Cumhurbaşkanlığı seçimleri için bahisler, kehanetler ve anketler

Son yıllarda seçim zamanlarında fake araştırma şirketlerinin çıkmasına alışmıştık. Buna itibar eden siyasal partilere, siyasetçilere ve medyadakilere de alıştık. Zirai Ralph Keyes’in Post-Truth olarak tanımladığı, bizde de genel olarak ‘’hakikat ötesi’’, ‘’hakikat sonrası’’ olarak çevrilen bir kavram.

Son dönemde sahte ya da "fake" haberciliğin yanına "fake" araştırma sonuçları ilave edildi. Öyle ki çoğu sadece "tabeladan” ibaret hatta bazılarında onun da olmadığı birçok araştırma sonucu servis ediliyor. Nasıl olsa bir denetim de yok. Ahlaki olarak zafiyetin de varsa yayınla sonucu, işte sana anket. Nasıl olsa bu sonuçlara teşne siyasetçi ve medya da var. Alır kullanırlar. Hatta böyle olan anketlerin ortalaması ile başka başka analizler de yapılır.

Zaten çoğu "uçuş" olan verilerle analiz yapınca, zaten o analiz de çöp. Olayı şöyle düşünün, bir de anketörleriniz var. Anket yapması için iş veriyorsunuz. Onlar oturup evde ya da kafede anketi doldurup getiriyorlar. Siz de onları kontrol etmeden analiz yapıyorsunuz. Durum aynen böyle. Dolayısıyla ortalama almak da o verileri kullanmak gibi bir şey.

Bu seçim aynı zamanda araştırma şirketleri için de karne olacak. İzleyip göreceğiz.

Biz araştırmacıların da işi kolay değil. 2014 ve 2018 seçimlerinde Optimar Araştırma olarak en isabetli tahminleri biz yaptık. Bu seçimler için de iddiamızı koruyoruz. Ancak, biraz istatistik bilenler bunun bir bilim olduğunu ve belli bir hata payı olduğunu da bilir. Nitekim, yaklaşık üç yıldır ‘’Seçimi kim kazanırsa kazansın, arada büyük farklar olmayacak, en fazla bir, bir buçuk puan hatta bindelik oranda bir farkla da neticelenebilir" diye birçok kez söyledim. Bazıları uçuyor, kaçıyor Kılıçdaroğlu 5 puan 10 puan önde diyorlar, böyle bir durum mümkün değil.

Bir süre öncesine dek tüm araştırmalarda Erdoğan 2 puan kadar önde idi. Şimdi fark biraz kapanır gibi oldu. Ancak, şu an sahada olduğumuz bir çalışma var. Az farkla Erdoğan önde. Ama bu oranların da hata payı dahilinde olduğunu söyleyebiliriz.

Bazıları da bu işi astrolojiye bağlamışlar. Astroloji, diye bir şey de var. Yıldızların insanlar üzerinde etkileri de var. Dolunayın etkileri de güneşin etkileri de var. Mesela benim hava kapalı olduğunda ya da havada yağmur ağırlığı olduğunda gözüm ağrır. Havanın, güneşin, ayın bu tür etkileri olabilir. Ancak, seçimi astrologlar bilebilir mi? Derseniz belki bazıları ya da bir ikisi bilebilir. O kadar. Ama, kamuoyu araştırmaları başka bilimsel metotlarla yapıldığı zaman sonuçları tahmin edebilirsiniz. Elbette hata payı dahilinde.

Geçmişte at yarışları ya da Roma’da gladyatörlerin dövüşlerindeki bahisçilerin bugün ilgi alanı seçimler olmuş durumda. Amerika seçimlerinde Biden’in seçimini tahmin eden bahis şirketi 16 milyon dolar kazanmış.

Şu an Türkiye seçimleri için de bahislerin reytingi her geçen gün değişiyor. Daha önce favori gördükleri aday Kılıçdaroğlu iken bugünlerde Erdoğan az farkla öne geçmiş gözüküyor.
Sonuç olarak, Washington Post’un da dediği gibi, ‘’2023’ün en önemli seçimleri Türkiye’de olacak.’’ Birileri bu seçimleri manipüle etmek için her türlü argümanı kullanıyor. Geçmiş seçimlerde de böyle çabalar oldu. Olacaktır da. Ancak, size tavsiyem nesnel yöntemlerle yapılan araştırmalara itibar etmenizdir. Diğer türlü sizin için hem zaman kaybı olur hem de gereksiz yere üzülür ya da sevinirsiniz.

Bahis konusuna da tekrar dönecek olursak da Akşener’in "kumar masası" dediği Kılıçdaroğlu’nun Masası kendi siyasal hayatının sonunu getirdi. Seçimlerde en çok oy kaybeden parti İYİ Parti olacak. Seçime "kumar" olarak bakanlar yanlış yaparlar. Zira, bu seçim yüzyılın seçimi hem bizim için hem de coğrafyamız, belki de dünya için.