Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: ''Yapay zeka kadınlara ayrımcılık yapıyor''
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Üniversitesi'nde "Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi"nde konuştu. Kadın haklarına ve eşitsizlik konularına vurgu yapan Erdoğan yapay zeka algoritmalarına da değinerek, ''Kadınlara ayrımcılık yapılıyor'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi"nde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
''YAPAY ZEKA EŞİTSİZLİKLERİ ARTIYOR''
''Yapay zeka teknolojileri ve algoritmaların mağdurları arasında ilk sırada kadınlar yer almaktadır. İş başvurularından sosyal medya platformlarına kadar birçok farklı mecrada kadınlar, yapay zekanın eşitsizlikleri artıran bu çirkin yüzüne maalesef çok sık muhatap olmaktadır. Yapay zeka kadınlara ayrımcılık yapıyor.
''YAPAY ZEKA VE KADIN'' TEMASI
KADEM'in iki yılda bir mütad olarak düzenlediği uluslararası zirvelerde hepsi birbirinden önemli konular, kendi alanlarında yetkin isimlerin iştirakiyle kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. Adaletten kültürel kodlara, ailenin güçlendirilmesinden dijital çağın insana yönelik meydan okumalarına kadar pek çok meseleyi burada hep birlikte ele aldık. Zirvelerde kadınların iş, çalışma ve bireysel hayatlarında önlerine çıkan engellerin kaldırılmasını, daha adil bir sistemin inşasını hedefleyen çok sayıda karar, teklif ve tavsiye gündeme getirildi. Kadınlarla birlikte sivil toplum ve resmi kurumlarımız açısından da yol gösterici olan bu müktesebattan biz de istifade ettik ve ediyoruz.
Bugünkü zirvenin temasının "Yapay zeka ve kadın" olarak belirlenmesini son derece isabetli buluyorum. Bugün ve yarın yurt içinden ve yurt dışından değerli katılımcılarla bu tema ekseninde yapılacak tartışmaların yine ufkumuzu açacağına inanıyorum. Zirvenin kadınların yanı sıra tüm insanlık için şimdiden hayırlara vesile olmasını Rabbim'den niyaz ediyorum.
Kadın ve Adalet Zirvesi'nin düzenlenmesinde emeği geçen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarımızı, uzmanları ve konuşmacıları canı gönülden tebrik ediyorum.
''KÖKLÜ DEĞİŞİMLERE SAHNE OLDU''
Burada öncelikle şu hususu vurgulamak isterim. Tarih bize dünyamızın genel manada her 100 yılda bir kabuk değiştirdiğini, dönüştüğünü, yeni bir safhaya geçtiğini gösteriyor. Çok değil, iki asır önce başlayan sanayi devrimiyle birlikte hayatımızda keskin bir kırılma yaşandı. Fabrikalar, otomobiller, fotoğraf makineleri, aşılar, ilaçlar, telefon, radyo, televizyon derken insan hayatı kısa sürede köklü değişimlere sahne oldu.
''ENDİŞE ETMEKTEN KENDİMİZİ ALAMIYORUZ''
Ardından internetin ve bilişim teknolojilerinin hayatımıza girmesiyle çok daha farklı, çok daha derin bir değişim dalgasına kapıldık. Bugün artık yapay zekadan, insansız sistemlerden, robotik teknolojilerden, nesnelerin internetinden bahsediyoruz. Algoritmaların ve yapay zeka sistemlerinin yapabildikleri karşısında hayret etmekten, hatta kimi zaman insanlığın geleceği adına endişe etmekten kendimizi alamıyoruz.
''TEKNOLOJİ DOYUMSUZLUK ÜRETMEKTE''
Şurası da bir gerçek ki, tüm bu değişimler beraberinde üretim ilişkilerinin, insan davranışlarının, insani beklentilerin de farklılaşmasını getirmektedir. Teknoloji, kolay ve hızlı iletişim, bilgiye rahat ulaşım kadar doyumsuzluk da üretmekte, yeni istekleri ve yeni tüketim araçlarını da hayatımıza sokmaktadır. Bakınız, bundan 40-50 yıl önce eşyalardan ziyade insanların yaşamları, ne yapıp ettikleri, değerleri, ortaya koydukları eserler hep ön plandaydı. Sadece İslam aleminde değil, Batılı toplumlarda da mahremiyet duygusu yaygındı. Göz hakkı, diğerkâmlık, empati, fakir fukaranın da hukukunu gözetme gibi kavramlar fertlerin davranışlarında belirleyici rol oynuyordu. Var olmak ile görünür olmak, bütün bunlar arasında bu derece yüksek bir illiyet bağı kurulmuyordu.
