Devlete güveniyorum, yine yaraları saracaklar ama bir korkum var…

Depremin ilk günü akut müdahale yapıldı. Yaklaşık 15 milyon nüfusa ve yerleşim birimine tekabül eden 10 büyük şehre ilk aşamada 10 bin AFAD kurtarma ekibi gönderildi. Takdir edersiniz ki her yıkılan eve ve enkaza, enkaz altında kalan vatandaşlarımıza yetişemediler. Çünkü yapılan ilk tespitlere göre 5 bin 775 bina tamamen çöktü ama gelen ihbarlara göre yıkılan 11 bin 302 bina daha var. Korkunç. Buna rağmen tüm zorlukların üstesinden gelerek an itibariyle 8 binden fazla vatandaşımız enkaz altından çıkarıldı.

AFAD gönüllüsü ve personel sayısı ise bu sabah itibariyle 24 bin 443’e yükseldi.

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da bu sabah 06.00’da 12 bin 752 AFAD gönüllüsü ile personeli 73 uçak ile başta Hatay olmak üzere deprem bölgesine gönderdi.

Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen kurtarma ekipleri ve yardım ekiplerinin sayısı ise şu anda 3 bin 284 kişiye yükseldi.

Bu arada AFAD da bölgeye 300 bin battaniye, 41 bin 504 aile yaşam çadırı, 101 bin 738 yatak, 148 bin 482 yastık, 4 bin 602 mutfak seti, 3 bin 761 ısıtıcı, 557 konteyner, 747 adet de 112 metrekarelik devasa çadırlardan gönderdi.

Dolayısıyla bugün ve yarın yapılan organizasyonun ve kurtarma çalışmalarının sonuçları alınacaktır, eminim.

HÜKÜMETİ İTİBARSIZLAŞTIRMAK İÇİN ASKERİ KULLANMA ÇAKALLIĞI

Sosyal medya trolleri “Mehmetçik sahaya” diye bir hashtag açtı Twitter’da. Oysa Mehmetçik ilk andan itibaren sahadaydı. Komando taburlarımız dâhil toplam 4 bin 415 personel sahada görev yapıyor Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar bunları tek tek açıkladı dün.

Çünkü Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde Afet Acil Durum Kriz Masası oluşturuldu

Öncelikle ‘hava yardım koridoru’ oluşturuldu.

- 17 uçakla ve helikopterlerle 121 kez uçuşla malzeme, personel, yaralı nakli yapıldı.

- İki Akıncı TİHA görevlendirildi.

- Malatya, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesindeki arama kurtarma çalışmalarına 8 Doğal Afet Kurtarma Timi, Gaziantep’e de Kıbrıs’tan da Doğal Afet Yardım Takımı yetişti.

- Kahramanmaraş, Malatya Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay, Gaziantep’te toplam 15 bin kişilik sıcak yemek dağıtıldı.

- Dışarıda kalan depremzedeler kışlalarda misafir edilmekte.

- 25 adet seyyar sahra mutfağı, 15’er adet banyo ve tuvalet konteyneri deprem bölgelerine ilk aşamada sevk edildi.

- Depremden etkilenen tüm bölgelerde çadır kurma faaliyetlerine de devam ediyor.

- Hatay’da şehir merkezinde sahra hastanesi kurmaya yönelik çalışmalar devam ediyor.

- TCG İskenderun gemisi yaralıların tahliyesi için görevlendirildi. Bu arada bir firkateyn, bir karakol botu ve iki korvet de İskenderun’da.

TSK depremdeki kurtarma, destek ve yardım faaliyetlerini artırarak sürdürecek.

Ama sosyal medyada hükümetin ve bakanlıklarımızın yaptıklarını itibarsızlaştırmaya yönelik olarak açılan “Mehmetçik sahaya” kampanyalarının amacının ne olduğunu görmek mümkün. Bir de en çok arzuladıkları ve beklenti içine girdikleri husus, sahadaki faaliyetler sırasında askerle sivil görevlilerin karşı karşıya gelmesi. Zaten bunu provoke etmeye endeksli pek çok kriptonun varlığından haberdarız.

Depremi yaşayanlar için her saniye çok uzun ama bu organizasyonları bir gün gibi kısa bir sürede tamamlamak inanın ki mucize gibi.

Tüm bu yardımların ve desteklerin sonuçlarını bugün ve yarın görecek ve kısa sürede yaraları sarma sürecinin hız kazandığına şahitlik edeceğiz.

