Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar: "Türkiye masa başında kurulmadı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polis, Jandarma, Sahil Güvenlik Personeli ve Güvenlik Korucuları ile iftar programında konuştu. Erdoğan açıklamasında, "Bugün terörsüz Türkiye hedefini tüm boyutlarıyla gerçekleştirme noktasında daha güçlü, daha kararlı, daha avantajlı bir konumdayız. 40 yıldır milletimizin kanını, canını ve kaynaklarını sömüren bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtulmaya hiç olmadığı kadar yakınız" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polis, Jandarma, Sahil Güvenlik Personeli ve Güvenlik Korucuları ile iftar programında konuştu.

Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle: "Malazgirt önlerindeki ilk akınlardan. İstanbul'un fethine, 15 Temmuz ihanetinin püskürtülmesine kadar al kanları ile toprağı sulayan tüm şehitlerimizi minnet ile yad ediyorum. Biliyoruz ki şehitler peygamberlere komşudur. 

"TÜRKİYE MASA BAŞINDA KURULMADI"

Bu toprakların bin yıllık evlatları, bin yıllık ev sahipleriyiz. Türkiye masa başında kurulmadı. Biz bu toprakları kanlarımızla ve alın terimizle sulayarak kendimize vatan eğledik. En kuzeyinden en güneyine ülkemizin her karışı için gerektiğinde ölümü göze aldık.

"KİMSE BİZİ BU TOPRAKLARDAN SÖKÜP ATAMAZ"

En doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine, ülkemizin her bir karışı için gerektiğinde ölümü göze aldık. Devletimiz üzerinde ameliyata kalkışanlara en güçlü cevapları vererek bugünlere geldik. Şunu bugün bir kez daha açık açık söylemek isterim. Allah'a ömür verdikçe yine burada, bu topraklarda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz.

Karada, havada, denizde mukaddes vatan topraklarını koruyan siz kıymetli kahramanlarımız, bu ülkenin ve milletin düşmanlarının aşamadığı, hiçbir zamanda aşamayacağı çelikten birer kalesiniz. Gabar'da aşamadılar, Cudi'de aşamadılar, Tendürek'te aşamadılar, Besler deresinde aşamadılar. Hep siz oralarda onları inlerine gömüyorsunuz. Ve şu ana kadar o imanla o aşkla yine gömmeye devam edeceksiniz. Ben buna inanıyorum. Sizler polisiyle, jandarmasıyla, sahil güvenliğiyle, güvenlik korucusuyla işte bugün burada olduğu gibi yan yana sırt sırta olduğunuz müddetçe Allah'ın izniyle kimse bizi bu topraklardan söküp atamaz.

Aynı şekilde mülkümüz, canımız, bayrağımız ve bütün kutsal değerlerimizi emniyet altındaysa hiç kuşkusuz bunda sizin çok büyük emeğiniz var. Ne denli şartlar altında vazifenizi yerine getirdiğinizi, Türkiye'nin güvenliği için nasıl büyük bir özveride bulunduğunuzu gayet iyi biliyoruz. Rabbim hepinizden razı olsun. Ayağınıza taş değdirmesin diyorum.

3 kıtanın tam kalbinde yer alan vatanımız stratejik olarak bizlere eşsiz imkanlar sunma yanında zorluklarını da bünyesinde barındırıyor. Küresel güç rekabeti bölgemizde cereyan ettiği için Türkiye olarak biz de her türlü gelişmeden doğrudan etkileniyoruz. Hadiseleri tribünden seyretme lüksüne sahip değiliz. Her türlü senaryoya karşı hazırlıklı olmak, bölgemizdeki olayları ülkemiz lehine olacak şekilde yönetmek, yönlendirmek mecburiyetindeyiz. Hamdolsun özellikle son yıllarda bu konuda çok başarılı bir sınav verdik. Komşumuz Suriye'de 13 buçuk sene boyunca bedel ödeme pahasına doğru olanı ahlaki ve vicdani olanı yaptık. Bu milleti ikinci bir Boraltan köprüsü utancı yaşatmayacağız. Öyle dedik ve her türlü riski göze alarak böyle bir utanç tekesini tarihimize bulaştırmadık. Hatırlayın bu süreçte çok ağır baskı gördük. 

