Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup toplantısında konuştu. Bütçe ile ilgili konuşan Erdoğan, tartışmaların seviyesine, FETÖ'ye öğrenci burslarına ve AİHM'nin Selahattin Demirtaş kararına ilişkin açıklamalarda bulundu ve muhalefeti sert bir dille eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup toplantısında konuştu. Bütçe ile ilgili konuşan Erdoğan, tartışmaların seviyesine ilişkin uyarıda bulundu. 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.. CHP'yi sert sözlerle eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP'nin azıcık ar duygusu varsa taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarından temizlenmeden milletin karşısına çıkmaması lazım." ifadelerini kullandı. "Gün geçmiyor ki bir taciz olayı, tecavüz olayı, hırsızlık olayı duymayalım." diyen Erdoğan, "Şu anda adliye adliye dolaşıyorlar. Bunun neresi temiz? Çık, açık net kendini bir check et. Ciddi manada bir check-up'tan geçmesi gerekiyor. Hem ruhsal hem fiziki olarak." diye konuştu.

İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın satır başları;

2021 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum. Bütçe komisyonu sırasında teklif ve tenkitleriyle istisnasız tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum.

Bütçe görüşmeleri

Elbette her bütçe önemlidir. Ama bu yıl salgın nedeniyle hazırlanıp yürürlüğe girmesi nedeniyle 2021 bütçesi ayrı bir ehemmiyete sahiptir.

Bütçe görüşmelerinde saygıya dair pek çok muhalif görüş ifade edilmiş, seviyeli değerlendirmeler ortaya konmuştur.

Fikri olan fikrini söyler. Fikri olmayan ise yalan, iftira ile kendini göstermeye çalışır. Bütçe görüşmelerinde bu yönteme başvuranlar olduğunu da üzüntülerle gördük.

747. Vuslat Yıl Dönümü'ne ulaştığımız Mevlana Hazretleri'nin de dediği gibi testinin içinde ne varsa dışına da o sızar.

Bütçe görüşmelerinde seviyeli değerlendirmeler ortaya konmuştur. Ancak ahlâk sınırlarını aşanlar da olmuştur. Takdiri milletimize bırakıyoruz.

Muhalefete yüklendi

Bu yalanları milletin gözünün içine baka baka ve kendilerinden gayet emin şekilde söylüyorlar. 1 doğrunun yanına 9 yalan katarak çizdikleri resme herkesin inanmasını bekliyorlar. Herkese hakeret etmekten çekinmiyorlar. Kendilerine itibar etmeyen işçi, çiftçi, öğretmen, polis, asker kim varsa herkese hakaret etmekten de çekinmiyorlar.

Öğretmen CHP'li ise, değilse kötü. Çiftçi CHP'ye oy veriyorsa iyi, vermiyorsa cahil. Yargı mensubu CHP'nin istediği gibi davranıyorsa saygıdeğer, kendi vicdanına öre hareket ediyorsa militan.

Demokraside asıl olan tehditler yağdırmak değil, millete hizmet etmektir. Kimsenin CHP'nin keyfine göre hareket etme mecburiyeti yoktur.

2053 vizyonumuzun karşısına çok daha geniş vizyonlarla, 2071 hayalimizin karşısına çok daha büyük hayallerle çıkan bir muhalefet görmek istiyoruz.

Proje üretmek yerine başkalarının projelerine payendalık etmek, kendi hayalini kurmak yerine başkalarının hayalinde figüran olmak bizim asla takdir edeceğimiz bir siyaset tarzı değildir.

Gün geçmiyor ki bir taciz olayı, tecavüz olayı, hırsızlık olayı duymayalım. Ondan sonra da utanmadan sıkılmadan arlanmadan çıkıyor, ne diyor, 'bizim başkanlarımız şöyle temizdir, böyle başarılıdır'... Yahu şu anda adliye adliye dolaşıyorlar. Bunun neresi temiz? Çık, açık net kendini bir check et. Ciddi manada bir check-up'tan geçmesi gerekiyor. Hem ruhsal hem fiziki olarak.

