Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Gazze tepkisi: "Savaş değil soykırımdır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 3. Antalya Diplomasi Formu'nda açıklamalarda bulundu. Gazze'de yaşanan katliama değinen Erdoğan, "Gazze’de yaşananlar savaş değil, soykırım girişimidir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3. Antalya Diplomasi Forumu’nda açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"İSLAM VE YABANCI KARŞITLIĞI VEBA GİBİ YAYILIYOR"
İnsanlık olarak sancılı bir dönemden geçiyoruz. Sadece dış politikada değil, üretim, iletişim, sanat, ticaret, teknoloji gibi pekçok alanda ezberler bozuluyor. Gönül ister ki bu değişim insanlığın sorunlarına çözüm getirsin. Ülkeler arasındaki gelir adaletsizliği katlanarak artıyor. Savaşlar eskisinden çok daha kanlı geçiyor. Sömürgecilik yeni yöntemlerle devam ettiriliyor. İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı dünyanın pekçok yerinde veba salgını gibi yayılıyor.
"AVRUPALI TÜRKLER PROVOKE EDİLMEK İSTENDİ"
Türkiye’nin gerek coğrafi konum, gerekse kültürel bağları nedeniyle küresel krizlerden en çok etkilenen ülkelerin başında geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yükselen İslam düşmanlığının hedef aldığı toplum kesimlerinin başında yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız geliyor. Son dönemde protesto eylemi kılıfı altında mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan menfur saldırıların çoğu Türk büyükelçiliklerinin önünde gerçekleştirildi. Türkiye ve Avrupalı Türkler bu süreçte özellikle provoke edilmek istendi.” dedi.
"4 MİLYON SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ"
Türkiye gerek coğrafi konumu, gerek beşeri ve kültürel bağları, gerekse beynelminel ilişkileriyle krizlerden en çok etkilenen ülkelerden biridir. Örneğin pek çok ülkenin son 5-10 yılda yüzleştiği terör tehdidiyle biz tam 40 yıldır mücadele ediyoruz. DEAŞ’ı bozguna uğratan yegane NATO müttefikiyiz.
Yükselen İslam düşmanlığının hedef aldığı toplum kesimlerinin başında yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız geliyor. Son dönemde protesto eylemi kılıfı altında mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan menfur saldırıların çoğu Türk büyükelçiliklerinin önünde gerçekleştirildi. Türkiye ve Avrupalı Türkler bu süreçte özellikle provoke edilmek istendi.
Düzensiz göç meselesinde 12 yıldır ciddi baskı altındayız. Çatışmalardan kaçan yaklaşık 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz.
"HİÇBİR HADİSEYİ UZAKTAN SEYRETME LÜKSÜMÜZ YOK"
Türkiye’nin hiçbir hadiseyi uzaktan seyretme lüksü yoktur. Sorumluluk sahibi bir ülke olarak doğru bildiklerimizi cesaretle söylemek tüm insanlığa karşı görevimizdir. Hakikati konuşanların seslerinin kısıldığı günümüzde, böyle bir misyonun zorluklarının farkındayız. Acı da olsa, birileri için rahatsız edici de olsa gerçekleri dillendirmeye devam edeceğiz.
Karşı karşıya olduğumuz jeopolitik riskleri yönetmek için her zamankinden daha aktif, dikkatli ve soğukkanlı bir politika izliyoruz. Girişimci, insanı öne çıkaran dış politikamızın temelinde kadim değerlerimizle çıkarlarımızın uyumlu birlikteliği vardır. Ülkemizin menfaatlerini her alanda güçlü bir şekilde savunmanın gayretindeyiz. Yakın dönemde yaşadığımız hadiseler bize şunu öğretti; diplomasi, krizlerin barışçıl çözümünde elimizdeki en büyük araçtır.
"KAAN İLK UÇUŞUNU GERÇEKLEŞTİRDİ, FARKLI BİR LİGE YÜKSELDİK"
Son 21 yılda ekonomiden, ticarete, savunmadan, ihracata her alanda büyük atılımlar gerçekleştirdik. Diklenmeden, dik durabilmek için, milli onurumuzu, bekamızı, milletimizin hak ve hukukunu koruyabilmek için her türlü adımı attık. Ekonomide ülkemizi yılda ortalama yüzde 5,5 oranında büyüttük. Milli gelirimizi 238 milyar dolardan 1 trilyon 119 milyar dolara yükselttik. İhracayı 36 milyar dolardan 256 milyar dolara, turizm gelirlerimizi 13 milyar dolardan, yaklaşık 54,5 milyar dolara getirdik. Savunma sanayiinde yerli ve milli üretimin payını yüzde 80’ler seviyesine ulaştırdık. İnsansız hava araçları teknolojisinde Türkiye’nin yazdığı başarı hikayesi herkesin malumudur. Geçtiğimiz hafta KAAN’ın da ilk uçuşunu başarıyla yapmasıyla artık bu alanda farklı bir lige yükseldik.
"ULUSLARARASI KURUMLAR KANI DURDURAMADI"
Önümüzdeki dönemde adaleti savunmaya, tüm dünyada dostlarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz. Suriye, Yemen, Libya ve son olarak Ukrayna’daki çatışmalar bize mevcut küresel sistemin işlevini tamamen kaybettiğini göstermiştir. Bu krizlerde BMGK başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar kanı durduracak adımlar atamadılar."
"GAZZE'DE YAŞANANLAR SAVAŞ DEĞİL, SOYKIRIM GİRİŞİMİDİR"
Uluslararası düzenin iflas bayrağını çektiği asıl yer Gazze olmuştur. 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşanan katliamları hepimiz içimiz kanayarak takip ediyoruz. İsrail’in sivil yerleşim yerlerini hedef alan kasıtlı saldırıları sonucunda bugüne kadar 30 bin Gazzeli şehit edildi. 70 binden fazla Filistinli yaralandı. Bir hususu çok açık ifade etmek isterim; Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar ve siviller canice katledilmedi. Aynı zamanda milyarlarca insanın uluslararası adalete dair inancı yok edildi. Söz konusu İsrail olunca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, Avrupa Birliği’nin tarafsızlıktan dem vuran uluslararası basın yayın organlarının ne kadar aciz ve işlevsiz olduğunu hep birlikte gördük. Gazze’de yaşananlar kesinlikle bir savaş değildir, bir soykırım girişimidir. Savaşın bile uyulması gereken bir ahlakı ve hukuku vardır. Ana kucağındaki yavruları açlığa mahkum eden, hastaneleri, kiliseleri, camileri, okulları, mülteci kamplarını, ambulansları bombalayan, dün olduğu gibi gıda yardımı almak için bekleyen sivilleri kalleşçe hedef alan bir barbarlıktan bahsediyorum.
Uluslararası toplum, Filistin halkına olan borcunu ancak Filistin Devleti’nin kurulmasıyla ödeyebilir. Bunun için 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen Filistin Devleti’nin teşekkülü şarttır. Bu maksatla garantörlüğü de içerecek şekilde Türkiye olarak hazır olduğumuzu belirttik."