Kan donduran vahşeti ayakkabıdaki iz ortaya çıkardı! Meğer 2 ay önce...
Diyarbakır'da 38 yaşındaki kuyumcu Ömer Toptemiş'in otomobilini satın alma bahanesiyle Batman'a götüren 23 yaşındaki Nezif Kaçkin, Toptemiş'i silahla vurarak öldürdü. Korkunç olayın ardından inceleme yapan savcı ve polis Kaçkin'in elbisesinin kolundaki ve ayakkabıdaki kan izlerini fark etti. Kaçkin'in üzerindeki lekelerle Toptemiş'ten alınan kan örneğinin aynı olduğu belirlendi. Kaçkin'in cinayeti iki kişiyle birlikte 2 ay önce sosyal medyadan planladığı tespit edildi.
Silvan ilçesinde, kuyumcu Ömer Toptemiş'in iş yerini soymak için Nezif Kaçkin, arkadaşları Eyüp Kara ve Şaip Demirel ile 2 ay boyunca plan yaptı. Kaçkin, geçen yıl 28 Eylül’de Toptemiş'i, otomobilini satın alma bahanesiyle aracı test etmek için gittikleri Batman'da tabancayla 3 el ateş edip öldürdü, cesedini de Batman Çayı'nın kenarına attı. Aynı otomobille ilçeye dönen Kaçkin, aracı Cami Mahallesi'nde, kapıları açık halde terk edip ayrıldı. Kaçkin, diğer şüpheliler Eyüp Kara ve Şaip Demirel ile buluşup, temiz elbise istedi.
KAN VE KURŞUN İZİNE RASTLANDI
Mahallelinin otomobili fark edip, polise haber verdi. Gelen polis ekibinin yaptığı incelemede, koltuklarda kan ve ön camında kurşun izine rastlandı. Kuyumcu dükkanı çalışanı A.E., en son kendisiyle görüldüğü gerekçesiyle, telefonla aradığı Nezif Kaçkin'e, Toptemiş'in 'kayıp' olduğunu, otomobilinin yakın bir mahallede terk edilmiş bulunduğunu söyleyip, kuyumcuyu görüp görmediğini sordu. Bunun üzerine otomobilin bulunduğu alana gelen Kaçkin, olaydan habersiz gibi davrandı. Kaçkin, burada polis tarafından gözaltına alındı. Kaçkin'in telefonundaki incelemede de sosyal medya mesajlaşmalarından Eyüp Kara ile Şaip Demirel'in de olayla ilişkili olduğu tespit edildi. Şüpheliler, 'Birden fazla kişi tarafından silahla yağma ve teşebbüs, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, tasarlayarak öldürme' suçundan tutuklandı.
ARTVİN'E KAÇMAYI PLANLADI
Batman Cumhuriyet Savcılığı'nın hazırladığı iddianameyle Batman 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamede, şüphelilerin birkaç hafta boyunca kuyumcu dükkanını gözetleyerek keşif faaliyetlerinde bulundukları, şüpheli Nezif Kaçkin’in maktulle yakınlaşmak amacıyla otomobiline talip olup olaydan önceki birkaç hafta boyunca gram altın alma bahanesiyle kuyumcu dükkanına gelip gitmeye başladığı, satın almak istediği araç için maktule 5 bin TL kapora verdiği sırada kasanın anahtarını maktulün üstünde taşıdığını öğrendiği, maktulden kendilerini Malabadi tarafına aracıyla bırakmasını isteyip tenha bir yere götürdükten sonra başına silah dayayıp kasanın anahtarını istemeyi, gönüllü olarak vermezse öldürüp anahtarı alarak Eyüp'e haber vermeyi, Silvan'a dönüp dükkana girip kasa anahtarıyla kasadaki paraları ve altınları çalarak Nezif Kaçkin'in üniversiteyi kazandığı Artvin’e kaçmayı planladıkları belirtildi.
KAN ÖRNEKLERİ UYUŞUNCA YAKAYI ELE VERDİ
Bu arada, Nezif Kaçkin’in Cumhuriyet savcısı ve polisin dikkati sayesinde yakalandığı ortaya çıktı. Cinayetin ardından terk edilen aracın yanına gelen Kaçkin’in ayakkabı ve kolundaki kan izleri fark edilince gözaltına alındığı ifade edildi. İncelemede, Kaçkin'in üzerindeki lekelerle Toptemiş'ten alınan kan örneğinin aynı olduğu belirlendi.
