Rusya ile kritik zirve! Çavuşoğlu ve Lavrov'dan önemli açıklamalar

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Gündemde 'Tahıl krizi' ve Suriye operasyonu var.

Ukrayna ve Rusya'dan dünyaya ihraç edilecek ürünlerin önündeki engelleri Lavrov ile görüştüklerini kaydeden Çavuşoğlu, Ukrayna tahılının uluslararası piyasaya ihraç edilebilmesi için çeşitli fikirlerin ortaya çıktığını ve BM'nin bu konuda bir planı olduğunu ifade etti.

Çavuşoğlu, plana ilişkin şunları kaydetti:

"Bu konuda gemilerin denetlenmesi dahil (Buğday koridoru için) BM, Rusya, Ukrayna ve Türkiye arasında oluşturulabilecek bir mekanizma ve işbirliğini içeren bir plandan bahsediyoruz. Biz Türkiye olarak bu planı makul buluyoruz ve uygulanabilir bir plan olarak görüyoruz."

Bu planın Rusya ve Ukrayna tarafından kabul edilmesi gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, "Bunun detaylarını görüşmek üzere İstanbul'da bir toplantıya ev sahipliği yapabileceğimizi BM’nin teklifi üzerine söyledik." ifadelerini kullandı.

"Dünyanın, hem Ukrayna hem de Rusya'dan ihraç edeceği ürünler varsa bunun önünü hep birlikte açmamız gerekiyor"

Ukrayna tahıl ürünlerinin, ayçiçek ve ayçiçek yağının uluslararası piyasalara ulaştırılması karşılığında Rusya'nın, ihracatının önündeki engellerin kaldırılması talebini de Türkiye'nin son derece meşru ve haklı bir talep olarak gördüğünü söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bu konuyu sadece Rusya Federasyonunun ihraç ettiği tahılların ve gübrenin yaptırımlara dahil edilmediğini söyleyerek geçiştirmek de doğru değil. Son zamanlardaki açıklamalarda bunu görüyoruz. Oysa bu ürünleri taşıyacak gemilerin sigorta edilmesi, lojistik konular, limanlara ulaşabilmesi, yanaşabilmesi, verilecek servisler ve ödemelerle ilgili yani bankacılıkla ilgili işlemler konusunda da gerekli adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz. Yani dünyanın, hem Ukrayna hem de Rusya Federasyonu'nun ihraç edeceği ürünlere ihtiyacı varsa bunun önünü hep birlikte açmamızda fayda var diye düşünüyoruz. Burada önemli olan ortak anlayışa dayanan bir mekanizmanın tesis edilmesidir."

Çavuşoğlu, gemilerin güvenli bir şekilde seyrüseferine devam edebilmesi için alınacak tedbirlerin görüşülmesinde fayda olduğunu ve mekanizmanın bir an önce hayata geçirilmesinin faydalı olacağını söyledi.

Suriye'nin Kuzeyine olası harekatı

Suriye'deki son gelişmeler ve Türkiye'nin meşru güvenlik önlemlerine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, Suriye'de Anayasa Komisyonunun 8. tur toplantısından da Suriye'deki rejimin olumsuz yaklaşımı nedeniyle sonuç çıkmadığını söyledi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Astana sürecinin devamından yana olduğunu ve Astana sürecinin siyasi süreç konusunda Birleşmiş Milletlere (BM) de önemli destek verdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Tek çözüm yolu siyasi çözümdür. Yani muhalefetle, ılımlı muhalefetle; teröristlerden bahsetmiyoruz, rejimin oturup ülkenin geleceğiyle ilgili bir mutabakata varması tek çözüm yoludur. Bu süreci destekleyeceğimizi, Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğünü destekleyeceğimizi söylüyoruz. Hem Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit eden hem de bize yönelik saldırılarını arttıran terör örgütlerinin de bu ülkeden temizlenmesi gerekiyor. Suriyeli Kürtlerle PKK/YPG'yi bir tutmamak lazım."

