Densiz Dendias, hadsiz Papaz ve Yeni Roma Projesi
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, 5 Mart 2023 Pazar günü Fener Rum Patrikhanesi'nde depremde ve Yunanistan’da tren kazansında ölenler için düzenlenen ayine katılmak üzere İstanbul’a geldi.
“Bunda da ne var canım” diyeceksiniz. Bakın bunda çok şey var. Neler mi? Anlatayım.
Yunan medyası Dendias’ın İstanbul ziyaretini bir gün önceden “Dendias yarın “Konstantinapol’de Ekümenik Patrikle görüşecek” diye duyurdu.
Üstelik Yunanistan’ın DENSİZ Dışişleri Bakanı DENDİAS bu ziyaretle ilgili Yunanca attığı tweette “Kosntantinopol’e gideceğim ve orada Ekümenik Patrik ile görüşeceğim” diyordu.
Tüm tepkilere rağmen Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias attığı bu tweeti silmedi ancak her zaman yaptığı gibi attığı bu sefer İngilizce tweetinde "İstanbul" dedi ve 5 Mart 2023 tarihinde İstanbul’a geldi. Hiçbir eşiti resmî makamla görüşme yapmadan doğrudan Fener Rum Patrikhanesi'ne gitti, ayine katıldı ve döndü.
Yani Densiz Dendias diplomatik olarak; “Ben dediğimden dönmem ama sizin tepkinizi azaltmak için en fazla İngilizce bir tweet daha atar, orada İstanbul derim. Yunanca tweetim ve tweetimde de Konstantinopol kalır” demiştir!
Bu cüret ve densizlik nasıl sindirilebilir?
Yetkili makamların İstanbul’a "Konstantinopol", Patrik’e "Ekümenik Patrik" dediği Yunanca tweetini silmediği sürece (ikinci bir tweet atması hatasını düzeltmez) bu densiz Dendias’ın gelişine izin vermemesini beklerdik!
Her ne kadar yetkililer TÜRK DEGS’in tepkilerini görmese de Yunan medyası, Dendias’a yönelik tepkinin TÜRK DEGS tarafından başlatıldığını söyleyerek, “Dendias, Fener Ziyareti öncesinde emekli amiral ve 'Mavi Vatan teorisyeni' Cihat Yaycı başkanlığındaki TÜRKDEGS hesaplarından hedef haline getirildi” ifadeleriyle beni ve TÜRKDEGS’i (Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi'ni) suçlayıcı haberler yapmıştır. Bu da bizim için elbette onurdur.
ATATÜRK’ÜN “KOSTANTİNOPOL DEĞİL İSTANBUL” HASSASİYETİ
“Aman canım siz de çok kafaya takıyorsunuz, Konstantinopol dese, Ekümenik Patrik dese ne olur” diyen varsa bunlar gerçek Atatürkçü ve Türkiye Cumhuriyetçi olamaz!
Bunu diyenler ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ü ve de Türkiye Cumhuriyeti’ni kurucu nitelik taşıyan Lozan Antlaşması'nı anlamamış kişilerdir...
Atatürk, İstanbul’u bir Türk şehri yapmak için İstanbul adının tartışmasız kullanımı konusunda son derece hassastı. Ancak yabancılar İstanbul yerine Konstantiniyye veya Konstantinopol deme konusunda ısrarlıydı.
Bu ısrarın kırılması için 1921-27 arasında “İSTANBUL İS NOT CONSTANTİNOPLE (İstanbul Konstantinopol değildir)” isimli bir şarkı dahi Avrupa’da yazdırıldı. (Hatta bu şarkı 1950’lerde ABD’de bayağı ünlü oldu.)
Nihayetinde Atatürk İstanbul yerine Konstantiniyye veya Konstantinopol kullananlara son tarih olarak 28 Mart 1930’u verdi ve bu tarihten sonra yurt dışından gelecek mektuplarda şehrin adı olarak Konstantiniyye veya Konstatntinopol yazılması durumunda mektupların iade edileceğini bildirdi. Batı dünyası ayağa kalkmıştı…
Mektuplar, paketler ve benzerleri Türkiye’de böyle bir yer yok denilerek iade ediliyordu.
Sonuçta Büyük Atatürk Batı dünyasını terbiye etmiş ve artık herkes İstanbul diyor ve yazıyordu.
