Derdinden utanmak da var
Doğum yaptıktan bir hafta sonra çocuğu kontrole götürürken doktora söyleyeceklerimi düşünüyorum. “Bu çocuk susmuyor, bakın bu çocukta bir hata var, olmadı, tam doğmadı sanki bir yeri içerde mi kaldı nedir? Bir açıklama yapar mısınız lütfen doktor hanım? İade prosedürünü nasıl başlatıyoruz?”
Sonra irkiliyorum. Yine gözüm açık rüya mı gördüm ben? Doktor hanım kapıda beni görünce “biraz yorgun gördüm sizi” diyor. Yorgun mu? Bana kamyon çarptı kamyon, üstüme gök taşı düştü. Biraz yorgun mu?
Neyse Bebiş turp gibiymiş maşallah, "Birazcık da bana bakaydın doktor hanım" diyorum içimden. Off nasıl büyük dertlere gark olmuşum, halimi soranım yok…
Bu arada bebişko memeden 3 dakika ayrı kaldığından hastane ayağa kalktı, kırmızı kod verilecek bir süre daha emzirme odasına gitmezsem.
Odaya girince bir kadıncağızın makineyle süt sağdığını gördüm; lakin yanında bebek yok. Biraz laflayınca beni tanıdığını öğrendim. “Aynı gün doğum yaptık. Siz hemen doğurdunuz benimki zor oldu, o yüzden sizi hatırlıyorum” dedi. İçimden dedim, "Şimdi anlaşıldı niye kuyruğu doğrultamadığım, ayaklı nazar fıskiyesi seni..."
Yarı nevrotik gülümsememle cevap verdim: “ benimkinin niye acelesi olduğu şu bir haftada anlaşıldı, dünyayı dar edecekmiş bize ondan” dedim.
“Keşke benim bebeğim de yanımda olsaydı da, dar etseydi razıydım” dedi. Baktı ki öyle ölmüyorum, bir de füze attı. “CAN SAĞLIĞI OLSUN” dedi.
Hayatınızda bir insanın sözü karşısında kaç saniye bir şey diyemeden susup kaldınız? Ben bir asır çakılı kaldım o odada, öyle olmalı…
Devam etti sonra: “Sizi taburcu ettiler, bizi bırakmadılar. Bebeğim beyninden iki kez ameliyat oldu.Minicik vücudunun her yeri kablo şimdi. Sütümü sağıp yoğun bakıma veriyorum” dedi.
“DERDİNDEN UTANMAK” diye bir şey varmış meğer. Ben sadece bir haftalık derdimden değil, ömrümdeki tüm dertlerin toplamından utandım o an... O günden beri ara ara çocuğunun hastalandığını, hatta öldüğünü düşünerek ağlayan bir mazoşist oldum.
Ah minik kabak çekirdeğim nasıl bir anneye düştüğüne dair en ufak bir fikrin yok değil mi? Olsun… CAN SAĞLIĞI OLSUN…, Senin o güzel canın sağolsun da, gerisini hallederiz.