Ne diyor; 'Uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi'. Bu ne demek biliyor musunuz; 'Uyuşturucu satıcılığı yapabilirisiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz'. Ya sen ne yapıyorsun, farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır. İstikametini tamamen şaşırmış.

CHP'nin, eğer azıcık ar, haya duygusu varsa, tüm bu taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarından temizlenmeden milletin karşısına çıkmaması lazımdır.

Proje üretmek yerine başkalarının projelerine payandalık etmek, kendi hayalini kurmak yerine başkalarının hayalinde figüran olmak bizim asla itibar etmek veya takdir edeceğimiz bir siyaset tarzı değildir.

CHP'nin kafasında, 1940'ların faşist uygulamalarına geri dönüş gibi bir hesap varsa, peşinen bunun yanlış olduğunu söylüyoruz.

Milletin böyle bir talebi yokken, ideolojik, turistik, ticari hesaplarla dini sembollerimize sataşılmasını art niyetli buluyoruz.

Biz, hayatımız boyunca kimsenin kökeniyle, inancıyla, meşrebiyle, kültürüyle, hayat biçimiyle uğraşmadık, uğraşmayız. Ancak kimsenin de inancımıza, meşrebimize, kültürümüze el ve dil uzatmasına müsaade etmeyiz.

Darbe girişimlerini hatırlattı

17-25 darbe girişimini hukuk kılıfına sokmaya çalışanın da, 15 Temmuz darbe girişimine 'tiyatro' diyenin de gerisinde aynı silüet, aynı zihniyet vardır.

Ülkemizi geriye değil ileriye doğru götürecek her hizmetin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama milletimizin değerlerine, tarihine, kültürüne yönelik terbiyesizliği, saldırıyı da hoş göremeyiz.

Geçmişte uzunca bir süre ülkemizin enerjisini bu tür konularla heba edenlere aynı oyunları oynamalarına izin vermeyeceğiz.

17-25 Aralık darbe girişimi sonrası FETÖ'nün montaj kasetlerini Meclis'te yayınlayanlara bu görevleri verenleri biliyoruz.

PKK'dan FETÖ'ye kadar terör örgütlerini üzerimize salanlarla bunların içeride borazanlığını yapanlar aynı kapıya çıkıyor.

Bu zihniyet PKK'lı teröristlere 'hendek kazan arkadaşlar' diyen, YPG'lileri 'vatanını savunanlar' diye niteleyen zihniyettir.

Bu zihniyet ekonominin kötüye gitmesinden ve salgının artmasından dahi siyasi çıkar elde etmeyi umacak kadar alçalan bir zihniyettir.

Dün çıktı ülkemize yurt dışı ve yurt içinden kaynak kazandırmak için zaman zaman başvurduğumuz 'Varlık Barışı' uygulamasını, uyuşturucu, fuhuş, organ ticaretiyle irtibatlandıracak kadar alçaldı ve düştü. Bunun adı, o zatın kendi meşrebinde dahi, düşkünlüktür. İşte bu kendi ülkesine ve halkına husumeti, siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti, ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek hep birlikte boynumuzun borcudur.

Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır. Cumhur İttifakı'yla birlikte önce 2023, ardından da çok daha güçlü şekilde yoluna devam ettirmekte kararlıyız. Bu hedefe ulaşana kadar hiçbirimize durmak, dinlenmek yoktur.

Taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarıyla dolu olanların bu hazdan habersiz olarak siyasetten silinip gidecek olmaları ne acı. Bütçe görüşmelerinde Efkan Bey, bu süreç içinde CHP'nin nereden nereye geldiğini çok açık, net ortaya koydu. Kendisinin TV programlarında nasıl sözler verdiğini, eğer şu kadar oy alamazsam, çeker giderim dediği halde, hâlâ nasıl o koltukta oturuyor mümkün değil. Yüzüne baka baka Efkan Bey bunları söyledi. Ama yüz ola yüz... Yüz yoksa ne ola?

Dış politika hakkında

Bugün 'Türkiye' denilince akla ilk insanlık geliyor. Adalet, haysiyetli bir dış politika geliyor.

