını kastediyor Sayın Diyanet İşleri Başkanı? Bugün Diyanet İşleri Başkanı'nın oturduğu koltuk Rıfat Börekçi'nin koltuğudur. O koltukta oturan hiç kimse Dürrizadelik taslayamaz. Diyanet İşleri Başkanı'nın neyi kastettiğini, neyi söylediğini anlamak giderek güçleşiyor. Kendi de zaman zaman anlamakta güçlük çekiyor, kalkıyor bir de tevil etmeye kalkıyor. Ama zırva tevil kaldırmıyor. Diyanet İşleri Başkanı o koltukta Dürrizade rolü oynamaya devam edecekse o koltuğu derhal terk etmelidir. Milleti daha fazla üzmemelidir."
"Bu işi yönetemiyorsunuz, yönetmiyorsunuz"
"AK Partili Mahir Ünal, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun sandık restine 'Bunun konuşulması bile hoş değil, önümüzde 3 yıl var' dedi. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?" şeklindeki soruya Öztrak, "Önümüzde 3 yıl var derken ne yaptıklarını söylemeye çalışıyorlar? Hiçbir şey yapmıyorlar." dedi.
Ülkenin çok sıkıntılı günlerden geçtiğini, pansuman ve aspirin tedavisi ile işin geçiştirilmeye çalışıldığını belirten Öztrak, "Bu işi yönetemiyorsunuz, yönetmiyorsunuz. Ülkenin aslında gündeminde olmaması gereken şeyleri gündeme getirip milletin gerçek gündemini, işsizliği, açlığı, pahalılığı karartmaya çalışıyorsunuz. Bu şekilde gitmeye devam ederseniz bunu götüremezsiniz o zaman millete daha fazla zarar vermeden sandığı milletin huzuruna getirmek zorundasınız." diye konuştu.
"Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez'in gözaltına alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Öztrak, bu olayın ibret verici olduğunu söyledi. Polisin kimlik sorabileceğini ama kimliği sorulan kişinin de polisin kimliğini sorma ve görme hakkına sahip olduğunu vurgulayan Öztrak, "Baro Başkanı bunu yapmaya kalkınca ailesinin yanından alınıp apar topar götürülmüştür. Bu memurlar hakkında derhal gereği yapılmalıdır. Bu açıkça hukuk rejiminin, devletinin ihlalidir." ifadelerini kullandı.
Öztrak, "Muharrem İnce'nin CHP'den ayrılacak bazı milletvekilleri ile bayram sonrası parti kuracağı iddia ediliyor. Değerlendirmeniz ne olacak?" sorusu üzerine, 37. Olağan Kurultay'ın CHP'nin iktidara yürüyüş kurultayı olduğunu, bu tür üretilen haberlerle CHP'nin, CHP'li milletvekillerinin, yöneticilerin, delegelerin ve üyelerinin kaybedecek zamanı olmadığını söyledi.