Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Ayasofya' açıklaması: Kararlılığımızın sonucudur
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Botan Çayı Beğendik Köprüsü'nün açılış Ayasofya'ya ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Ayasofya'nın yeniden camiye döndürülmesi de kararlılığın sonucudur. Milletimizin ne istediğine bakarak bu kararı aldık.'diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Botan Çayı Beğendik Köprüsü Açılış Töreni’ne önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın törendeki açıklamaları:
Aziz milletim, kıymetli Siirtli, Bitlisli ve Vanlı kardeşlerim, aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.
Beğendik Köprüsü ve Küçüksu-Hizan-Parvari yollarımızın hayırlı olmasını diliyorum. Kurumlarımızı, yüklenici firmayı, mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyorum. Türkiye'nin dört bir yanını geçitlerle donatırken böylesi zorlu coğrafyaları da ihmal etmedik. İktidara geldiğimizde Türkiye'nin karayolu uzunluğu 6100 kilometreydi. Biz, bu uzunluğu 27 bin 300 kilometreye uzattık. Bununla da kalmadık, bu gayretle beraber çalışmalarımızı biliyorduk ki, yol, su medeniyettir, dolayısıyla buna devam etmemiz gerekiyordu. Böylece 72 kilometrelik bir yol ve güzergahında yer alan 165 metrelik Beğendik Köprümüz inşa edildi. Yapımı uzunca sürmüş olsa da sonunda bölgemizi ve şehirlerimizi birbirine bağlayan projeyi tamamladık. Ülkemizin en yüksek köprüsü ünvanını taşıması, eserin önemine işaret ediyor.
Şehir yapacaksan, bu dünyada en büyük hüner, inşa ve ihya ederek insanların kalbini kazanmaktır. Biz de 18 yıldır, 81 vilayette her alanda inşa ettiğimiz eserlerle milletimizin gönlünü kazanmaya çalışıyoruz. Milletimize hizmet çıtasını sürekli daha yükseğe çıkartarak sürdüreceğiz.
Bu kadim topraklar, binlerce yıldır insanlığı bağrında yaşatmış pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. 1000 yıldır her kültürden, dinden insanın ortak bir hedefi vardır. Bu hep birlikte güven, huzur, refah içinde kardeşçe yaşamaktır. Bu ortak hedefi terör dahil deneyerek engellemeye çalıştılarsa da hamdolsun başaramadılar. Bu ısınamaları birer birer geride bırakıyoruz. Karada ve denizde oldukça derinlikli bir güvenlik hattı oluşturduk. Büyüme ve kalkınma yolunda ilerlemeyi sürdürdük. Salgın dönemi, altyapının önemini görmemizi sağladı.
Ardı ardına açılışlarını yaptığımız sağlıktan ulaşıma, enerjiden sulamaya kadar her yatırımı geleceğimize tutulmuş birer ışık olarak kabul ediyoruz. Türkiye'nin bu kararlı yürüyüşü elbette birilerini rahatsız ediyor. Gerek içeride gerek uluslararası saldırıların artması rahatsızlığın tezahürüdür. İstiyorlar ki Türkiye kimseyle rekabete kalkışmasın. Artık o eski Türkiye'nin geride kaldı. Kendi gündemini belirleyen bir Türkiye vardır. Bu mücadelede sürekli yeni tuzaklarla karşılaşıyor, yeri geldiğinde kayıplar da veriyoruz ama asla yılmıyoruz. Bu ülkenin artık aynı oyuna gelmeyeceğini herkesin anlamasını istiyoruz. Kuklalarla değil kuklacılarla muhatap olduğumuz döneme girdik. Hedeflerimize ulaşana kadar mücadeleye, üretmeye, ihyaya devam edeceğiz.
Ülkemiz her alanda olduğu gibi egemenlik haklarının kullanımı konusunda da çifte standarda maruz kalıyor. Güvenlik kaygılarımızı hiçe sayabiliyor, bizi sahillerimize hapsedebilecek anlaşmaların peşinde koşanlar, Türkiye'nin meşru anlaşmalarına karşı çıkabiliyor. Sağlık altyapısına sahip olmayan ülkelere kapılarını açanlar Türkiye'ye yasak koyabiliyor. Demokrasimizi ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişimlerini görmezden gelenler darbecilere kucak da açabiliyor. Ekonomimizi hedef alanlar bizi piyasa kurallarını ihlalle suçlayabiliyor.
İşte, tüm bu gelişmeleri dostlarımızla düşmanlarımızı birbirinden ayırmamızı sağlayan filtre olarak görüyoruz. Kimin hangi safta olduğunu gördükçe neyi nasıl yapmamız gerektiğini de anlıyoruz. Hangi konuda ilkeli, kararlı, onurlu duruş sergilemişse Türkiye bedelini ödemiştir ama sonuçta kazanan tarafta yer almıştır. Milletimiz 15 Temmuz'da bedel canı da olsa mücadeleden geri durmayacağını göstermiştir.
AYASOFYA'NIN İBADETE AÇILMASI
Ayasofya'nın yeniden camiye döndürülmesi de bu kararlılığın sonucudur. Milletimizin ne istediğine bakarak bu kararı aldık.