Çavuşoğlu, bu terör örgütlerinin ABD başta olmak üzere bazı ülkeler tarafından açıkça desteklendiğinin altını çizerek, "Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine karşı çıkmamızın da sebebi bu. Yani bunun arkasında başka sebep yok. Sadece bundan dolayı ve Türkiye'ye yönelik kısıtlamalardan dolayı karşı çıkıyoruz. Bunları da şimdi yazılı şekilde kendilerine ilettik." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin, ABD ile geçen ekim ayında ortak açıklamada bulunduğunu, Rusya ile de bundan beş gün sonra Soçi'de mutabakat zaptı imzaladığını hatırlatan Çavuşoğlu, "Burada özellikle teröristlerin bu bölgeden temizlenmesi konusunda hem Rusya'nın hem ABD'nin taahhütleri var. Bu taahhütlerin de yerine gelmesini beklemek bizim en doğal hakkımızdır. Bu terör örgütlerinin bize yönelik saldırılarına müsamaha göstermemiz de mümkün değil." ifadesini kullandı.

"Müzakereye dönme konusunda daha olumlu bir atmosfer olduğunu görüyoruz"

Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelere ilişkin Çavuşoğlu, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, son zamanlarda tekrar müzakerelere dönmek istediğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelme arzusunda olduğunu söylediğini aktararak, şöyle devam etti:

"Biz müzakereye dönme konusunda birkaç hafta öncesine göre daha olumlu bir atmosfer olduğunu görüyoruz. Sahadaki gelişmeler içerisinde. Her iki taraf tekrar bir araya gelmek isterse biz kolaylaştırıcı bir ülke olarak gerekli desteği, nasıl Antalya'da sizleri bir araya getirdiysek, İstanbul'da müzakere heyetlerini bir araya getirdiysek, tekrar müzakerelerin başlaması için üzerimize düşeni yaparız. Aynı şekilde Cumhurbaşkanımızın her iki lidere de söylediği gibi her iki lidere de Türkiye'de ev sahipliği yapmak isteriz. Her iki tarafın da Türkiye'ye olan güvenini görüyoruz. Biz de başından beri Montrö'nün uygulanması dahil, objektif tutumumuzu dengeli tutumumuzu sürdürüyoruz. Bu doğrultuda ben bir ateşkesin sağlanabileceği, müzakere edilmiş bir çözüme inandığımızı söylemek isterim."

"Rejim siyasi çözüme yanaşan taraf değil"

Lavrov ile Suriye ve Libya'daki son gelişmeleri de görüştüklerini kaydeden Çavuşoğlu, "Farklı görüşlerimiz olsa da Rusya Federasyonu yakın iş birliği içinde çalıştığımız bir ülkedir. Özellikle Astana formatında Suriye'de siyasi çözüm bulma çabalarımız devam ediyor ama zorluklar da ortada." dedi.

Çavuşoğlu, Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG tarafından Türkiye'ye yönelik artan tehditlere değinerek, "Bu tehdide karşı tedbir almamız gerekiyor. Daha önce hem ABD hem Rusya Federasyonu ile 2019'da vardığımız mutabakatlar var. (Lavrov ile) Bunların da uygulanması konusunu ele aldık. Suriye'nin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini bir kez daha vurguladık. Burada da vurguluyoruz. Bölücü ajandası olan terör örgütlerine müsaade edilmemesi gerekiyor." şeklinde konuştu.

"Libya’da istikrara herkesin katkı sağlaması gerekiyor"

Lavrov ile Libya'daki son gelişmeleri de ele aldıklarını ifade eden Çavuşoğlu, "Libya'da istikrarın tam olarak tesis edilmesi için herkesin katkı sağlaması gerekiyor. Biz artık geçmişte olduğu gibi ülkeler arasında rekabet olmasını da istemiyoruz. Her zaman meşruiyetten yana olduk. Ülkenin bir an önce demokratik, şeffaf seçime hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Rus mevkidaşıyla Kafkasya'da 3+3 formatını ve Azerbaycan-Ermenistan arasındaki normalleşmeyle Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşmeyi ele aldıklarını belirterek, "Bu konuda Rusya Federasyonu'nun verdiği destek için kendilerine teşekkür ediyoruz. Özellikle Ermenistan ile Azerbaycan arasında kapsamlı barış anlaşmasının imzalanmasının bölgenin istikrarı bakımından önemli olduğunu düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

Lavrov ile Afganistan ve Orta Asya'daki gelişmeleri ele aldıklarını dile getiren Çavuşoğlu, ikili ilişkilerde ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konusunun değerlendirildiğini söyledi.

