Bakan Çavuşoğlu'ndan Yunanistan'a sert tepki: Türkiye’nin dostluğu kadimdir, husumeti ise vahimdir!

Yunanistan'ın son dönemde Türkiye'ye karşı artan provokasyonlarına ilişkin konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu "Türkiye’nin dostluğu kadimdir, husumeti ise vahimdir. Türkiye’nin dostluğunu kazamaya çalış. Başkalarına güvenme, başkalarının ikinci el üç beş uçak vermesiyle veya sana silah vermesiyle hiçbir avantaj elde edemezsiniz." ifadelerini kullandı.

Kastamonu Kurşunlu Han'da iş insanları ve STK temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Çavuşoğlu, konuşmasında, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye'nin bu gelişmelerde oynadığı rol ve elde ettiği başarının ülkeyi farklı noktalara getirdiğini söyledi. Dünyanın kırılgan bir süreçten geçtiğini ifade eden Çavuşoğlu, "Bu süreç belirsizlikleri daha da derinleştirdiği için bir dezavantaj da oluyor. Küresel aktörlerden bağımsız bir şekilde önce pandemi krizi dünyayı sarstı. Tam pandemiyi atlattık, dünya normalleşiyor derken Avrupa'nın ortasında bir savaş başladı." diye konuştu.

"Dünyadaki çatışmaların yüzde 60'ı bizim yakın coğrafyamızda yaşanıyor"
Bu savaşın etkilerinin neler olacağının bilinmediğini dile getiren Çavuşoğlu, "Bu savaş nasıl durdurulacak, bunların etkileri ne olacak, büyük güçler arasında bir çatışmaya dönüşebilir mi? Belirsizlikler var. Bizim yakın coğrafyamıza baktığımızda adeta ateş çemberi. Dünyadaki çatışmaların yüzde 60'ı bizim yakın coğrafyamızda yaşanıyor. Ukrayna savaşından sonra savaş Avrupa'nın neresine sıçrayacak? Çok ciddi sorular ve endişeler var. Farklı güçler de yavaş yavaş ön plana çıkmaya başladı. Eskiden Çin dış politikada bu kadar etkili değildi. Artık, 'Ben de varım' diyor. Brezilya, Hindistan 'Ben de varım' diyor. Türkiye Cumhuriyeti de son 20 yıldır geldiği noktayla dünyada önemli bir aktör oldu. Türkiye önemli bir aktör olurken dünyanın en güçlü ülkesi olduğu için değil, gücünü barış için kullandığı için doğruya doğru, yanlışa yanlış dediği için. Yapacağım dediği şeyi yaptığı için Türkiye önemli bir aktör oldu." dedi.

"Geçmişte attığımız adımları eleştirenler bile Türkiye'nin ne kadar doğru adım attığını görmeye başladı"
Güçlünün haklı olduğu, yaptırımlar koyduğu bir dünyada yaşandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Biz Türkiye olarak güçlünün değil haklının yanında olan bir ülke olduğumuz için önemli bir aktörüz. Bu yüzden Suriye'de savaşın sona erdirilmesi için diplomatik çabalarımızı yoğunlaştırdık. Düne kadar Avrupalılar da içimizdeki muhalifler de, 'Ne işimiz var Libya'da' diyenler bugün, 'İyi ki Türkiye orada' diyorlar. Geçmişte attığımız adımları eleştirenler bile Türkiye'nin ne kadar doğru adım attığını görmeye başladı." ifadelerini kullandı.

"2008 yılından beri tahıl fiyatları en büyük düşüşü yaşadı"
Türkiye'nin denge politikasının tüm dünyada örnek gösterilmeye başlandığını belirten Çavuşoğlu, "Elbette Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü destekledik. Diğer taraftan Rusya ile ilişkilerimizi dengeli götürdük. Bunun faydasını sadece Türkiye değil dünya gördü. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde İstanbul tahıl anlaşması ile dünya gıda krizinin geçici olarak da olsa en azından tahıl bakımından aşılmasını sağladık. 2008 yılından beri tahıl fiyatları en büyük düşüşü yaşadı." diye konuştu.

Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki çatışmalar
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ermenistan-Azerbaycan sınırında yaşanan gerginliği hatırlatarak, "Dün akşam da bir gerginlik oldu. Ermenistan sürekli sınırda tahriklerine devam ediyor. Azerbaycan'ın toprakları 30 yıl işgal altındaydı. Diplomatik çabalar Minsk üçlüsü, Minsk grup, uluslararası sistem ya da uluslararası aktörler 30 yıl işgal edilmiş Azerbaycan topraklarının geri alınması konusunda hiçbir şey yapmadılar. En sonunda Azerbaycan'ın sabrı bitti ve Ermenistan tahrikleri karşısında vatan muharebesini başlattılar, Karabağ zaferini elde ettiler." dedi.

"Her ortamda kötülük peşindeler"
Barış ve istikrar için fırsat ortaya çıktığını ancak Ermenistan'ın bunu tercih etmeyip kışkırtmaya devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Dün akşam da yine sınırda kışkırtmalarda bulundu can Azerbaycan da karşılığını verdi. Aslında ders alması lazım, barış istemesi lazım. Azerbaycan kapsamlı barış anlaşması teklif etti. Biz bunu destekliyoruz. Sınırların belirlenmesi lazım. Ortak komisyon kuruldu, bunlara odaklanın. Çekilin Karabağ'dan. Laçin'den çekilirken her yeri yaktılar yıktılar, her yere mayın döşediler. Her ortamda kötülük peşindeler. Biz de Ermenistan'la ilişkilerimizi normalleştirir miyiz diye özel temsilciler atadık ama Azerbaycan'dan bağımsız bir şekilde bu sürecin gitmeyeceğini Ermenistan da tüm dünya da biliyor ve bilmesi gerekli. Çünkü bölgede tam istikrar, barış istiyorsak tüm ülkeler arasındaki sorunların çözülmesi gerekli. İşte bu konuda da önemli roller oynuyoruz ama her zaman da can Azerbaycan'ın yanındayız, can Azerbaycan, bir kere daha söylüyoruz, hiçbir zaman yalnız değildir." diye konuştu.

"Her tarafla görüşüyoruz"
Balkanlar'da doksanlara dönme riskini gördüklerine, kırılganlıkların olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bosna Hersek içinde başlayan siyasi kriz bir taraftan, diğer taraftan Hırvatlar federasyonda seçimle ilgili yeni hamlelerde bulundu. Dolayısıyla kırılganlık arttı ama biz her tarafla görüşüyoruz. Gerek komşu ülkelerle, Hırvatistan ve Sırbistan'la gerekse Bosna Hersek içinde tüm etnik gruplarla görüşüyoruz ve Bosna Hersek'in istikrarı için çaba sarf ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Balkanlar'a en çok katkı sağlayan ülke biziz"
Balkanlar'da da sorunun çözümü konusunda anahtarın Türkiye olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, "Herkes bunu biliyor. Kıskanıyorlar bizi, 'Ne işiniz var orada' diyorlar veya bazı Batı ülkeleri bizi Çin ve Rusya ile aynı kategoriye koymaya çalışıyorlar Batı Balkanlar'da, Bosna Hersek'te. Ne kadar yanlış. Bunların o kıskançlıkları ve o kini bir türlü bitmiyor. Oysa Balkanlar'a en çok katkı sağlayan ülke biziz. Onlar ne derse desin biz bu katkımızı sağlamaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen hafta 3 ülkeyi kapsayan ziyaretinin de amacı budur. Ama diğer taraftan Sırbistan ve Kosova arasında da gerginlik çatışma aşamasına getirdi iki ülkeyi. Hemen o gece dışişleri bakanlarını aradım ve ertesi gün de tekrar çabalarımızı devam ettirdik ve geçici bir çözüm bulundu. En azından kimlikle giriş çıkış konusunda, plaka sorununu da çözmek için çalışıyoruz." dedi. 

