Emine Erdoğan: Toprağa geleceği de ekiyoruz

'Tarımda Kadın Emeği Zirvesi'ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Ekilmemiş tek bir karış toprağımız kalmasın. İmece kültürümüzü burada da yürürlüğe koyalım. El birliğiyle ekelim, el birliğiyle toplayalım. Toprağa yalnızca karnımızı doyuracak ürünü değil, geleceği de ektiğimizi hiç aklımızdan çıkarmayalım" ifadelerine yer verdi.

Emine Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından düzenlenen 'Tarımda Kadın Emeği Zirvesi'ne katıldı. Erdoğan, zirve öncesi Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile birlikte Mersin'den Ordu'ya, Denizli'den Şanlıurfa'ya Türkiye'nin dört bir yanından gelen kadın çiftçilerin el emeklerini sergiledikleri stantları gezdi. Emine Erdoğan ve Yumaklı, stantlarda yer alan ürünler hakkında bilgi alarak, kadın çiftçilerle sohbet etti, hatıra fotoğrafı çektirdi. Zirvede konuşan Emine Erdoğan, Avrupa kıtasının tamamında 13 bin çeşit bitki türü varken, Türkiye'de 12 bin çeşit bitki yetiştiğini, coğrafyanın bu zenginliğinin bir ayrıcalık olduğu kadar, onu korumanın da herkes için mühim bir sorumluluk olduğunu ifade etti. Emine Erdoğan, "Bu sorumluluğun ağırlığını en iyi sizlerin anladığını düşünüyorum. Çünkü, kadınla toprak arasında, emeğe dayalı uzun bir geçmiş var. Tohumu, topraktan kundağına yatıran, suyunu dualarla veren, şefkat damlayan elleriyle büyüten, sizlersiniz. Toprağın alın yazısı olduğunu, sabrı öğreten kadim bir öğretmen olduğunu biliyorsunuz. Anadolu toprağı nasıl bereketliyse, Anadolu kadını da çalışkandır, üretkendir" dedi.

"GIDA ÜRETİMİNİN YARIDAN FAZLASI KADINLARIN ELLERİNDE"
Erdoğan, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de gıda üretiminin yarıdan fazlasının kadınların ellerinde gerçekleştiğini belirterek, "Sizler, bir yandan vatanınızı doyurarak milletimize analık yapıyor, diğer yandan henüz doğmamış evlatlarımızın hakkını gözetiyorsunuz. Ata Tohumu Projesine başlandığında bu gerçeği çok daha iyi gördük. Sandıklarda ve kilerlerde yıllarca saklanılan ata tohumları sahip olunan ferasetin, deneyimin ve ileri görüşlülüğün bir ispatı. 2017'den bu yana 1537 çeşit ata tohumunu, gen bankalarında koruma altına aldık. 37 yerel çeşidi de tescil edilerek kayıt altına aldık. Bildiğiniz gibi, geleceğimizin güvence altına alınması için doğa temelli, sürdürülebilir üretim modelleri esastır. Böyle bir üretim de ancak bölgesel koşullara ve iklime uygun yerel tohumların kullanılmasıyla mümkün olabilir" diye konuştu.

Yerel türlerin bulundukları coğrafyanın hafızası olduğunu aktaran Erdoğan, bölgenin geçirdiği değişimleri bilerek, kendisini yeni koşullara adapte ettiğini kaydetti. Yerel türlerin korunmasının biyoçeşitlilik kaybına bağlı çevre krizlerinin engellenmesi için de çok önemli bir çaba olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, "Tarlada, hasatta, nakliyede ve depolamada gıda kaybını önleyecek kalıcı çözümler üreteceğiniz kanaatindeyim. Bu noktada, aile çiftçiliği de, hem iklim değişikliği ile mücadelede, hem de sürdürülebilir tarımda önemli bir güçtür" dedi. Tarımsal bilgi ve deneyimin hafıza merkezi olduğunu belirten Emine Erdoğan, gençleri bu mirasa sahip çıkmaları için teşvik edilmesi çağrısında bulundu.