"Dünyada gıda krizinin gerçek bir kriz"

"Tüm zorluklara rağmen ikili ilişkilerin de ticaretin de artarak devam ettiğini bu vesileyle söylemek isterim. Enerji (Akkuyu Nükleer Santrali) alanında attığımız ve atacağımız adımlar var. Heyetler dün ve daha öncesinde görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelere devam edeceğiz. Ayrıca karşılıklı ziyaretlerle, tüm bu konuları ikili ve bölgesel konuları ele almaya devam edeceğiz. Bizim en büyük arzumuz bir an öce Ukrayna'da kalıcı barışın tesis edilmesi ve bu yönde atılacak adımlara her türlü desteği vereceğiz."

Tahıl koridorunun oluşturulması sürecinde gelinen aşamaları değerlendiren Çavuşoğlu, dünyada gıda krizinin gerçek bir kriz olduğunu ve bu konuya da sadece Ukrayna'dan değil Ukrayna ve Rusya'dan ihraç edilecek tahıl ürünü ve gübre açısından bakılması gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, Ukrayna ve Rusya tarafından üretilen ve ihraç edilen tahıl ürünlerinin dünyada ihraç edilen tahıl ürünlerinin üçte birini oluşturduğu bilgisini paylaşarak, şöyle devam etti:

"Siz (Lavrov) de burada özellikle gemilerin Ukrayna'ya silah taşımayacağından emin olmak istiyorsunuz, onu söylüyorsunuz. Dönüşte de belirlenen ürünlerin her iki ülkeden çıkması söz konusu. Sonuçta bunların denetimini yapacak bir mekanizmanın oluşmasıyla, BM’nin teklifini biz o yüzden makul buluyoruz, sizin de içinde bulunduğunuz bir mekanizmayla bu ihracatın önündeki engeller kalkar hem de her iki ülkenin güvenlik endişeleri de ortadan kaldırılmış olur. Bu konuda yapıcı bir iş birliğine gitmekte fayda var."

Türkiye'nin Ukrayna veya Rusya'yı memnun etmek yönünde değil her iki tarafa karşı da objektif ve dengeli politika izlediğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Doğruya doğru diyoruz, yanlışa yanlış diyoruz. Rusya tarafına savaşla ilgili eleştirel açıklamalarımız ortada. Sonuçta hangi ülke ne söylüyor diye hareket edecek değiliz. Herhangi bir yanlış gördüğümüz zaman bunları da söylüyoruz. Elbette savaşın zor şartlarında sağduyuyu kaybetmemek önemlidir. Duygusal tepkiler yerine savaşı sonlandıracak makul adımlar atmayı ve diplomasiye dönmeyi daha doğru buluyoruz." dedi.

Lavrov'un konuşmasından başlıklar şu şekilde:

Mevkidaşı Çavuşoğlu'yla Ukrayna'dan tahıl ürünlerinin sevk edilmesi konusunu ele aldıklarını, Batılıların bunu bir "facia" olarak göstermeye çalıştıklarını belirten Lavrov, Ukrayna tahıl ürünlerinin piyasadaki payının sadece yüzde 1 olduğunu, dolayısıyla herhangi bir gıda krizinin buradan kaynaklanmayacağını vurguladı.

Lavrov, "(Karadeniz koridoru için) Türk dostlarımızın çabalarına büyük önem atfetmekteyiz, çok kıymetlidir Türk mevkidaşlarımızın çabaları." dedi.

Rusya deniz kuvvetlerinin ve Karadeniz filolarının Ukrayna sularından boğazlara kadar insani koridorlar açtığını belirten Lavrov, şunları söyledi:

"Ukrayna tarafı mayınsızlaştırma faaliyetlerine hazırsa biz de buna hazırız. Türk askeri makamlarıyla da bu süreçlerin detaylarını görüşmekteyiz. Bizim tarafta herhangi bir engel yok, biz herhangi bir engel oluşturmuyoruz gemi probleminde, gemi çıkışlarında. Bir kez daha Türk mevkidaşlarımıza burada anlayışlarından dolayı teşekkür ediyoruz."

"Biz her gün tahıl koridorlarını açmaktayız"

Lavrov, Ukrayna tahıl ürünlerinin sevkiyatıyla ilgili Rus tarafının payına düşen çalışmaları ve adımları attığına işaret ederek "Biz her gün tahıl koridorlarını açmaktayız ve Ukrayna limanlarından çıkan gemilerin güvenliğini her şekilde sağlamaya hazırız, bunu Türk mevkidaşlarımızla el ele yapmaya hazırız." ifadesini kullandı.