Türkiye tüm mazlum ve mağdurlara umut aşılıyor. Tüm dünyada diklenmeden dik duruşu temsil ediyor. Türkiye'nin yıldızı yükseldikçe maruz kaldığı saldırılar da artıyor. Satranç tahtasını andıran uluslararası arenada oyun kuran Türkiye gerçeği, çatışma ve kaostan beslenenleri rahatsız ediyor.

Oysa ne Türkiye'nin ekseninde bir kayma ne de ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesinde bir zaafiyet vardır. 'Bu teröristleri ezeceğiz, inlerinde vuracağız' dedik ve vuruyoruz. Ara vermek yok. Aynı kararlılıkla, askerimizle, polisimizle, jandarmamızla tüm korucu korumalarımızla bu mücadeleyi devam ettiriyoruz. Bu bir azmin gereğidir. Ülkemiz DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle pek çok farklı coğrafyada göğüs göğse çarpışan tek NATO ülkesidir.

Dağlık Karabağ'da 30 yıldır göz yumulan işgal düzeninin son bulmasına katkı sağladık.

Dış politika vizyonları 'Kemalist Türkiye'den Faşist İtalya'ya Selam' göndermekten ibaret olanların böyle bir ufku, özgüveni anlamasını da beklemiyoruz. Boraltan Faciası'nın müsebbiblerinin, Karadağ'daki zaferin heyecanını hissetmelerinin güçlüğünün de farkındayız. 

Avrupa ve ABD ile ilişkilerimizi geliştirirken, Türk dünyasını, Asya'yı, Latin Amerika'yı, Afrika'yı asla ihmal edemeyiz. Bununla birlikte tüm çabalarımıza rağmen 2020 yılı Avrupa ve ABD ile ilişkilerimizin suni gündemlerle sınandığı bir yıl oldu.

Türkiye hem Doğu Akdeniz meselesinde hem de S-400'ler konusunda hak etmediği çifte standartlar ile karşılaştı. Yeni yılda ABD ve Avrupa ile olan münasebetlerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz. Çok yönlü siyasi, ekonomik ve askeri işbirliklerimizi ABD ile köklü bağlantılarımızın alternatifi olarak görmüyoruz. AB'nin de Türkiye'yi kendinden uzaklaştıran stratejik körlükten biran önce kurtulmasını ümit ediyoruz.Bize bir adım gelene biz hep koşarak gittik. Bugün de aynı samimiyeti muhafaza ediyoruz. Uzattığımız eli tutan tüm dostlarımızla birlikte çalışmayı sürdüreceğiz.

Burs miktarı

Üniversite öğrencilerine müjde vermek istiyorum. Gençlik ve Spor Bakanlığımız vasıtasıyla 2021 yılında öğrencilerimize vereceğimiz kredi ve burs miktarını belirledik. 2020 yılında lisans öğrencilerine 550 TL, Yüksek Lisans'a 1100 TL, Doktora'da 1650 TL olarak uyguladığımız kredi ve burs ödemelerinin toplam ödemelerini 9 milyar 670 milyon TL'yi buldu. Önümüzdeki yıl ise lisansta bu rakamı 550'den 650 TL'ye çıkarmış bulunuyoruz.  1100 TL olan Yüksek Lisans'ı 1300 TL'ye, Doktora'da ise 1650 TL olan ödemeyi 1950 TL'ye çıkarmış oluyoruz. 

Ocak ayında 452 bin öğrencimizin hesabına burs, 1 milyon 11 bin öğrencimizin hesabına kredi olarak bu tutarlar yatıracaktır

Demirtaş ile ilgili

İstisnasını bir kenara bıraksak bile, Selahaddin Demirtaş’la ilgili hüküm, aynı mahkemenin mesela İspanya’daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çelişmektedir

Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimiz tarafından değerlendirilir. AİHM bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden alarak istisnai bir uygulama yapmıştır.

Kaldı ki biz bireysel başvuru adımını attığımız zaman Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin tüm yolları tüketme unsuru olarak gördük. Ondan sonra AİHM devreye girebilir. Bu şekilde bu adım atıldı. Resmen çifte standarttır, hatta iki yüzlülüktür.  Ey AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalıdır.

Ayrıntılar geliyor...

Sonraki Haber