873 BİN SURİYELİ ÜLKESİNE GERİ DÖNDÜ

Hatta ihanetle suçlandık. Peki, sonuçta ne oldu? Irkçılık yapanlar kayboldu. Mazlumları otobüslere doldurup terör örgütlerine ve eli kanlı zalimlere göndermek isteyenler kayboldu. 8 Aralık'ta Suriye halkı 61 yıllık karanlığın ardından zalim rejimi devirdi ve özgürlüğüne kavuştu. Devrimden bu yana 133 bin Suriyeli misafirimiz gönüllü ve onurlu bir şekilde doğdukları topraklara geri döndü. Bugüne kadar Suriye'ye güvenli bir şekilde dönen kardeşlerimizin sayısı ise 873 bini buldu. Suriye'de düzen ve istikrar güçlendikçe inşallah bu sayı daha da artacak. Daha önce de dikkat çektiğim gibi kimseyi zorlamıyoruz. Ama dönmek isteyen kardeşlerimize de gereken kolaylığı sağlayacağız.

Aynı durumu Gazze'de de gördük. Orada da buna şahitlik ettik. Gazze'de 471 gün süren soykırım ve katliamda küresel siyonist lobinin tüm baskılarına rağmen kardeşlerimize cesaretle sahip çıktık. Neticede Gazze'deki insanlık sınavını alnının akıyla veren birkaç ülkeden biri, elhamdülillah, Türkiye oldu. Bugün pek çok ülke Filistin halkının yüzüne dahi bakamazken, biz Gazze'li kardeşlerimizin samimi dualarına mazhar oluyoruz.

"BARIŞIN TARAFINDA OLDUK"

Rusya-Ukrayna Savaşı'nda yine benzer tehditlerle karşılaştık. Hemen herkes savaşa odun taşırken biz barışın tarafında olduk. Şimdi bakıyorsunuz, geçmişte bize laf söyleyenlerin hemen hepsi bugün hükümetimizin dengeli politikasına hak vermek zorunda kalıyor. İster rakibimiz isterse dostumuz olsun. Hemen herkes Türkiye'nin çok kritik zamanlarda çok doğru ve öngörülü hamleler yaptığını ifade ediyor. Daha burada saymaya kalksak saatlerimizi alacak pek çok meselede biz daima önce milletim, önce memleketim şiarıyla hareket ettik.

Türkiye'nin menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu kararlılıkla uyguladık. Sadece dış politikada değil, iç siyasette de duruşumuz hep bu yönde oldu. Vesayetin ve bürokratik oligarşinin geriletilmesinden terörün her türlüsüne karşı verdiğimiz mücadeleye, milli iradeyi güçlendirilmesinden temel hak ve hürriyetlerle ilgili attığımız adımlara kadar her alanda doğru olanın yapmanın derdinde oldu. Bu süreçte nelerle karşılaştığımızı milletimizin tüm fertleri çok iyi biliyor. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık emniyet, yargı, darbe girişiminde, 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünde, doğrudan istiklalimizi hedef alan daha nice hain saldırıda ülkemizdeki bazı çevrelerin nerelere savrulduğunu hiçbirimiz unutmadık ve unutmuyoruz. Elini vicdanına koyan herkes şunu kabul etmektedir, Türkiye maruz kaldığı onca ihanete ve saldırıya rağmen bugün güvenlik noktasında herhangi bir zafiyet yaşamıyorsa bunun sebebi vaktinde atılan ileri görüşlü adımlarımızdır.

