Cumhurbaşkanı Erdoğan hakikat aynasında ne gördü?
Seçimin üzerinden bir ayı aşkın zaman geçti.
Büyük bir beklenti oluştu.
CHP birinci parti olarak çıkmanın sevincini yeterince yaşayamıyor çünkü bizzat Genel Başkanı Özgür Özel tarafından itiraf edildiği üzere aldıkları oylar emanet.
Dikkat edilirse seçim sonuçları CHP’nin ve belediyelerinin “başardıkları” üzerinden değil, iktidarın yaptıkları ve yapamadıkları, doğruları ve yanlışları üzerinden tartışılıyor. Çünkü bu sonucu yaratan asıl dinamik çok açık ki iktidarın yanlışları. Üstelik muhalefetin geleceğe yönelik tezleri, önermeleri yok. Olacağa da benzemiyor. Dolayısıyla da eğer iktidar, yapamadıklarını yaptığı, yanlışlarını doğrulttuğu an 2028 genel seçimlerinin sonucunu tahmin etmek hiç de zor olmaz.
Ama ŞARTLARI var.
Nedir onlar?
İktidar ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçmenin mesajını aldığını defalarca belirtti.
KİMLER GELİP KİMLER GEÇECEK?
Peki, seçmenin ne demek istediğini doğru anlayabildi mi ve gereğini yerine getirme iradesini ortaya koyabilecek mi?
Misal, AK Parti’ye bu tarihi seçim hezimetini yaşatmış olan kadrolar usulca çekilip yerlerini taze kanlara devredebilecek basireti ve özveriyi gösterecekler mi? Eğer bunu yapmazlarsa Erdoğan onları değiştirecek mi? Kimler olduğunu biliyorsunuz zaten.
Ortada pek çok laf dolaşıyor. Güya Erdoğan tüm bakanlardan üst düzey bürokratların isimlerini, danışmanların listesini istemiş falan. Eğer öyleyse beklemek gerek tabii. Cumhurbaşkanı’nın kendi danışmanlarının listesi zaten elinde. Külliye’de araçlı ve şoförlü bu kadar çok isim ne kadar lüzumlu o da ayrı bir mevzu. Hani TASARRUF diyoruz ya ondan söylüyorum.
AK Parti’ye bu tarihi seçim hezimetini yaşatmış genel merkez yöneticilerini hep konuşuyoruz.
Öte yandan yerelde pek çok şikâyete sebep olan teşkilat yöneticileri, onların etrafı, yaşam biçimleri, liyakati ayaklar altına alan girişimleri, akraba kayırmacılığı gibi tutumların seçmen tabanında yarattığı hayal kırıklığına ek olarak adalet duygusunun zedelenmesi de seçim sonuçlarını belirleyen ekonomik anlamdaki majör sebeplerin altına sıralanabilecek hususlar olarak eklenebilir.
Şimdi soruyorum.
HAKİKAT AYNASI ERDOĞAN’A VE AK PARTİ İKTİDARINA NE GÖSTERİYOR?
AK Parti’de meseleler tam anlamıyla ameliyat masasına yatırıldı mı?
Konu sadece teşkilatları değil, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sorumluluğundaki, değişkenliği nedeniyle hayli güven kaybına sebep olan ekonomi politikalarını da ilgilendiriyor.
Hakikat aynasında kendinizi özü başına görebilmeniz için iğneyi değil, çuvaldızı kendinize batırabilmelisiniz.
Aşağıda sıralıyorum. Bu soruları siz de kendinize sorun bence.
1-Makro ekonomik dengeler uğruna vatandaşın sofrası ve refahını ihmal ettik mi? Mega projeler vatandaşı artık neden heyecanlandırmıyor?
2-İhracat çılgınlığıyla firmaların iç piyasaya ürün vermekten kaçınır olmaları vatandaşa nasıl yansır düşünüldü mü?
3-İstanbul’da İBB’nin üstlenmediği hizmetleri (Metro vb.) devlet eliyle yapınca vatandaş bunun kıymetini anladı mı? Yoksa onları dağıtılan süt, 10-15 kent lokantası ve üç beş kreş mi daha çok etkiledi?
4-Miting meydanlarında “vatandaşımın sofrasına göz dikenlerden hesap soracağız” dediğiniz günün sonrasında markete giden vatandaş bu kükremelerin hiçbir karşılığının olmadığını görünce ne hissetti?
5-İktidara yakın iş adamları ve özellikle MÜSİAD üyeleri vatandaşın sofrasını ucuzlatma konusunda neden elini taşın altına koyamadı? Devlet destekli Tarım Kredi kooperatif marketleri neden zincir market tekelini kıramadı?
6-Şehirlerde kira fiyatları çılgınca artarken, misal biraz yaratıcı fikirlerle “Tiny House” denilen, 50 metrekarelik, 150 bin liraya mal edilen ahşap karavanlar ile onlar için tahsis edilmiş alt yapısı da hazırlanmış alanlar seçilerek üretilecek alternatifler vb.leri sunulmadı?
7-EMEKLİLER İÇİN ÖZEL BİR BAŞLIK açmak gerek. Hep söylüyorum. Emekliler ülkemizdeki yaşanan sıkıntıyı ve en son deprem felaketinin açtığı kara deliği görüyordu. Küçük bir zammı anlayabilirlerdi bu yüzden. Makul karşılardı. Ama sen tutup memura yüzde 75 zam yap, ilave olarak 8 bin lira da seyyanen zam ver, ardından ona gelince “Kusura bakmayın kalmadı” de… Bunun nasıl bir tepki doğuracağının Sayın Erdoğan’ın etrafında dolanan yüzlerce danışmandan, bakandan birinin bile aklına gelmemiş olması ne ilginç değil mi? Üstelik bizler ekranlarda onlarca kere söyledik, yazdık.
8-Bir de tüm bunlara iktidara yakın duran kimi kesimlerin orantısız zenginleşmelerini yaşanan enflasyonla birlikte ekleyin. Siz 10 bin lira emekli maaşı alan vatandaşın yerinde olsanız ne düşünürdünüz?
MEGA PROJELER SEÇİMLERİ KAZANMAYA NEDEN YETMEDİ?
Hakkını teslim edelim. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 21 yıl boyunca bu ülkeye adeta çağ atlattı. Küresel ölçekte yapılan mega projeler tüm dünya kamuoyunda gündem konusu oldu. Marmaraylar, kilometrelerce uzunluktaki asma köprüler ve tüneller, oto yollar, Avrasya tünelleri, Karadeniz’de doğalgaz bulunması, milli savunma sanayimize yapılan muazzam yatırımlar, petrol arama çalışmalarının nihayet ilk meyvelerini vermesi, bunun yanısıra terörle mücadelenin amansızca devam etmesi ve bunun için harcanan milyarlarca dolar para vb.
31 MART’IN İLK İŞARETİ 14 MAYIS 2023’TE VERİLMİŞTİ
Ama yukarıda sıraladığımız nedenlerle daha 14 Mayıs’ta yerel seçimlerin ilk işareti verilmiş oldu. İktidarda kaldığı sürece mazlumlara sahip çıkan, alt gelir gruplarının gelirlerini artıran, fakir, hasta, yaşlı, dul ve ihtiyaç sahibi her kesimden insana büyük yardımlarda bulunan, ücretsiz sağlık hizmetiyle ve ilaç desteğiyle sağlıkta ülkemizi dünya markası yapan, milli eğitimde de müthiş işlere imza atan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, çapsız bir muhalefet adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu karşısında seçimi ancak ikinci turda kazandı.
Sonuç olarak; 2028 başkanlık seçimi tekrar kazanılmak isteniyorsa, halkın talep ve şikayetleri doğrultusunda PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİNE gidilmesi gerekiyor.
Şu anda mesele yerel seçimleri kimin kazandığı değil, 2028’e kadar geçen sürede kimin kazançlı çıkacağı.
Sorunlar tek değil.
AK PARTİ İKTİDARININ ÖNCELİKLERİ DEĞİŞMELİ
Emekliler deyip işin içinden çıkamazsınız. Çok parametresi var.
AK Parti’nin ve Erdoğan’ın gelecek tasavvurunu yeniden biçimlendirmesi ve bu eksende heyecan yaratması, bunun için de gereken adımları atması önemlidir.
Artık geçmişteki AK Parti iktidarı ile bugünün iktidarı arasında fark var. Öncelikler değişti.
İyi haber şu:
Eğer kriter alınacaksa, yerel seçimde AK Parti, MHP ve YRP toplam 46,65 oya sahip. CHP, İYİ Parti ve DEM ise toplam 47,22 oya. Oy kullananların oranı da yüzde 9 oranında düştü ve bu oranın en az yüzde 7’sinin AK Parti’ye oy verenler olduğu çok açık. Kısaca onlar sandığa gidip kendi partilerini destekleseydi fark iktidar lehine yine 4 puan olurdu.
Eğer iktidar vatandaşların taleplerine odaklanırsa ve bu doğrultuda yeniden yapılanır ve dinamizm kazanırsa kazanan taraf olur.