Depremde 42 kişiye mezar olmuştu! Müteahhitten 'pes' dedirten savunma
6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde yıkılarak 42 kişinin yaşamını yitirmesine yol açan Bad-ı Saba Konutları ile ilgili görülen davada binanın müteahhidi tutuklu Şahin Avşaroğlu "depremin yönetmeliklerin çok çok üstünde bir deprem olduğunu ortaya koyuyor. Şehirde tanınan, sevilen, güvenilen bir insanım. Böyle bir olayın olmasını ben de istemezdim ama böyle bir olay oldu." sözleriyle kendini savundu.
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ilk saniyelerinde yıkılarak 42 kişinin hayatını kaybettiği, 17 kişinin de yaralandığı ve bilirkişi tarafından hazırlanan raporda yıkılmasında herhangi bir sorumlunun bulunamadığı Bad-ı Saba Konutları’nın yıkılmasıyla ilgili sanıklar ilk kez hakim karşısına çıktı. Kahramanmaraş 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Şahin Avşaroğlu, Hamit Kocabaş (58), tutuksuz sanıklar Şahin Avşaroğlu’nun kardeşi ve ortağı İsmail Avşaroğlu, mimari proje müellifi Hülya Kaptanoğlu (42), şantiye şefleri Ömer Faruk Tatarlı (29), Ali Enes Çakallıoğlu (29), zemin etüt raporu müellifi Lütfi Varol (42), mimari proje ve uygulama denetçisi Alper Ömer Doğan (37), yapı denetim firması yetkilisi Ahmet Fatih Tekerek (42), ölenlerin yakınları, taraf avukatları katıldı. Tutuksuz sanık mimari proje ve uygulama denetçisi Hasan Tümer (69) ise duruşmaya bulunduğu şehirdeki adliyede SEGBİS sistemiyle mahkeme salonuna bağlandı.
"BU DEPREMDE DÜŞEY İVME DE TESPİT EDİLDİ"
Duruşma, sanığın ‘bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma’ suçundan 22.5’ar yıla kadar hapis cezası istenen sanıkların savunmasıyla başladı. Sanıklardan müteahhit Şahin Avşaroğlu, suçlamaları kabul etmeyerek binanın o tarihte yürürlükte olan 2007 yönetmeliğine uygun olarak yapıldığını, bilirkişi raporunda da binanın yıkılmasında hiçbir sorumlu bulunamadığını söyledi.
Binaları depremin şiddetine göre değil, depremin ivmesine göre yaptıklarını ve ivme değerlerinin de yönetmelikçe belirlendiğini kaydeden Avşaroğlu, “Biz projelerimizi yönetmelikteki ivmelere göre yaparız. Ortada AFAD’ın ortaya koyduğu değerler var. Bu değerlere baktığımızda depremin hem hızı hem de ivme değerleri çok yüksek. Değerlere baktığımızda bazı ivmeölçerlerin olduğu yerde 2 kat, bazı ivmeölçerlerin olduğu yerde ise 4 kat, 6 kat var. Bu da depremin yönetmeliklerin çok çok üstünde bir deprem olduğunu ortaya koyuyor. Üniversitelerden gelen hocaların sahada yaptığı araştırmada bu depremde düşey ivme de tespit edildi ve biz düşey ivmeyi sıfır alıyoruz çünkü düşey ivme yönetmelikte yok. Düşey ivme, alttan vurma yönüdür. Sahada çalışmaların sonucunda yapılan açıklamalarda bu depremde düşey ivmenin çok etkili olduğu belirtiliyor” diye konuştu.
İnşaat aşamasında tüm kurallara uydukları için yapı denetim firmasından ve belediyeden hiçbir uyarı dahi almadıklarını kaydeden Şahin Avşaroğlu, zeminde herhangi bir sıvılaşmanın olmadığını ve inşasında da hiçbir su çıkmadığını, bina yıkıldıktan sonra bodrum katta oluşan su birikintisinin boruların ve su deposunun patlaması sonu oluştuğunu söyledi. Avşaroğlu, iddianamede kendisinin ortağı olduğu iddiasıyla cezalandırılması istenen İsmail Avşaroğlu’nun da ortağı değil, yanında çalışan işçi olduğunu, görevinin de yapmış olduğu binaların müşterilere tanıtımını yapmak olduğunu söyledi.
