CHP’li "değişimciler"in değişim şaşkınlığı…

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun fitilini ateşlediği, dönemin CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in de destek verdiği "değişim" tartışması 4 Kasım tarihindeki Büyük Kurultay’la birlikte başka bir evreye girdi.

Kamu gücünü arkasına alan İmamoğlu, delegeleri istediği gibi yönlendirerek Özgür Özel’i CHP’nin 8. Genel Başkanı olarak seçtirdi.

İmamoğlu – Özel ikilisiyle onlara destek veren CHP’nin önde gelen kadroları, o günlerde CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tüm politikalarını eleştiriyor ve o yanlışlarda sanki hiç payları yokmuş gibi davranıyorlardı.

HAYALLER VE GERÇEKLER

‘’Değişim’’ diyen ancak bu kavramın ideolojik altyapısını bir türlü oluşturamayan Değişimciler CHP’lilere “başka bir dünya’’ vaat ediyorlardı.

O gün yüksek perdeden konuşan ‘’Değişimciler” “Kemal Bey gidecek her şey güllük gülistanlık olacak’’ diyorlardı.

Onlara göre İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Millet İttifakı’ndan kopmasının da HDP’nin CHP ile makası açmasının sebebi de Kılıçdaroğlu’nun varlığıydı…

‘’Bay Kemal’’ giderse her şey değişecek,

CHP ‘’cam tavanı kıracak’’,

‘’Duygusal kopuş duracak”,

‘‘CHP yüzde 35’e fırlayacak’’tı.

Sadece bunlar mı olacaktı?

Tabii ki hayır…

O gün bol keseden atıp tutan arkadaşlar; “Milletvekillerini de belediye başkan adaylarını da üyeler seçecek” diyorlardı.

Hızını alamayanlar çıtayı daha da yükseltiyor; “Sadece bunlar yetmez, belediye meclis üyelerini de üyeler seçecek” vaadinde bulunuyorlardı.

ELDE NE VAR?

Bu sözlerin üzerinden dört aya yakın bir zaman geçti.

CHP üyeleri başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere “Godot’yu bekler gibi ön seçim sandığı’’nın konulmasını bekliyorlar.

Çünkü; Büyük Kurultay’da ‘’şeref ve namus üzerine’’ sözler verilmiş, sandıkların kurulacağı ve yönetim kademelerinin tümünü üyelerin seçeceği söylenmişti.

Bunların hiçbiri olmadı…

Çok sınırlı sayıdaki bölgede ‘’eğilim yoklaması’’ için sandıklar konuldu. Bu bölgelerin ise neredeyse hiçbirinde CHP yerelde iktidar değil…

Zaten İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Mersin ve Adana gibi CHP’nin güçlü olduğu yerlerde ‘’ön seçim yapılmayacağı’’ kurultaydan bir hafta sonra anlaşıldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Vakit yok’’ bahanesine sığındı. Oysa ki; YSK’nın takvimi gayet uygundu.

Verilmeyen sözler bunlarla sınırlı kalmadı tabii ki…

İzmir’de yapılan atama skandalları, CHP tarihinde görülmedik bir hal aldı.

Ya Ankara?

Ankara’nın ilçelerinin başkan adaylığı kontenjanlarının yüzde 70’i AK Parti, İYİ Parti ve MHP’den gelen isimlerle dolduruldu.

Eeee hani Kemal Bey partiyi sağdan transferler yaparak sağcılaştırıyordu?

Yeni yönetim, Bay Kemal’i bile geride bıraktı.

tv100 OLMASA ADAYLARI DUYMAYACAKLAR…

Bir başka skandal:

CHP il ve ilçe başkanları, belediyelerine kimin aday yapılacağını tv100’deki programlarımızı takip ederek öğreniyor.

Bunun anlamı, CHP’nin yeni yönetiminin verdiği bir sözü daha tutmadığı ve ilçe örgütlerini yok saydığıdır.

Ekrem İmamoğlu’nun partinin sahibi gibi davranmasını anlatmaya gerek bile duymuyorum.  

İmamoğlu’nun bu tavrı, CHP’nin en büyük sorunlarından biri haline geldiği için bunu zaten herkes görüyor.

DEĞİŞİMCİLERİN ‘’DEĞİŞİM’’ ŞAŞKINLIĞI

Özetlemeye çalıştığım skandallar dizisinin en büyük mağduru ise “değişim olacak her şey güzelleşecek’’ diyen CHP’li dostlarımız…

Onlar ‘’Sahi biz ne yaşıyoruz?” diyorlar…

Sahi, CHP ne yaşıyor?

Değişimden memnun olan kimse var mı?