Ukrayna'nın limanlarını mayınlardan temizlemesi ve gemilerin limanları serbest bir şekilde terk etmelerinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Lavrov, şöyle devam etti:

"29 Mart'ta Ukrayna heyeti, İstanbul'da başka şeyler söyledi. Fikirlerini sürekli değiştirdiklerine tanık oluyoruz. 2 aydır top Ukrayna tarafında, nisanın ortasından bu yana defalarca tutumlarını değiştirdiler. İstanbul'da 'anlaştığımız konularda gerekli adımları atacaklarına' dair söz verdiler. Nisanın ortasında biz kendi taslağımızı verdik, yazılı taslak hazırladık karşılıklı olarak tekliflerimizi içeren fakat o zamandan bu yana onlardan herhangi bir cevap alamadık. Askeri harekatlarımızın hedeflerini kamuoyu çok iyi biliyor ve bu hedeflere ulaşacağız."

"Suriye meselesiyle ilgili iş birliğimize devam edeceğiz"

Lavrov, Suriye'nin kuzeyine yönelik Türkiye'nin olası askeri harekatına ilişkin soru üzerine, 2019'da İdlib'i kapsayan bölgenin terör örgütlerinden ve tehdidinden temizlenmesine yönelik bir mutabakat zaptı imzalandığını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

"ABD, gayrimeşru şekilde örgütü besliyor"

"Ayrıca Türk dostlarımızın dış güçler tarafından sınırlarında oluşturulan tehditlerle ilgili hassasiyetlerini dikkate alıyoruz. ABD, gayrimeşru şekilde orada bir örgütü besliyor ve biz buradaki hassasiyetlerinizi anlıyoruz. Çünkü Rusya'yla ilgili de aynı şekilde dış aktörler, aynı faaliyetlerde bulunuyorlardı. Bu tehditlerin sınırlarımıza dayandığını çok iyi biliyorsunuz. Dolayısıyla Suriye meselesiyle ilgili iş birliğimize devam edeceğiz."

Lavrov, Suriye Anayasa Komisyonunun çalışmalarına da değinerek, sürecin yavaş ilerlediğinin ancak tarafların yapıcı olmaya çalıştığının altını çizdi.

Batı ülkelerini ve ABD'yi eleştiren Lavrov, şunları kaydetti:

"Batılı partnerlerimiz ve ABD'li partnerlerimiz şöyle açıklama yaptılar; Esed rejimi, Suriye'yi yönetirken biz herhangi bir şekilde uyguladığımız kısıtlamaları kaldırmayacağız. Orada birtakım sosyoekonomik problemler var ve yığın gibi artıyor. Uluslararası toplum bu problemleri çözmek yerine tam tersine oradaki şartları daha da ağırlaştırıyor. Halbuki Suriye'nin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını sağlamaları lazım."

Lavrov, ABD'nin Suriye'yi kısıtlamalarla boğduğunu ve burada insani yardımların doğru düzgün yapılamadığını belirtti.

"Gemilerin serbest şekilde çıkmasını sağlamakla ilgili tüm gerekli adımları atarız"

Rus ordusunun Ukrayna limanları temizlendiği takdirde buraya saldırıp saldırmayacağına ilişkin güvence vermesine yönelik soru üzerine Lavrov, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Devlet Başkanı Putin, bunu sözlü olarak dile getirdi. Biz, bu güzergahların güvenilir şekilde işlemesini sağlamaya hazırız. Yani Ukrayna, limanlarını mayınlardan temizlerse, biz hiçbir şekilde askeri harekatımızı kötüye kullanmayacağız ve gemilerin oradan serbest bir şekilde çıkmasını sağlamakla ilgili tüm gerekli adımları atarız."

Lavrov, ilişkilerin hızlı gelişmesindeki lokomotifin, liderler arasındaki diyalog olduğuna işaret ederek, son dönemde iki liderin 9 kez telefon görüşmesi yaptığını aktardı. Hükümetler ve kurumlar arasındaki görüşmeler için fikir alışverişinde bulunduklarını vurgulayan Lavrov, sıradaki görüşmenin Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin 9. Toplantısı olduğunu bildirdi.

İki ülke arasındaki yatırım ve ticaret hacminin geçen yılın ocak-mart ayına kıyasla 2 misli arttığına dikkati çeken Lavrov, ticaret hacminde 14 milyar dolara ulaşıldığının, ticareti milli paralarla yapmak için ciddi bir potansiyelin bulunduğunun altını çizdi.