"Oyunu da kuruyoruz, ülkemizin hilafına kurulan oyunları da bozuyoruz"
Hak ve çıkarları korumak için sahada ve masada güçlü olunması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Eskiden belki gücümüz kadar oyun kurucuyduk ama bugün Türkiye oyun kurucu bir ülke. Başkalarının kurduğu oyunların peşinde giden ya da aldığı kararların peşinde giden edilgen bir ülke değiliz hamdolsun. Etken bir ülkeyiz. Oyunu da kuruyoruz, ülkemizin hilafına kurulan oyunları da bozuyoruz." diye konuştu. Türkiye'nin kendi çıkarlarını korurken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin çıkarlarını da korumak zorunda olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "İşte Doğu Akdeniz'de, kıta sahanlığımızda, Ege'de hak ve çıkarlarımızı korumak kollamak için her şeyi yapıyoruz. Kıta sahanlığımızın sınırlarını belirledikten sonra hiçbir gemiyi kıta sahanlığımız sınırları içine sokmadık." ifadelerini kullandı.

"Biz bunların samimiyetsizliğini her platformda, her masada, her toplantıda gördük"

Rum kesimi ve Yunanistan'ın son bir yıl içinde 9 defa kendi gemileri veya başka ülkelerin gemileriyle Türkiye'nin kıta sahanlığına girmek isteğini ancak buna izin vermediklerini söyleyen Bakan Çavuşoğlu, "Ege'de yıllardır devam eden sorunlar var. Birbirinin içine girmiş sorunlar var. 'Gelin' dedik, bu sorunları diyalog yoluyla çözelim. En son Cumhurbaşkanımız Miçotakis'e İstanbul'da 14 Mart'ta öğle yemeğinde misafir ederken bunları anlattı. Kendisi de söyledi Cumhurbaşkanımıza, 'Üçüncü ülkeleri devreye sokmayalım, kendi aramızda bu işleri çözelim, diplomasiyi artıralım, bu sorunları çözmemiz lazım, biz komşuyuz.' Ne oldu? İki hafta geçmedi Türkiye aleyhine tüm dünyada başta ABD kongresi olmak üzere, bir de müttefik, NATO'da müttefik. F-16 vermeyip bize hasmane politikalarını daha da arttırdılar. Bunlara güven olmaz. Bunlar dürüst değil. Sizi görür sarılır, 'Dostuz, arkadaşız, komşuyuz' hemen içeri resmi toplantıya girersiniz daha ilk cümlesi, hiç kimse konuşmadan kalkarlar, Türkiye'yi kötülerler. Biz bunların samimiyetsizliğini her platformda, her masada, her toplantıda gördük. Bir de en haksız durumda en haklıymış gibi anlatma konusunda da mahirler." dedi.

"Biz tüm tezlerimizi hukuk dilinde anlatıyoruz"
Bakan Çavuşoğlu, "Ama Türkiye olarak biz BM'ye yazdığımız mektuplar silahsızlandırılmış adaların silahlandırılması ihlali, aynı şekilde diğer konular Türkiye'nin haklı tezlerini tüm dünyaya anlatmaya başlayınca bu sefer yaygara kopardılar 'Türkiye bizim topraklarımıza göz dikiyor, egemenliğimizi ihlal etmeye başlıyor' Anlaşmalar ortada. Sen bu adaları silahlandıramazsın kardeşim, o şartla verilmiş. Anlaşmayı bozuyorsun. Benimle hukuk dilinde konuş. Gidip de sağa sola iftira atma, yalan atma. Başkalarının maşası olma. Dün ben bunu söyleyince maalesef en çok eleştiri de içeriden geldi. Neymiş efendim 'Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının böyle bir üslupla konuşmaması lazımmış, Yunanistan'ı incitmememiz lazımmış bizim. 'Yunanistan sorunları kaşıyor' dedik ya, bu üslup olmazmış. Neredeyse 'Yunanistan haklı' diyecekler. Biz tüm tezlerimizi hukuk dilinde anlatıyoruz ama Yunanistan başkalarının maşası oluyor. Sürekli bizi tahrik etmeye çalışıyor. Biz de kendisine hatırlatıyoruz, geçmişte de tahriklerde bulundunuz, cevabını aldınız. Faturası da ağır oldu. Bunu en iyi Yunanistan'ın bilmesi lazım." sözlerine yer verdi. 