DEVLET DEPREMLERE KARŞI ARTIK ÇOK TECRÜBELİ

Bu devlet 1999 depreminden itibaren artık tecrübeli. Ondan sonra yaşanan depremleri hatırlayın. Van’daki depremin ardından, bu devlet binlerce depremzedeye yepyeni bir şehir armağan etti. Yepyeni ve depreme dayanaklı binalarına depremden yalnızca bir buçuk yıl sonra geçtiler vatandaşlar. Bu hızı dünyanın hiçbir ülkesinde bulamazsınız.

Keza üç yıl önceki (2020) 41 kişinin hayatını kaybettiği 6,8 büyüklüğündeki depremde binlerce evin ağır hasar gördüğü Elazığ'da kaç ev yapıldı ve ne zaman teslim edildi? Tam BİR YIL SONRA yapılan 20 bin 118 konuttan 8 bini tamamlandı ve depremzedeler yeni evlerine taşındı. Şu anda tamamlanan ev sayısı sanırım 20 bini buldu.

İzmir depremini hatırlayın. Toplam 83 vatandaşımız hayatını kaybetti, yüzlerce ev yıkıldı ve binlercesi de hasar gördü. Peki, İzmirli depremzedelere iki yıl gibi kısa bir sürede, denizi gören 375 hektarlık bir alanda 5 bin 61 konutun yapılıp teslim edildiğini hatırlayan var mı? Yok. Yok, çünkü ülkemizde bu hıza, organizasyona, yetişebilme kabiliyetine alıştık.

ADIYAMAN’DAKİ DURUM VE KÂHTA KAYMAKAMINININ ANLATTIKLARI

Sabahleyin Adıyaman’a bağlı Kâhta Kaymakamı Selami Korkutata ile konuştum.

Tam o esnada bile hayli şiddetli bir artçı depremin yaşandığını söyledi bana. Adıyaman Valisi Sayın Mahmut Çuhadar’a ulaşamamıştım. Çünkü Adıyaman’da da durumun hiç iç açıcı olmadığı yansımaktaydı. Selami Bey Adıyaman’da en az 300 evin tamamen yıkıldığını söyledi. Kâhta’da ise 10 bina yıkılmış ve buna rağmen 55 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Halen enkaz altında 10 kişinin bulunduğunu ve enkazın üstünü AFAD ekiplerine hazırlık için biraz temizlediklerini ama zarar vermemek için fazla elleyemediklerini ifade etti. Bugün AFAD ekiplerinin geleceğini söyledi.

Çok acılı ve sancılı bir bekleyiş.

Allah herkese kolaylık, sabır ve kuvvet versin.

En çok ihtiyaç duydukları malzemenin de battaniye, ısıtıcı, hijyenik bebek bezi ve mama olduğunun altını çizdi.

TAMAM, DEVLET GÜÇLÜ AMA ASIL KORKUM YİNE UNUTACAK OLMAMIZ

Ben şundan eminim. Bu devlet eski devlet değil. Güçlü, eli ve kolu her yere yetişiyor ve yaralarımızı kısa sürede saracağını adım gibi biliyorum.

Benim korkum şu.

Biz bu depremi de unutacağız.

1999 depreminden sonra yeni bir deprem yönetmeliği yayınlandı ve evlerin, binaların yapılış usulleri yeniden belirlendi. Ama bakıldığında son yaşadığımız bu korkunç iki depremde yıkılanların arasında az da olsa yeni yapılan binaların da bulunması insanı derin derin düşündürüyor. Acaba iş kime düşüyor burada. Tabii ki belediyelere. Belediyeler yapı denetimlerini ve zemin etütlerini yeterince yapmadan, binaların inşa süreçlerini takip etmeden ruhsat veriyor. Ne yazık ki çalan müteahhitlerin sayısı toplumdaki ahlaksızların oranı kadar mevcut. Onların vicdanına bıraktığın zaman sonuç bu oluyor.

Tabii ki 10 büyük şehirde ve ilçelerinde, 15 milyona yakın nüfusu etkileyen ve 100 yılın en büyük iki depremi olarak kabul edilen bu depremin sonuçları eğer yeni deprem yönetmeliğine göre yapılan evler olmasaydı çok daha ağır olacaktı, bunu da bilelim. Ama hiç olmayabilir ya da kayıplarımız minimuma inebilirdi.

Bu yüzden korkuyorum ve yaralarımızı sardıktan sonra yine çok katlı bina yapma hastalığımız depreşecek, yine dere yataklarına ve cıvık zeminlere binalar yapmayı sürdürecek arsızlar.

Bizim devletimiz felaket yaşandıktan sonra müdahale etmeyi, yaraları sarmayı çok iyi biliyor. Ama bir de o felaketin yol açacağı sonuçları önleyebilmek için alınması gereken tedbirler konusunda işi sıkı tutsa nasıl olur?