DSÖ açıkladı: El yıkama, sosyal mesafe artık yeterli olmayacak

Korona virüs konusunda dünyada en yetkili kurum olan Dünya Sağlık Örgütü'nden gelen yeni bir haber ise hastalıkla ilgili endişeleri artırdı.

This browser does not support the video element.

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan korona virüs (Covid-19) salgını dünya çapında etkili olmaya devam ediyor. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı dünya genelinde 552 bin 121’e, virüs tespit edilen kişi sayısı 12 milyon 170 bin 840’a yükseldi. Dünya genelinde hastalığı yenerek iyileşenlerin sayısı ise 7 milyon 70 bin 199’a ulaştı.

Korona virüs salgınından en çok etkilenen ülke ABD olurken, Brezilya en fazla vaka ve ölüm görülen ikinci, Hindistan ise üçüncü ülke durumunda. Covid-19'un bulaşmasını önleyecek bir aşı bulma çalışmaları birçok ülkede devam ederken bilim insanları bir yandan da virüsün insanlara nasıl bulaştığını daha iyi anlayabilmek için mücadele ediyorlar.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) korona virüsün havada asılı kalan damlacıklar yoluyla yayılma ihtimalini saf dışı bırakamayacağı yönündeki bir açıklama yaptı. Dünya Sağlık Örgütü'nün bu açıklaması önemli bir tavır değişikliği olarak gösteriliyor.

Bu konuda aylardır yapılan araştırmalarda korona virüsün hava yoluyla bulaştığına dair bulgular elde edildi. Son dönemde ise hava yoluyla bulaşmanın nasıl gerçekleştiği yönündeki çalışmalar hız kazandı.

Yeni tedbirler gündeme gelebilir

Bu araştırmaların bulgularına göre politika değişikliğine gidilmesi halinde korona virüsle mücadelede alınan önlemlerin değiştirilmesi ve el yıkama, sosyal mesafe gibi uygulamalara yenilerinin eklenmesi gündeme gelebilir.

Korona virüs, şu anda ağırlıklı olarak temas yoluyla bulaşan bir virüs olarak değerlendiriliyor ve önlemler de buna uygun olarak uygulanıyor.

Hava yoluyla bulaşma nedir?

Sağlık Bakanlığı'nın internet sitesinde enfeksiyonların dört yolla bulaştığı belirtiliyor ve bunlar hava yolu, temas, ara kaynak ve vektör olarak sıralanıyor.

Sağlık Bakanlığı, hava yolu ile bulaşmayı "Mikroorganizmaları içeren partikül ya da toz parçacıkları havada uzun süre asılı kalır ve hava akımları ile geniş alanlara yayılırlar. Solunarak duyarlı konak tarafından alınırlarsa hava yolu ile bulaş meydana gelir" olarak tanımlıyor.

Hava yoluyla bulaşan hastalıklara ise verem örnek veriliyor. Temas yoluyla bulaşma da doğrudan, dolaylı, damlacık saçılması olarak üçe ayrılıyor.

Damlacık saçılması, hasta kişinin "konuşma, gülme, hapşırma, öksürme ile ortama enfekte salgılar" saçması olarak tanımlanıyor ve bunların havada 1 metre kadar yayılabileceği belirtiliyor. Damlacık saçılması ile bulaşabilecek hastalıklara boğmaca, grip ve zatürre örnek olarak gösteriliyor.

Şu anda korona virüs ağırlıklı olarak doğrudan, dolaylı ve damlacık saçılması gibi yollarla temasla bulaşan bir hastalık olarak nitelendiriliyor.

Hava yoluyla bulaşan hastalıkların en önemli farkı ise virüsün havada daha uzun süre asılı kalması ve geniş alanlara yayılması.

Laboratuvar ortamında yapılan araştırmalar, suni olarak aerosolleştirilmiş (serpintiye dönüştürülmüş) korona virüsün havada en az üç saat canlı bir halde asılı kalabildiğini ortaya koydu.