"Türkiye’nin dostluğu kadimdir, husumeti ise vahimdir"
Yunanistan'a Türkiye'nin dostluğunu kazanması tavsiyesinde bulunan Bakan Çavuşoğlu, "Türkiye’nin dostluğu kadimdir, husumeti ise vahimdir. Türkiye’nin dostluğunu kazamaya çalış. Başkalarına güvenme, başkalarının ikinci el üç beş uçak vermesiyle veya sana silah vermesiyle hiçbir avantaj elde edemezsiniz. Ülkende birkaç üs kurdun diye havalara girmeye gerek yok. Sorunları çözmek istiyorsan önce samimi ol ama bu samimiyeti Yunanistan’da göremiyoruz. Biz de hak ve çıkarlarımızı korumak için, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını korumak için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Biliyorsunuz Abdülhamid Han gemimiz Akdeniz'e açıldı kıta sahanlığımızın her bölgesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ruhsat verdiği her yerde sondaj ve sismik araştırma çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu bizim hakkımız, bu bizim görevimiz." diye konuştu.

"Avrupa Birliği rehin olmuş"
Avrupa Birliği'ne Doğu Akdeniz Konferansı yapmak için çağrıda bulunduklarını ve gelmediklerini belirten Çavuşoğlu, "Niye gelmiyor? Bir daha soruyoruz, Rum kesimi istemiyor. Birkaç yüz bin nüfuslu Rum kesimi istemiyor diye hakça paylaşım olsun diye koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin iyi niyet göstergesi olarak Doğu Akdeniz Konferansı çağrısına evet diyemiyor Avrupa Birliği rehin olmuş." diye konuştu.

"Biz kendi çıkarlarımızı koruyacak güce sahibiz, muktediriz"
Türkiye'nin doğal gaz kaynakları bakımından Kıbrıs'ta da hakça paylaşım istediğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Ona da yanaşmıyorlar. Yanaşmıyorsanız biz de kendi tedbirlerimizi kendimiz alırız. Biz kendi çıkarlarımızı koruyacak güce sahibiz, muktediriz. Biz bize güvenen kardeşlerimiz ve mazlum insanlarımızın haklarını savunabilecek güce de sahibiz. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak ve Türk milleti olarak barış istiyoruz, huzur istiyoruz. Bugün biz ülkemiz ve ötesinde sorunların çözümü için katkı sağlıyoruz. Bizden başka bu çabayı sarf eden samimi bir ülke yok. Sarf etmek isteyenler de etkili olamıyor. Çünkü izledikleri politikalarda zikzaklar var." değerlendirmesinde bulundu. Krizlerin sunduğu fırsatları ülke ve millet için değerlendirmek gerektiğini aktaran Çavuşoğlu, "Pandemi oldu, herkes güvenilir üretim kaynakları, tedarik merkezleri aramaya başladı. Şu anda herkesin aklına gelen ülke Türkiye. Bir yıllık ihracatımız 150 milyar dolara çıkıyor sizlerin de katkılarıyla, Kastamonu'nun da katkılarıyla." ifadelerini kullandı.

"Türkiye çok önemli bir merkez oldu"
Türkiye'nin artık üretim ve tedarik merkezi olduğuna değinen Çavuşoğlu, "Bugün bu savaşla birlikte Türkiye çok önemli bir merkez oldu, hat oldu enerji konusunda. Doğu Avrupa ülkeleri, Balkan ülkeleri, Azerbaycan önem kazandı. Çünkü Azerbaycan'ın ürettiği gazın bu ülkelere ulaştırılması şu anda elzem. Daha doğrusu çok ihtiyaç duyuyorlar. Dolayısıyla bunların hepsi Türkiye'nin üzerinden geçiyor ama diğer taraftan kuzey koridoru artık lojistik bakımdan, taşımacılık bakımından alternatif olmaktan çıktığı için artık Türkiye üzerinden Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden geçen doğu, batı, orta koridor hayati derecede önem kazandı." ifadelerine yer verdi. 