"2019'da rekor kırdık"

"2019'da bir rekor kırdık, 7 milyon vatandaşımız Türkiye'yi ziyaret etti. 2021'de de 4 milyon Rus turist Türkiye'ye geldi. Enerji alanındaki stratejik projelere de büyük önem atfediyoruz. Akkuyu Nükleer Güç santralini kurmaya devam ediyoruz. Rus doğal gazının Türk akımı üzerinden Türkiye'ye sevki devam ediyor. Bütün bu adımlar, planlı şekilde atılıyor."

"Askeri harekatla ilgili bilgi verdim"

Görüşmede, uluslararası konularda ilgi odaklarının Ukrayna olduğunu aktaran Lavrov, "Ülkemizin güvenliğini tehdit eden problemler oluştu. Sınırımızda güvenliğimizle ilgili endişelerimiz var. Sayın Bakan'a askeri harekatla ilgili bilgi verdim. Biz sivillere olabildiğince en az seviyede hasar vermeye özen gösteriyoruz. Amacımız, Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerindeki Rus vatandaşlarını korumak." diye konuştu.

Orta Doğu konusu

"Suriye meselesini ele alma fırsatını bulduk. Astana Formatı çerçevesinde faal bir şekilde el ele çalışmaktayız. Astana formatındaki sıradaki toplantı, temmuzda Nur Sultan'da yapılacak. (Suriye'deki) Anayasa Komitesinin toplantısı yapıldı, Cenevre'de sona erdi, neticeleriyle ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Güney Kafkasya'da nasıl çalışabileceğimiz görüştük. Orada 3+3 formatı kurmaktayız. Moskova'daki ilk toplantıya Gürcü mevkidaşlar katılamadı. Fakat her zaman Gürcistan'a kapımız açık. İkinci toplantı en kısa zamanda yapılacaktır.

Diğer bir konu da Orta Doğu konusu. Çetin bir konu, uzun zamandır çözüm bekleyen bir konu. Her iki ülke de İsrail ve Filistin'in doğrudan görüşme yapmasını istiyor. Ancak birtakım güçler bu konuda suni engeller oluşturuyor. Mevcut statükoyu korumak isteğindeler."

"Montrö Sözleşmesi'ne harfiyen uymak zorundayız"

Lavrov, Libya konusunda Türkiye'yle bazı görüş ayrılıklarının bulunduğunu ancak buna karşılık her konuyu ele alışta dost bir partner olarak karşılıklı saygı çerçevesinde hareket edebilme yetisine sahip olduklarını belirtti.

Karadeniz'deki güvenliği sağlamak açısından her iki ülkeye de sorumluluk düştüğünü vurgulayan Lavrov, "Montrö Sözleşmesi'ne harfiyen uymak zorundayız. Türkiye'nin bu konudaki katkılarını takdir ediyoruz. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, 30. yılını kutluyor. Biz, yapıcı şekilde çalışmasından yanayız." diye konuştu.

Lavrov, BM'nin inisiyatifiyle İstanbul'da yapılması düşünülen toplantıya ilişkin "Samimi olmak gerekirse bu, sembolik bir adım olur. Göstermelik bir şeydir. Bu konunun çözümü için Ukrayna'nın limanlarını terk etmelerini sağlamaları lazım." ifadelerini kullandı.

BMGK'nin Suriye'yle ilgili olarak bir yıl önce aldığı kararla sosyal altyapının kurulması gerektiğine dikkati çeken Lavrov, bunun gerçekleşmediğini ve uluslararası toplumun biraz daha faal olması gerektiğini dile getirdi.

"Tahıl da serbestçe gideceği yere sevk edilebilir, Rusya tarafından buna bir engel yok"

Lavrov, Ukraynalı bir gazetecinin "Rusya, tahıl dışında çaldığı başka neyi satabildi?" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Sürekli nerede ne çalabiliriz' diye endişe ediyorsunuz, sizce herkes bunu mu yapıyor? Biz resmen duyurmuş olduğumuz hedefleri yerine getirmekle uğraşıyoruz: Ukrayna'nın doğusunu Neo-Nazi rejiminin baskısından kurtarmak. Bununla uğraşıyoruz. Tahıl da serbestçe gideceği yere sevk edilebilir, Rusya tarafından buna bir engel yok. Bunun gerçekleşmesi için Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, eğer orada hala bir şeyler yönetebiliyorsa, Ukrayna ve yabancı gemilerin Karadeniz'e çıkmasına yönelik talimat vermesi gerekiyor."

Sonraki Haber