Devlet yönetmeye aday olmak için olmazsa olmaz sekiz kriter
İşleyen bir demokrasinin en temel ve en önemli öğesi seçimler yaklaşıyor. Bildiğiniz üzere iç siyasetten uzak durmaya özel bir önem göstermekle birlikte:
- Devletimizin bekasını ilgilendiren konulara
- Birlik ve bütünlüğümüze yapılan saldırılara
- Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerinin ve anayasamızın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümlerinin tartışmaya açılmasına da sessiz ve tepkisiz kalamıyorum.
İç siyasetten uzak kalma ve iç siyasi tartışmalara girmeme prensibime rağmen, beni ve başkanı olduğum düşünce kuruluşu Mavi Vatan Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (Derneği), kamuoyunda bilinen ismiyle TÜRKDEGS (@turkdegs)’i takip eden, konferans ve söyleşilerime katılan, başta gençlerimiz olmak üzere vatandaşlarımız bana (ve bize) sık sık; “Hangi siyasi partiye, kime oy vermeliyiz sizce?” gibi sorular soruyorlar.
Ben de; “Bu konuda size bir tavsiyede ve yönlendirmede bulunamam, bu tamamen sizin özgür iradenizle vereceğiniz bir karardır. Ancak bence bir siyasi parti ya da siyasi kişiye oy verirken şu 'olmazsa olmaz hususların' varlığını sorgulamanız gerekir” diyorum.
OLMAZSA OLMAZ SEKİZ KRİTER
İşte bana göre, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetmeye yani hükümet etmeye aday siyasi parti ve kişilerde “olmazsa olmaz sekiz kriter” öncellik sırası olmaksızın şunlardır:
1. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 4. maddesi gereğince “değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükümlerini benimsemiş ve içselleştirmiş olmak.
Peki nedir bu hükümler?
MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.
MADDE 4- Anayasa'nın 1'inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2’inci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
2. Anayasa'nın 66. maddesinde yer alan:
- “Türkiye Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” hükmündeki “Türklük” sıfatından rahatsız olmamak,
- Anayasa'nın, Türklüğü Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olmaya bağlamış, Türklüğü herhangi bir ırk, dil, din, mezhep farklılığı gözeterek tarif etmediğini kavramış olmak,
- “Türk’tür” kavramı ile anlatılmak istenen bir ırk değil, Türk Milleti olduğunu bilmek ve bu bakımdan Türklük kavramına sahip çıkmak,
- “Vatandaşlık tanımının toplumun her kesimindeki farklı ırk, dil, din veya mezhebe sahip vatandaşlar tarafından benimsenmesi, kendisini temsil ettiğine inanması amacıyla değiştirilmesi gerektiği ve Türklük kavramının buna engel olduğu” söylemlerinde bulunmamak,
- Bu çerçevede Anayasanın 66. maddesini “Devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olanlar, ırk, dil, din, mezhep gibi farklılıklara bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını oluştururlar” gibi düzenleme tekliflerinde bulunarak Türklük tanımını ortadan kaldırmak istememek,
3. Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kurucusu, Kurtuluş Savaşımızın Komutanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e saygı duymak, ilke ve inkılaplarını benimsemiş ve özümsemiş olmak.
4. FETÖ’ye karşı net tavrı olmak. Bu bağlamda:
- FETÖ’yü bir terör ve casusluk örgütü olarak tanımlamak,
- Türkiye’nin en önemli beka ve güvenlik sorunu olarak görmek,
- FETÖ ile mücadeleyi samimi hedef edinmek,
- Devlet FETÖ’den arındırılmadıkça devletimizin ve Türk Milleti’nin geleceğinin tehlikede olduğunu açıkça ifade etmek,
- FETÖ ile anlaşmayı ya da müzakere etmeyi değil mücadele etmeyi kendisine ilke edinmek,
- Sınav hırsızlığı başta olmak üzere, kul hakkı yiyerek, kumpaslar kurarak, iftira ve yalanlarla masum insanları hapislere attırarak üyelerini kadro, makam ve mevki sahipleri yapan FETÖ ile iltisağı tespit edilip devletten ilişiği kesilenleri mağdur ya da mazlum olarak görmemek, aksine kul hakkı yiyici zalim olarak görmek,
5. Bölücü terör örgütü PKK, türevleri ve siyasi uzantıları başta olmak üzere, tüm terör örgütleri ve uzantılarına karşı net bir tavır sergilemek ve mücadele etme iradesini açıkça ifade etmek.
Bu çerçevede özel ya da özerk yapılar, bölgeler, yönetimler oluşturma söylemlerinde bulunmamak ve bulunanlara da karşı da sert tavır göstermek.