"Türkiye artık her yerde, herkesin görmek istediği bir ülke haline geldi"
Türkiye olarak krizleri yönetirken fırsatları da çok iyi bir şekilde değerlendirdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Son günlerde yaptığımız çalışmalarda Cumhurbaşkanımızla Balkanlar'da, öncesinde Slovenya ve Belgrad'a gittik. Yine Libya'da başlayan çatışmalar sonrasında Libyalıları ülkemize davet ettik. Akabinde Fransa Dışişleri Bakanını Ankara'da ağırladık. Perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanı'mızla beraber inşallah ata yurdumuz Özbekistan'a ve Semerkant'a gideceğiz, Şanghay İşbirliği Teşkilatı'nda sektörel ortaklı statümüz var ve oradaki toplantılara katılacağız. Oradan da New York'a geçeceğiz BM Genel Kurulu'na katılmak için. Oradan da Japonya var, Avrupa var, Afrika ülkeleri var, orta Amerika ülkeleri toplantısına bizi davet ettiler. Peru'da tüm Amerika ülkeleri, Karayip ülkeleri, Kuzey Amerika dahil hepsinin katıldığı toplantılar. Türkiye artık her yerde, herkesin görmek istediği bir ülke haline geldi. Bu yoğun çabalarımızı, sizlerin de destekleriyle sürdüreceğiz. Vatanımız, milletimiz için çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu. 

"Eksikliklerimizi, yanlışlıklarımızı göreceğiz, ülkemizi büyütmeye devam edeceğiz"
Türkiye'nin ekonomisini de güçlendirmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, "Evet enflasyon var, tüm dünyada var. Gıda krizini tüm dünya yaşıyor evet enerji krizini tüm dünya yaşıyor. Bizde de yansımaları var. Enerji fiyatı bakımından yansımaları, enflasyon bakımından yansımaları var. Bunları da çözmek bizim görevimizdir. Eksikliklerimizi, yanlışlıklarımızı göreceğiz, ülkemizi büyütmeye devam edeceğiz." dedi.

"Konutta, Bakanlıkta her yerde gereksiz yanan elektrikleri söndürüyorum"
Çavuşoğlu, bugün tüm Avrupa'nın, 'Kışı nasıl geçireceğiz?' diye düşündüğünü belirterek "Keşke üç, dört katına bulsam da gazım olsa, elektriğim olsa.' diyor. Biz çok şükür hiç doğal gazımız olmadığı halde, en son Karadeniz'de bulduğumuz doğal gaz gelecek sene hatlara bağlanacak, yüzde 95-98'ini ithal ediyoruz enerji ve petrolün. Ona rağmen fiyatlar yüksek ama çok şükür bu kışı nasıl geçireceğiz gibi bir endişe duymuyoruz ama bu da tabii tasarruf yapmamamız gerektiği anlamına gelmesin. Tasarrufu her zaman yapmamız lazım. Ben kendim bile konutta, Bakanlıkta her yerde gereksiz yanan elektrikleri söndürüyorum. Tasarruf yapmamız lazım ülkemiz için de öyle ihraç etmemiz lazım. Özellikle ürettiğimiz elektriği komşu ülkelere ihraç ediyoruz. Çok şükür bu tür sıkıntılarımız yok çünkü akıllı ve stratejik politikalar sayesinde sıkıntılar yaşamıyoruz. Gıda krizi konusunda kim ne derse desin. Evet biz buğday ithal ediyoruz ama neden ithal ediyoruz? Çünkü dünyanın en çok un ve makarna ihracatçısı ülke biziz. Alıyoruz buğdayı, makarnaya çeviriyoruz, un yapıyoruz dünyaya satıyoruz, para kazanıyoruz." diye konuştu. 

Sonraki Haber