"İMAR PLANI 2013’TE ONAYLANDI"
Depremin ardından şehirden ayrılmadığını, enkaz altında kalan insanların kurtartılması için çaba gösterdiğini ancak bu süreçte kendisine haksız ithamlarda bulunulduğunu ifade eden Şahin Avşaroğlu, tutuklandığında AK Parti Dulkadiroğlu İlçe Başkanı olduğunu ve siyasi trollerin bunu kullanarak sosyal medyada kendisini yıprattığını söyledi.
Avşaroğlu, savunmasına “İddianamede savcılık, sitenin olması gerekenden daha fazla kat yapıldığını iddia etmiştir. Bu konu araştırılmadan birçok müşteki tarafından ve sosyal medyada sanki şahsıma özel kat verilmiş imajı yaratıldı. Bu beni çok üzdü çünkü ben işini düzgün yapan ve yönetmeliklere uyan biriyim. 4 Aralık 2013 tarihinde onaylanan Kahramanmaraş İmar Planı’nda ‘Site yapılaşmasını teşvik amacıyla arsa büyüklüğü 10 bin metrekare ve üzeri olan konut parsellerinde maksimum 15 kat uygulanır’ denilmektedir. Bizim dava konusu olan binamız 12 bin 865 metrekaredir. Buranın birleştirme işlemlerini de ben değil arsa sahipleri 2016 yılında yapıyor. Parsel sahipleri imar planının verdiği haktan faydalanmak için birleştirmişler. Benim bu birleştirilen parsellerde 1 metrekare dahi hissem yok. Daha sonra imar çapını da alıp müteahhitlerle görüşüyorlar ve bunlardan bir tanesi de benim. 2017’nin Ocak ayında kat karşılığı inşaat sözleşmesini yaptık. Benim yerimde başka müteahhit olsa o da bu hakkı kullanırdı. Ayrıca Dulkadiroğlu’nda 15 kat ruhsat alan 4 bina daha var ve bunlardan biri de bizim bina. Ben AK Parti Dulkadiroğlu İlçe Başkanlığı yaptım ve bina yıkıldığında da ilçe başkanıydım. Sosyal medyada özellikle de siyasi troller tarafından ismimin bu kadar yıpratılmasının nedeni de bu. Ama araştırıldığı zaman ben 2018 yılının Mart ayında AK Parti Dulkadiroğlu İlçe Başkanı olarak atandım, yani 2013 yılında plan onaylanıyor 2018 yılında da ben ilçe başkanı oluyorum. Kat karşılığı inşaat sözleşmesini de ilçe başkanı olmadan 1 yıl önce yaptım. Benim ilçe başkanı olmamla ‘ilave kat verildi, 15 kat alındı’ gibi benim şahsıma yakışmayan, aklımın ucundan geçmeyen işlerle suçlandım.” diyerek devam etti.
"SEVİLEN VE GÜVENİLEN BİR İNSANIM"
Şahin Avşaroğlu son olarak iddianamede belirtilen tespitlerin gözle yapılan tespitler olduğunu ancak bu tespitlerin laboratuvar ortamlarında yapılması gerektiğini ve alınan numunelerin incelenmesi sonucunda da sonuçların deprem yönetmeliğinin çok üstünde çıktığını ifade ederek, “Binamı yönetmeliklere yapı denetim kanuna ve kendi vicdanıma uygun olarak olması gerektiği gibi yaptım. Teknik raporlar da bunun göstergesidir. 15 aydır tutukluyum, kolay değil zorlanıyoruz, yıpranıyoruz. Ben o ortamda bile şehrimi terk etmedim, bir vatandaşımıza nasıl ulaşabilir de yardım edebiliriz diye uğraştım. Şehirde tanınan, sevilen, güvenilen bir insanım. Böyle bir olayın olmasını ben de istemezdim ama böyle bir olay oldu. Yüce mahkemenizden tahliyemi talep ediyorum.”
"GÖREVİMİ ÖZEN GÖSTEREREK YAPTIM"
Tutuklu sanık Hamit Kocabaş da suçlamaları kabul etmedi. Kocabaş, “Göreve başladığımda A Blok 42üncü tablasındaydı. Görevimi fazlasıyla özen göstererek yaptım. Ben de panik atak var ve aynı zamanda kalp hastasıyım, 17 ilaç kullanıyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
DENETÇİYE TEHLİYE
Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi. Duruşma sonunda mahkeme heyeti Hamit Kocabaş’ın tahliyesine, Şahin Avşaroğlu’nun da tutukluluk halinin devamına karar verip davayı 16 Temmuz’a erteledi.