Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun: ''Kültürel bir kuşatma ile karşı karşıyayız''
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 21. Yüzyılda Türkiye'nin Kültür Seferberliği kitabının tanıtımı ve Kaçış Yok sergisinin açılış programında konuştu. ''Kültürsüzleştirme hamlelerine karşı verilen mücadele, şerefli bir mücadeledir. Onurlu, haysiyetli bir mücadeledir.'' diyen Altun, Türkiye'nin kültürel kuşatma altında olduğunu ekledi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul'da İletişim Başkanlığınca Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen “21. Yüzyılda Türkiye'nin Kültür Seferberliği” kitabının tanıtım programında açıklamalarda bulundu.
Altun, ''Türkiyemizin özellikle kültür alanında “çetin bir cengin”, “zorlu bir savaş”ın içinde olduğu ve bu cenkte, bu savaşta bir seferberliğe ihtiyacı olduğu kanaatindeyiz. Kültürel bir kuşatma ile karşı karşıyayız. Bizi kültürel değerlerimizden alıkoymak isteyenler var. Türkiye'nin kültür savaşında seferberliğe ihtiyacı var.'' ifadelerini kaydetti.
''Karşımızda kültürel sömürgeciliği adeta norm edinmiş bir küresel hegemonya var'' diyen Altun, konuşmasına ''Kültürsüzleştirme hamlelerine karşı verilen mücadele şerefli bir mücadeledir. Birlik ve beraberlik içerisinde verdiğimiz mücadele istiklalimiz ve istikbalimiz için verdiğimiz mücadeledir. İstikbalimiz ve istiklalimizin teminatıdır.'' diyerek devam etti.
Altun'un konuşmasından satır başları şu şekilde:
''Öyle inanıyorum ki bu sergi, kültür varlıklarımıza yönelik tahribat ve kaçakçılığın önlenmesine katkı sağlamakla kalmayacak, kaçak kazıların neden olduğu zararlara yönelik de yine toplumsal farkındalığın artmasına da neden olacak. Gerçekten Kültür ve Turizm Bakanlığımız, yasa dışı yollarla yurt dışına götürülen çok sayıda tarihi eseri, ait oldukları topraklara yani buraya geri getirmek için çok büyük bir çaba sarf ediyor.
2002 yılından itibaren 12 bini aşkın eserin Türkiye’ye iadesi sağlandı. Bu iadelerin 8 bine yakını yani üçte ikisi son 6 yılda gerçekleşti.
''TOPLUMU İMHA ETMEKLE AYNI ANLAMA GELİYOR''
Bizim gibi toplumlar, yıllarca batılılaşma adı altında kültürsüzleştirme tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Aslında bu girişimler, toplumun imhası girişimleridir. Toplumu kültürsüzleştirmek, o toplumu imha etmekle aynı anlama gelir.
Kültürsüzleştirme hamlelerine karşı verilen mücadele, şerefli bir mücadeledir. Onurlu, haysiyetli bir mücadeledir. Kültürümüz adına millet olarak birlik, beraberlik içerisinde verdiğimiz, vereceğimiz mücadele istikbalimiz ve istiklalimiz için verdiğimiz bir mücadeledir. Bu mücadele, istikbalimizin ve istiklalimizin teminatıdır.
''BİR BENZERİNE DAHA İHTİYAÇ YOK''
Bir diğer yandan bu kültürel hegemonya sistemi; etnosantrizmin, ırkçılığın, ayrımcılığın, yabancı düşmanlığının dünyanın farklı yerlerinde yeniden üretilmesine katkıda bulunuyor.
Bu toplum, bu millet, esas itibarıyla modern dönemde batı dışı bütün toplumlar, bu tepeden inmeci dayatma girişimlerinden, suni kültürel modernleşme projelerinden gerçekten çok çekti. Bir benzerine daha ihtiyacımız yok.''