''DİJİTAL KÜLTÜR BAKIŞ AÇIMIZI ALTÜST ETTİ''
Günümüzde ise bireylerin hayata yaptıkları katkılar değil, neyi aldığı, neyi yediği, neyi paylaştığı daha çok gündeme geliyor. Gerçekle sanalın, algı ile olgunun, yalan ile gerçeğin yer değiştirdiği dijital kültürün insanın hayata bakış açısını altüst ettiği bir dönemde yaşıyoruz. Dijitalleşmenin ortaya çıkardığı ürünlerin, sunduğu imkanların, getirdiği kolaylıkların ve konforun yanı sıra insanı nesneleştirdiğini, insanın biricikliğini örselediğini çok net biçimde görüyoruz.
''KADINLARI DIŞLAYAN TEKNOLOJİNİN HAYRININ DOKUNMASI MÜMKÜN DEĞİL''
Kadınları dışlayan, kadınlara adaletsizlik yapan teknolojinin insanlığa hayrının dokunması mümkün değildir. Kadın emeğinin ucuz işgücü olarak görüldüğü, kadının sadece adının olduğu, siyasete, devlet iradesine kadının elinin değmediği bir sistem sadece eksik değildir böyle bir düzen aynı zamanda adaletsizdir, toplumun gücünün yarısını yok sayıyor demektir.
''KADINLAR BAŞÖRTÜSÜNDEN DOLAYI YILLARCA DIŞLANDI''
22 yıl boyunca çok ciddi engellerle karşılaştık. Vesayetin, baskının hücrelerine kadar işlemiş yasakçı zihniyetin her çeşidiyle muhatap olduk. Maalesef anayasamızın apaçık hükümlerine rağmen kadınlar yıllarca bu ülkede sırf başörtüsünden dolayı eğitim ve çalışma hayatından dışlandı. Üniversitelerin kapısına faşizmin kapısına ikna odaları kuruldu. Kraldan çok kralcı davranan özel sektör kuruluşlarımızda kadınlar özgürce çalışamadı. İBB Başkanı ve Başbakan olarak biz de eski Türkiye'nin dayatmalarıyla karşılaştık. Son 22 yılda verdiğimiz mücadele neticesinde tüm bunları kötü birer hatıra olarak geride bıraktık. Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere her alanda ülkemizin beşeri sanayi zenginleşmesi için tüm engeller kaldırıldı.
"KADINLAR İÇİN GEREKLİ TÜM ADIMLARI ATACAĞIZ"
Türkiye Yüzyılı'nın odağı güçlü kadın. 2024 yılı Ağustos itibariyle kadınların iş gücüne katılımı %34,3'e çıktı. 2028'de amacımız kadınların iş hayatına katılımını %40'e çıkarmaktır.
Kadın ve erkeğin beraberce güçlü olduğu ailelerle toplumu ve ülkemizi daha da güçlendireceğiz. Kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri. Her alanda aktif rol almaları. Her fırsattan eşit yararlanmaları için nerede eksiğimiz varsa kapatacağız. Nerede atmamız gereken adım varsa onu uygulamaya geçireceğiz.
''GAZZE'Yİ ULUSLARARASI GÜNDEME TAŞIDIK''
Cinayet şebekesi ile karşı karşıyayız. Son 13 ayda Gazze'de hayatını kaybeden 50 bin masumun 3'te 2'sini kadın ve çocuklar oluşturuyor.
Gazze'de bombaların, silahların altında çocuklarına, ailesine, davasına kol kanat geren kadınların direnişi devleşiyor. Şunu net söylemek isterim. Gazze'de ve Lübnan'da katliam durana, ateşkes yapılana kadar kardeşlerimize sahip çıkmayı sürdüreceğiz. İşgalcilerin saldırılarının başladığı bugüne kadar, katıldığımız uluslararası programlarda Gazze'yi gündeme taşıdık.''