Ancak bilim insanları, laboratuvar ortamında yapılan bu araştırmaların gerçekleştirildiği ortamların gerçek hayattaki koşullarla aynı olmadığını belirtiyor.

Bununla birlikte farklı yerlerde görülen bazı süper bulaştırıcı vakalar da havadan bulaşma kuşkularını güçlendiriyor.

ABD'nin kuzeybatısındaki Washington eyaletinde bulunan Mount Vernon'da tek bir kişinin koro provasında en az 45 kişiye virüsü bulaştırdığı görüldü. Virüsün bulaştığı bazı kişilerin, prova boyunca virüsü bulaştıran kişiye 2 metreden fazla yaklaşmadığı tespit edildi.

Benzer bir olay da Çin'in Guangju kentinde yaşandı. 24 Ocak akşamı bir restoranda yemek yiyen ve korona virüs taşıyan bir kişi, aynı mekandaki dokuz kişiye daha virüs bulaştırdı.

Restoranda yapılan araştırmada, virüsün bulaştığı dokuz kişinin oturma düzeninin klimanın hava üfleme yolu üzerinde olduğu görüldü. Hava akım düzeni, klimanın virüsü 6 metre uzağa kadar taşımış olabileceğini ortaya koydu.

Bilim insanlarının Covid-19 hastalığına yol açan yeni tip korona virüsün her türünün hava yoluyla bulaşıp bulaşmadığını ve bu bulaşın nasıl olduğuna dair daha detaylı araştırmalar yürütüyor. Ancak şu ana kadar elde edilen bulgular, hava yoluyla bulaşmanın mümkün olduğuna işaret ediyor. Hastalıkların bulaşma yöntemleri, alınacak önlemlerin belirlenmesinde kilit rol oynuyor.

DSÖ'nün yeni tip korona virüsle ilgili yayımladığı rehberde ellerin 20 saniye boyunca sabunla yıkanması ve sosyal mesafe kurallarına uyulması tavsiye ediliyor. Dünyanın birçok yerinde de hükümetler bu çerçevede önlemler alıyor ve mücadele politikaları geliştiriyor.

Bilim insanları, bu önlemlerin büyük önem taşıdığını ancak havadan bulaşan hastalıklara karşı yeterli olmayacağını söylüyor.

Ayrıca klimalı ortamlar ile toplu taşıma ve ofis gibi kalabalık binalarda da yeni düzenlemelere gidilmesi gündeme gelebilir.

Bu hafta içerisinde 32 ülkeden 239 bilim insanı, konuyla ilgili açık bir mektup yayımladı.

Mektupta, DSÖ'den korona virüsle ilgili alınabilecek önlemlerle ilgili kılavuzunu güncellemesi çağrısı yapıldı.

Bilim insanlarının sıraladığı önlemler arasında kamu binalarının aşırı kalabalıklaşmasını önleyecek önlemlerin alınması, iç mekanların doğru düzgün bir şekilde havalandırılması ve hava filtre sistemlerine antiseptik ultraviyole ışıkların eklenmesi yer alıyor.

DSÖ Küresel Enfeksiyon Önleme Birimi Koordinatörü Benedetta Allegranzi, konuyla ilgili bulguların ortaya çıkmaya devam ettiğinin farkında olduklarını

Allegranzi, "Bu bulgulara karşı açık görüşlü olmamız ve bunun bulaşma biçiminin yanı sıra alınacak önlemlerle ilgili etkilerini de iyi anlamamız gerekiyor" dedi.

DSÖ'nün korona virüsün hava yoluyla bulaştığına dair bulguları kabul etmesi önemli bir adım olarak görülse de yeni kararlar almadan önce daha kesin sonuçlar görmek isteyeceği ifade ediliyor.

DSÖ'ye enfeksiyon riskleri konusunda danışmanlık yapan Prof. Dr. David Heymann, teşkilatın, korona virüsle mücadele konusunda uygulanacak stratejilerle ilgili yeni tavsiyeler belirlemeden önce daha kapsamlı araştırmalardan çıkacak somut sonuçları bekleyeceğini söyledi.