Bu süreçteki en büyük kazanımlarımızdan biri de FETÖ'nün tasviyesidir. FETÖ terör örgütü devletimizi içeriden çökerten hapis bir ur misali yıllarca emperyalistler namına ülkemiz aleyhine tetikçilik yapmıştır. Milli projelerimizin engellenmesinden kimi siyasi cinayetlere, ajanlık faaliyetlerinden terörle mücadelemizin sekteye uğratılmasına kadar bir çok ihanetin, kalleşliğin ve operasyonun gerisinde bu örgüt bulunuyor.

"TERÖR BİTME NOKTASINA GELDİ"

Emniyet teşkilatımızı, ordu ve jandarmamızı FETÖ'cü hainler başta olmak üzere hukuk dışı yapılardan temizledikçe hem kendimize güvenimiz arttı hem de terör örgütleri ve suç şebekeleriyle daha etkin mücadele imkanına kavuştuk. Güvenlik güçlerimizin yıl boyu süren operasyonları sayesinde sınırlarımız içindeki terör tehdidi hamdolsun bitme noktasına geldi. Bir dönem teröristlerin cirit attığı köy, mezra ve yaylalarda artık güven ve huzur ortamı hakim. Irak ve Suriye'deki harekatlarımızla da terör unsurlarını hudutlarımızdan uzaklaştırdık. Yani son 8-10 yılda bugün terörsüz Türkiye diye tarif ettiğimiz hedefimize giden yoldaki pek çok taşı, mayını, engeli temizledik. Başta sınır ötesi operasyonlar olmak üzere terörle mücadele irademiz çok sık eleştirildi. Hatta sabote edilmek istedik. Ama biz asla yılgınlık göstermedik, karamsarlığa kapılmadık, hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerledik. Kıymetli misafirler, bakın burada şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek durumundayım. Bugün terörsüz Türkiye hedefini tüm boyutlarıyla gerçekleştirme noktasında daha güçlü, daha kararlı, daha avantajlı bir konumdayız. 40 yıldır milletimizin kanını, canını ve kaynaklarını sömüren bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtulmaya hiç olmadığı kadar yakınız.

"KİŞİSEL HESAPLAR PEŞİNDE DEĞİLİZ"

Milletine karşı sorumluluk duygusu taşıyan bir siyasetçinin böyle bir fırsata sırtını dönmesi düşünülemez. Avantajımızı 85 milyonun tamamının hayrına olacak bir sonucun çıkması en iyi şekilde değerlendirmekle mükellefiz. Şunu sizlerle birlikte aziz milletimizin çok iyi bilmesini istiyorum. Biz kişisel hesaplar peşinde asla değiliz. Biz sadece ve sadece milletin istikbalini düşünüyoruz. Türkiye için en doğrusunu, en isabetlisini yapmanın derdindeyiz. Amacımız hiçbir güvenlik görevlimizin, hiçbir evladımızın burnunun dahi kanamayacağı kalıcı bir güven iklimini içeride ve dışarıda tesis etmektir.

"MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Aklını hırsına esir etmeyen herkes şu gerçeği çok net görebiliyor. Bölgemizin ve dünyanın tarihi bir yeniden yapılanma sürecinde olduğu bir dönemde, Türkiye olarak bizim çok dikkatli davranmamız gerekiyor. Soykırım şebekesinin yeni haritalarla bölgemizi bölme niyetlerini ilan ettiği günlerde, bizim de politikalarımızı buna göre belirlememiz icap ediyor. Bir asır önce oynanan oyunun tekrarına izin verirsek, ne atalarımız ne de gelecek nesiller bizi affeder. Sultan Arparslan'ın ve Selahattin Eyyubi'nin torunları olarak, gönül gönüle vererek siyonistlerin bölgemizde yeni ameliyatlar yapmalarına Allah'ın izniyle müsaade etmeyeceğiz.

Sonraki Haber