"İŞİN UCUNDA 8 MİLYON LİRA VAR"
Nezif Kaçkin'in telefon incelemesinde, olaya yardım eden Şaip Demirel ile sosyal medyadaki yazışmaları da ortaya çıktı. Yazışmalarda, Nezif Kaçkin, "Şimdi bana kararını söyle, ben de ona göre hareket edeyim, bak ben sıkıyorum diye yarın öbür gün temizsiniz anlamına gelmiyor, en ufak bir şey olursa hepimiz cinayet soygundan yargılanırız" diye mesaj atarken, Şaip Demirel ise "Valla sana başta diyecektim zaten, Eyo'da iş yok, sen de kimseye güvenin yok, doğru mu, ondan sana demedim bu işte yokum Apo" cevabını verdiği belirlendi. Nezif Kaçkin, daha sonra, "Olmaz, en başta deseydin uğraşmazdık, artık geri dönüşü yok, buraya kadar gelmişiz. Mesele sıkmaksa onu da ben yapıyorum, siz dert etmeyin, 8 trilyon para var ucunda, ufak şeylerin peşinden koşup kahve köşelerinde sürünmeye gerek yok, alırsın payını üç veya dört ay ortalıkta gözükmezsin, sonra otur işine gücüne bak, Eyo'da iş yok diyorsun ya Eyo bize en zor olanı halletti" diye mesaj attığı, Şaip Demirel de "Doğru diyorsun Apo" cevabını verdiği saptandı.
DAVA 17 AĞUSTOS'A ERTELENDİ
Davanın ilk duruşması 6 Haziran'da görüldü. Mahkeme, şüphelilerin telefonlarındaki inceleme raporlarının istenmesi, görgü tanıklarının dinlenmesi ve kuvvetli suç şüphesini gösteren diğer delillerin bulunması için şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verip, duruşmayı 17 Ağustos'a erteledi.
"EMSAL BİR CEZA İSTİYORUM"
DHA muhabirine konuşan, kuyumcu Ömer Toptemiş'in eşi Ayşegül Toptemiş, şüpheliler için emsal ceza istediğini belirterek, "3 kişi plan yapıyorlar ve eşimin güvenini kazanarak, eşimin ne kadar onlara güvendiğini bilerek, onun güvenini sarsarak böyle bir şey yapıyorlar. Sadece soygun amaçlıdır. Eşimle başka herhangi bir diyalogları yok. Eşimin güvenini kazanmak için birkaç defa gidip gram altın da alıyorlar. Ondan sonra eşimin kendi arabasını satmayı istediklerini düşündükleri için ona öyle bir teklifte bulunuyorlar, 'ben alacağım' diye ama tabi eşim ilk başta güvenmiyor. Bu adam eşimi ikna ediyor ve test sürüşüne gitmek isterken, orada eşime bu caniliği yapıyorlar. Sadece soygun için başka kişisel hiçbir şey yok. Onlar şu anda hayatımın ve bütün duygularımın rengini aldılar benden. Bana 4 tane çocuk mirasını bıraktılar. Her kapı çalışında benim çocuklarımın kapıya 'Baba' diye gidişleri, onların yaşadığı hayal kırıklığı, onlara hayat kırıklığı olsun ve onlar gün yüzü görmesinler. Çocuklarıma meyve aldığımda, 'Benim babamın aldıklarının tadı daha güzeldi' diyorlar. Ben o eksikliği dolduramıyorum. Çocuklarımın eksik yanını Allah'a havale ediyorum. Hepsi suçu birbirlerine attılar. Üçü de şu an aynı durumda. 17 Ağustos'a ertelendi. Benim çocuklarıma güven ve adalet borcum var. Çocuklarıma daha güvenli bir ortam sağlamak için, emsal bir ceza istiyorum ben. Kesinlikle emsal bir cezanın olması lazım. Aslında onlar benim eşimi cennet bahçesine gönderip, kendilerine de cehennemin dibini uygun gördüler. Aslında adalet budur ama bu dünyadaki adaleti de istiyorum. Çocuklarımın bir tek gözyaşı onların ömür boyu orada kalmalarına bedel bile değildir. Onlar o çocukların her bir gözyaşına kurban olsun. 4 çocuğumun her bir gözyaşı onların cehennem odunu olsun" dedi.