6. Denizlerin Türk Milleti’nin şimdiki ve gelecek nesillerinin refah ve güvenliği için hayati önemde olduğunun farkında olmak. Bu kapsamda:
- MAVİ VATAN doktrinine ve haritasına sahip çıkmak,
- Mavi Vatan haritasında gösterilen ilan edilmiş ya da ilan edilmesi öngörülen deniz yetki alanlarına sahip çıkma mücadelesini samimi olarak benimsemek,
- Türk’süz bir Kıbrıs, Türkiye’siz bir Doğu Akdeniz senaryosuna asla izin vermeyeceğini söylemek,
- MAVİ VATAN’da pasif, savunmacı değil, aktif bir diplomasiyi benimsemek,
- “Türk-Yunan sorunları yoktur, Yunanistan talepleri vardır” diyerek, “Yunanistan 1923 Lozan ve 1947 Paris Barış Antlaşmaları hükümlerine uymadan hiçbir şekilde Adalar Denizi konularında masaya oturmam” demek,
- Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ı muhatap almamak,
- 27 Kasım 2019 tarihinde Doğu Akdeniz’deki Mavi Vatan’ımızın Batı sınırını belirleyen Türkiye-Libya arasında Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasına sahip çıkmak, bu kapsamda sismik arama ve sondaj gemilerimizin Mavi Vatan'ın Doğu Akdeniz parçasının en uzak kenarlarında faaliyet yürütmesi istemek ve sağlamak,
- Mavi Vatan Doktrini ve Haritasına uygun olarak; Doğu Akdeniz’de ve Adalar Denizi’nde Münhasır Ekonomik Bölge (MEB ) ilan etme hedefi olmak,
- Bölge ülkeleri ile de konjonktüre bağlı olarak MEB Anlaşmaları imzalama hedefini ortaya koymak,
- Yunanistan’ın karasularını 6 milin üzerine bir milimetre dahi çıkartmasına karşı olmak (hatta tercihen Adalar Denizi’nde karasularının 3 mil olduğu Lozan dengesine dönüşü önermek),
- Egemenliği antlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş Ada, Adacık, Kayalıklar (EGAYDAAK)'a, sahip çıkacağını ve isimlerinin bir an önce iktidara geldiğinde açıklanacağını söylemek,
- Gayri Askeri Statüdeki Adalar'ın statülerine geri döndürülmesini sağlamayı hedef edinmek,
- Türkler ve Türkiye için Kıbrıs meselesi diye bir konunun olmadığını, meselenin bizim açımızdan 1974’de bittiğini söylemek,
- KKTC'nin varlığının güçlendirilmesini bir politika olarak benimsemek.
7. Türkiye’nin Karabağ’da, Libya’da ve diğer coğrafyalarda varlığını desteklemek ve güçlendirmek istemek.
8. Türk Devletler Teşkilatını benimsemek, askeri ve güvenlik boyutları da dâhil çok boyutlu olarak daha güçlenmesini ve geliştirilmesini hedef olarak ortaya koymak.
İşte bu sekiz şartın her biri benim için devlet yönetmeye aday olmak için olmazsa olmazdır.
Bu şartların tümüne sahip herhangi bir parti ve kişiye bence rahatlıkla oy verebilirsiniz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE TÜRK MİLLETİNİN GELECEĞİ İÇİN ŞUNLARDAN UZAK DURUN
Siz bu şartlara elbette başkalarını ekleyebilirsiniz ancak yukarıda saydığım sekiz şarttan herhangi birini sağlamayan siyasi parti ve kişilerden uzak durun derim. Yani:
- Anayasanın ilk dört maddesini değiştirme söylemlerinde bulunandan,
- Anayasanın 66’ncı maddesindeki “Türklük” ifadesini kaldırmak isteyenden,
- Atatürk’ü ağzına almayandan, Atatürk’e içten sevgi ve saygı duymayandan,
- FETÖ’ye cemaat diyenlerden,
- FETÖ ile mücadele sözü vermeyenden,
- FETÖ ile iltisağı nedeniyle devletle ilişkisi kesilenlere mağdur deyip, kul hakkı yiyerek elde ettikleri kadrolara yeniden döndürme sözü verenlerden,
- PKK ve siyasi uzantılarını muhatap alanlardan,
- Özerklik, özerk bölge, vs. vaat edenden
- MAVİ VATAN’ı benimsemeyenden,
- MAVİ VATAN’ı ağzına almayandan,
- MAVİ VATAN’a saldırandan,
- Türkiye’nin etki alanını genişletmesinden rahatsız olanlardan,
- Tam bağımsızlık hedefinden uzak olandan, mandacı zihniyetlilerden,
- Milli ve manevi değerlere içten saygısı olmayandan,
- Türk Devletler Teşkilatını desteklemeyenden,
- Türk birliği fikrinden rahatsız olandan uzak durmak gereklidir.
Tabii tercih sizin ama tercihinizin Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk Milletinin geleceğini doğrudan etkileyeceğini unutmayınız.
Allah, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milletini korusun ve daim kılsın.