İşte bu gerçekler ışığında, ATATÜRK”ün “Kostantinopol değil, İstanbul” net tavrını ve adresinde Konstantinopol yazan mektupları iade ettirdiğini bilip de Densiz Dendias’ın yaptıklarını içine sindirenler gerçek Atatürkçü olamaz!
EKÜMENİKLİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARAFINDAN REDDEDİLMİŞTİR
Ekümenikliğe gelince hatta gelmeden Lozan Antlaşması'nda Patrikhane ile ilgili bir hüküm olduğunu sanan bilgisizce ahkâm kesenleri bilgilendirelim.
Hem de bizzat Fener Rum Patrikhanesi'nin bağlı bulunduğu Fatih Kaymakamlığı tarafından 15 Ağustos 2022 günü saat 15.30’da “Fener Rum Patrikhanesi Patriği Dimitri Bartholomeos’un ve Patrikhane'nin zaman zaman “ekümenik” kavramını kullanması nedeniyle bu açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur” başlıklı açıklamasında bakınız neler diyor:
- Öncelikle Lozan Antlaşması öncesi konu ile ilgili 30 Ocak 1923’te Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan “Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine Dair Mukavelename”de Patrikhane'nin durumu ve statüsü ile ilgili bir hükme yer verilmemiştir.
- Bu mukavele ile Türkiye’de yaşayan Rumlarla Yunanistan’da yaşayan Müslüman Türkler yer değiştirmişler, İstanbul ve Bozcaada ile Gökçeada’daki Rumlarla Batı Trakya’daki Müslüman Türkler ise mübadele dışında bırakılmışlardır.
Aynı şekilde, azınlıklar konusunda Türkiye’nin temel hukuki dayanağını oluşturan 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nda da:
- Patrikhane ile ilgili bir hükme yer verilmemiştir.
- Patrikhane'nin İstanbul’da kalması karşılığında mübadele dışı tutulan Rum cemaatinin dini bir kurumu olarak kalacağına, siyasi bir faaliyetinin bulunmayacağına ilişkin katılımcı ülke delegasyonlarının sözlerinin senet olarak kabul edildiği belirtilmiştir.
- Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi ile ruhanî meclisinin yetki alanı İstanbul Başpiskoposluğu ile Bozcada ve Gökçeada bölgesi Rum cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı tutulmuştur.
Hülasa; Lozan Antlaşması çerçevesinde Patrikhane, Türkiye’deki Rum azınlığın bir kilisesi olarak sadece dini yetkileri haiz bir kilise niteliğinde Antlaşma'nın “Azınlıkların Korunması” başlıklı çerçevesinde mütalaa edilmesi gereken dini bir kurumdur.
Fatih Kaymakamlığı'nın aynı açıklamasında “Patrikhane’nin siyasi-yönetsel açıdan 'ekümenik' vasfı bulunmamaktadır” denmektedir.
Yani bu resmî açıklamaya göre Patrikhane sadece Türkiye’deki hatta Türkiye’nin bir bölümünde Ortodoks Hristiyan Rum Cemaatine hizmet verecek bir dini kurumdur.
“DENSİZ DENDİAS” VE “HADSİZ PAPAZIN” DEVLETİMİZİN HÜKÜMRANLIK HAKLARINA KARŞI SAYGISZILIKLARI
O zaman DENSİZ DENDİAS İstanbul, Gökçeada ya da Bozcaada’da yaşayan bir Türk vatandaşı mıdır ki ayine katılmak için Fener Rum Patrikhanesi'ne geliyor?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi bünyesindeki kurumun ekümenik sıfatı olmadığını söylüyor ama Yunan Dışişleri Bakanı Densiz Dendias “hayır, ekümeniktir” diyerek Türkiye’nin içişlerine karışıyor ve hükümranlık haklarını yok sayıyor!
O zaman Fener Rum Patrikhanesi Patriği Dimitri Bartholomeos İngiltere, ABD, Bahreyn, Yunanistan, İtalya ve daha birçok ülke Türkiye’nin İstanbul, Çanakkale’nin Gökçeada ve Bozcaada ilçesi sınırlarında mı ve yaşayanlar da Türk vatandaşları mı ki buraları hem de resmî olarak ziyaret ediyor? Üstelik bir de Yunan devlet uçağı ile ülke ülke dolaşıyor!
Üstelik Türkiye Cumhuriyeti Devleti bünyesindeki dini bir kurumun başında olan Patrik Dimitri Bartholomeos, devletin patrikliğin ekümenik sıfatı olmadığını söylemesine ve Lozan Antlaşması’na rağmen “hayır vardır" diyor ve ekümenik patrik olarak kendisini nasıl tanıtabiliyor?