"TOPRAĞA GELECEĞİ DE EKİYORUZ"
Tarımın en büyük zenginlik olduğunu söyleyen Erdoğan "Dünyamızda, el birliğiyle, kırsalı gençler için fırsatlarla dolu bir alana dönüştürelim. İnanıyorum ki, biz yerel ve bölgesel üretime sahip çıktıkça, hem geleceğimizi koruyacağız hem de kırsalımızı kalkındıracağız. Doğru tarım uygulamalarıyla, tabiata ihtiyaç duyduğu şifayı vereceğiz. Peygamber efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde, 'Kimin tarlası varsa onu eksin. Kendisi ekmezse din kardeşine ektirsin' buyuruyor. Bir verip bin aldığımız toprağın, üzerimizde hakkı vardır. Bu hakkı, onu ekerek, koruyarak, zehirli maddelerden uzak tutarak teslim edebiliriz. Bu hususta sizlerden çok şey beklediğimi ifade etmek istiyorum. Gelin sizler bu konuda öncü olun. Ekilmemiş tek bir karış toprağımız kalmasın. İmece kültürümüzü burada da yürürlüğe koyalım. El birliğiyle ekelim, el birliğiyle toplayalım. Toprağa yalnızca karnımızı doyuracak ürünü değil, geleceği de ektiğimizi hiç aklımızdan çıkarmayalım" diye konuştu.

"KİMYASAL GÜBRELER TOPRAĞA YORUYOR"
Emine Erdoğan, kompost gübrenin toprağı zenginleştirdiğini, su tutma kapasitesini artırdığını, üzerinde yetişen bitkiler için de şifa olduğunu aktardı. Kimyasal gübreler ve zirai ilaçların toprağı yorduğunu, küstürdüğünü belirten Erdoğan, "Mesela, biz Külliye'de oluşan organik atıklarımızı kompost gübreye dönüştürüyor ve park bahçe faaliyetlerimizde kullanıyoruz. Bahçede gördüğünüz bütün bitkiler kompost gübre ile beslenip serpiliyor. Böylece kimyasal gübrelerin toprakta birikmesini, derinlere sızarak yer altı sularına karışmasını ve gaz halinde havayı kirletmesini de engellemiş oluyoruz" ifadelerini kullandı. Tarım uygulamaları ve toprak kalitesinin toplum sağlığını doğrudan etkilediğine dikkati çeken Emine Erdoğan, sofraya koyulan ürünlerin sağlıklı bir topraktan gelmediği takdirde nesillerin sağlığını bozduğunu söyleyerek, "Kimyasal ilaç ve gübrelere alternatif doğal yöntemleri kullanmazsak, biyoçeşitliliğimiz de tehlike altına giriyor. Oysa bu topraklar, Yaradan'ın yeryüzüne nakşettiği muhteşem bir eserdir. Attığımız her adımda, toprağa ve tabiata muamelemizde, bu gerçeği hiç unutmayalım" dedi.

YUMAKLI: KADINLARIMIZ KIRSAL KALKINMANIN ANA UNSURU
Bakan Yumaklı da "Kırsal kalkınma ülkemizin gıda arz güvenliğini sağlaması, sanayimize hammadde temini ve istihdama sağladığı katkı nedeniyle stratejik bir alandır. Kadınlarımızı da kırsal kalkınmanın ana unsuru olarak görüyoruz. Bu nedenle yürüttüğümüz politikalarda her zaman; onlara, pozitif ayrımcılık yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Biliyoruz ki; kırsal kalkınmada kadın varsa sürdürülebilirlik vardır. Bu kapsamda kadınlarımızın ekonomik anlamda güçlenmesi; kırsal alanların gelişmesinde ve güçlendirilmesinde kilit rol oynamaktadır. Kadınların desteklenmesi ve liderlik rollerine teşvik edilmesinin büyük öneme sahip olduğunu her fırsatta ifade ediyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak da kadınların ve gençlerin tarımsal üretimde yer almaları için var gücümüzle çalışıyoruz. Kırsal alanlarımız sadece üretim alanı değil, insanlarımızın yaşamlarını sürdürdükleri, geleceğe miras bırakacağımız zenginliklerimizdir. Kırsalda yaşayanların; yaşam ve çalışma koşullarının yükseltilmesini ve doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmasını amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber