Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yapay din oluşturma gayreti içindeler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da 7. Din Şûrası'nda konuşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dijital hareket yeryüzündeki tüm dinleri yıpratmak suretiyle yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir. Bunun etkileri gittikçe küresel boyutta artmaktadır." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

 Şûra'nın aramızdaki birliği, beraberliği, muhabbet ve kardeşlik ruhunu tazelemesini, güçlendirmesini Allah'tan temenni ediyorum. Şûra kapsamında üç gün boyunca 5 ayrı çalışma komisyonu bünyesinde düzenlenecek oturumların, sunulacak tebliğlerin, yapılacak tartışmaların ve müştereken alınacak şûra kararlarının ülkemiz, milletimiz ve alemi İslam için hayırlar getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Bu önemli toplantıyı tertip eden Diyanet İşleri Başkanlığımız, Din İşleri Yüksek Kurulumuza, programın başarılı bir şekilde geçmesi için emek sarf eden tüm kardeşlerimize yürekten teşekkür ediyorum.

"ALINAN KARARLARIN TAKİBİNİ BİZZAT YAPTIM"

Sözlerimin hemen başında şu hususu samimiyetle ifade etmek istiyorum. Bizler 5 yılda bir toplanan din şûralarını temiz ve imanlı ellerin muhlis bir kalple hazırladığı bereketli bir ilim ve tefekkür sofrası olarak görüyoruz. Sözü, fikri, eseri, müktesebatı ve tavsiyeleriyle bu sofrayı zenginleştiren ilim ve fikir insanlarına, yani sizlere İslam'ın çizdiği o emin istikamette ebedi saadete giden bu muazzez yolda birlikte yürüdüğümüz yol arkadaşlarımız olarak bakıyoruz. Rabbim bu sofrayı daha da büyütmeyi, daha da bereketlendirmeyi sizlere de, bizlere de nasip eylesin diyorum. Yalnızca ülkemiz için değil, gönül coğrafyamız, yurt dışındaki vatandaşlarımız ve dünyanın farklı köşelerindeki tüm kardeşlerimiz için fayda sağlamasını ümit ettiğimiz 7. Din Şûrası kararlarının titizlikle uygulamaya konulmasının ehemmiyetini şimdiden hatırlatmak isterim. Bugüne kadar şûralarımızda alınan kararların takibini bizzat yaptım. 2019'da düzenlediğimiz 6. Din Şûrası'nın kapanış programında Sayın Başkanımıza kararların tatbikiyle ilgili hassasiyetimizi ifade etmiştim.

Bir önceki Şûra'da alınan kararların beş yıllık bir süre zarfında yüzde 95'lik bir oranla hayata geçirilmesini takdirle karşılıyor, Diyanet İşleri Başkanlığımızı ve kıymetli mensuplarını yürekten tebrik ediyorum. Diyanet teşkilatımız bünyesinde yurt içi ve yurt dışında İlahi Kelimetullah yolunda büyük bir gayretle çalışan, aşkla atan kalpleri İslam'la buluşturan tüm kardeşlerimize, tüm hocalarımıza, tüm büyüklerimize çalışmalarında iyilikler, güzellikler, hayırlar temenni ediyorum. Dünya defterini kapatıp ebedi aleme irtihal eden hocalarımıza da bu vesileyle Allah'tan rahmet diliyor, aziz hatıralarını şükranla yad ediyorum.

"BAĞDAT, ŞAM, KAHİRE, BUHARA, SEMERKANT, GIRNATA, KURTUBA, KONYA, BURSA VE İSTANBUL..."

Allah azze ve celle, Kur'an-ı Kerim'de Hicr suresinin dokuzuncu ayetinde 14 asır önce müminlere şöyle buyuruyor: Muhakkak ki bu kitabı, bu vahyi biz indirdik ve muhakkak ki onu koruyan da biziz. Evet. Mukaddes kitabımız Kur'an'ı, vahyi yani dinimizi muhafaza edecek olan ebedi koruyacak olan Allah Teala'dır. Şurası bir gerçek ki bu ayet-i kerime dinimize yönelik saldırılar konusunda bizlere sonsuz bir özgüven aşılıyor. Hiç şüphesiz dinimiz emin ellerdedir. Dinimiz yüce Rabbimizin muhafazası, koruması altındadır. Ancak bu garanti bizim yani kulların üzerinden mesuliyeti çekip almaz. Müslümanlar olarak bizler de dini yaşamak ve yaşatmakla mükellefiz. Dinimize yönelik saldırılarda her ne kadar sınırsız bir emniyet içindeysek dindarlara yönelik saldırılarda ise tedbir alacak, bu saldırıları göğüsleyip püskürtecek olan bizden başkası değildir. Tarihimize baktığımızda şunu görüyoruz. Dinimiz İslam, Mekke ve Medine'den başlayarak asırlar boyunca çok geniş bir coğrafyada eşsiz güzellikte medeniyetler inşa etmiştir. Bağdat, Şam, Kahire, Buhara, Semerkant, Gırnata, Kurtuba, Konya, Bursa ve İstanbul asırlar boyunca dünyaya istikamet çizen ilim ve medeniyet merkezleri olmuştur. Batı'nın kan gözyaşı, katliam, soykırım ve sömürüye dayanan ilerlemesi doğunun ilahi ve insani medeniyetini boğmak için altını çizerek söylüyorum. Geçici bir dönem üstünlüğü eline geçirmiştir. Ama bizim medeniyetlerimizi inşa eden ruh ve öz ilk günkü gibi tazeliğini muhafaza etmektedir. Gün gelecek kutsalı ve insanı dışlayan ilerleme dönemlerinin parantezi her ya da geç kapanacaktır.

Bugün çocuklar anne babalarının, ailenin, öğretmenin, mahallenin terbiyesinden ziyade dijital medyanın terbiyesine daha çok maruz kalıyor.

"YAPAY DİN OLUŞTURMA GAYRETİ İÇİNDELER"

Dijital hareket yeryüzündeki tüm semavi dinleri özellikle de İslam'ı hedef almak suretiyle yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir. Bu yapay din küresel ölçekte de artmaktadır. Yapacak şey açıktır; Dijitalleşen dünyada diyanet hizmetleri yeniden değerlendirilmelidir. 

"İSLAM VARSA TÜRKİYE VARDIR"

Coğrafyamızdaki her milletin her ırkın çimentosu İslam'dır. İslam varsa, Türk Kürt Arap vardır, ahlak vardır. Hepsinden öte İslam varsa Türkiye vardır.

Tıpkı 28 Şubat dönemindeki gibi belli toplum kesimlerimiz adeta öcü gibi gösterilmektedir. Tahkir ve tahrik edilmektedir. Buna sessiz kalmamız mümkün değildir.

İlim erbabı arasında müzakere edilmesi gereken konular sosyal medyaya taşınıp zihinler bulandırılıyor.

Sonraki Haber