Üstelik bu zat, 2009 yılında ABD’ye ziyarette bulunan Fener Rum Metropoliti Bartholomeos, ABD-CBS kanalına konuk olarak burada da Ekümenik Patriklik iddiasında bulunmuş ve ABD kamuoyuna propagandalar yapmış ve “Türkiye’de kendimi çarmıha gerilmiş hissediyorum” demiştir.
Dahası Ekim 2021 ABD'ye ziyaret gerçekleştiren Fener Rum Metropoliti Bartholomeos, Washington'da sözde “resmî temasları” kapsamında ABD Başkanı Biden ve ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile görüşmüş ve "İstanbul'daki tarihi makamımızda hayatta kalma mücadelesi verirken, Ekümenik Taht'a ve korumaya çalıştığımız onun fikir ve değerlerine verdiği daimî destek için ABD yönetimine minnettarız" diyerek Türkiye’yi şikâyet etmiştir.
Ama Türkiye’de kimse bu şahsa:
- Sen hangi sıfatla resmi ziyaret ve görüşmelerde bulunuyorsunuz?
- Hangi cüretle Türkiye’yi şikâyet ediyorsunuz?
- Tarihi makamınızda nasıl hayatta kalma mücadelesi veriyor muşsunuz?
- Bir Türk vatandaşı ve bir Türk dini kurumunun başındaki bir şahıs olarak sana Yunan devleti neden ve hangi beklentiyle uçak tahsis ediyor diye sormadı. İnanılır gibi değildir.
7 Kasım 2022 tarihinde Bahreyn Diyalog Forumu’na katılan Bartholomeos burada da kendisini tıpkı daha önceki tüm toplantı, sempozyum ve forumlarda yaptığı gibi “Ekümenik Patrik” unvanıyla tanıtmış ve Lozan Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı yok saymıştır.
Ama bu da artık yetmemiştir. Bakın Fatih Kaymakamlığı'na bağlı kilisenin Başpiskoposu Bahreyn’de kendini “Konstantinopolis - Yeni Roma'nın Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik” diye tanıtmış ve arkasına bu sıfatları yazdırmıştır.
Bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Papaz hakkında “devletin bölünmez bütünlüğüne karşı faaliyet yürütmekten” soruşturma açılıp:
- Konstantinopolis neresi, Yeni Roma Devleti neresi, Ekümenik kim diye sorulmadı!
- Pasaportu iptal edilmedi!
- Batı Trakya’da seçilmiş müftüye yapılan muamele mütekabiliyet esasına göre bu papaza da yapılmadı!
- Bu sıfat ve yakıştırmaları kullanması yasaklanmadı!
YENİ ROMA’NIN MERKEZİ İSTANBUL!
Bu arada artık Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) yerini Yeni Roma Projesi (YRP) alıyor, hedef de İstanbul ve Türkiye… Aman dikkat!
Bunun da ilk basamağı Ekümenik Patriklik!
Fener Rum Metropolitliği siyasallaştıkça Türkiye’nin iç ve dış politikasına da bir müdahale unsuru haline getirilmeye çalışılmıştır.
Örneğin 2004 yılı aralık ayında Yunan Elefterotipia Gazetesi, “Türkiye’nin AB üyesi olabilmesi için Fener Rum Patrikliği'nin Ekümenik olduğunun kabul etmesi gerektiğini” yazmıştır.
Bunun üzerine Türkiye’de de maalesef bazıları “Ekümenikliğin ne zararı var, hatta faydası var” demiştir, demeye de devam etmektedir. Bunlar ya cahil ya gafil ya da sağdan yanaşan şeytanlardır.
Neden Ekümeniklik tehlikelidir diye sorsanız, cevabım, Ekümeniklik ile evrensel bir nitelik kazandırılmaya çalışılan Fener Rum Patrikhanesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin otoritesi dışına çıkarılarak özerk bir yapı ve hatta Vatikan tipi bir devlet durumuna dönüştürülmeye çalışılıyor. Bu da Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısının bozulması hem de İstanbul’dan başlayarak bozulması demektir.
Aşağıdaki gibi haritalar yayımlanmış olması da rastlantı olmadığı gibi Yeni Roma Projesi'nin de yansımalarıdır.
UYAN TÜRKİYEM!