Erdoğan: Er yada geç F35'leri teslim alacağız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda gençlerle bir araya gelerek, gençlerin sorularını yanıtladı ve gündemdeki S-400 ve F-35 konularına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe Sarayı'nda geçnlerle bir araya geldi. Erdoğan S-400 konusu ile ilgili olarak, " O iş bitti. S-400 sisteminin tarihi Temmuz'dan önceye çekilecek. Rusya ile S-500 konusunda ortak üretim yapmamız söz konusu olacak" dedi.
F-35 konusuna da değinen Erdoğan, " Geri adım atmamız mümkün değil. Er ya da geç F-35'ler ülkemize gelecek. Beş adet F-35 verdiler. Ancak simülatörleri henüz teslim etmediler" açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 23 Haziran seçimleri de dahil yeni askerli sistemi, hayvanlara yapılan şiddet ve Türkiye ekonomisine dair açıklamalarda da bulundu.
"S-400'den sonra S-500"
Erdoğan, "Biz S-400 ile ilgili konuyu bitirdik. S-400 bir savunma sistemidir. Yani taarruz sistemi değildir. Güçlü bir menzili vardır. S-400'den sonra bir de S-500 söz konusu. S-500'de de yine bir ortak üretim söz konusu olacak, Şimdi biz bunu yaparken tabii Amerika diyor ki bu diyor, 'Sizin bizden alacağınız F-35 uçaklarına uyumlu değil'. Öyle bir şey teknik olarak da söz konusu değil. Biz bunun teknik çalışmalarını yaptık. Böyle bir şey yok" dedi.
"Er ya da geç F-35'leri alacağız"
Erdoğan, 5 tane F-35'i bizim generalimize ve pilotlarımıza teslim ettiler. Amerika'da şu anda uçaklarımız. Fakat, orada da mesela simülatörlerimiz falan var. Bu simülatörleri falan henüz teslim etmediler. Tabii şimdi aparatlar buraya gelmedikten sonra bizim burada 7 milyar dolarlık oraya parça üretimimiz var Türkiye'den. Biz bunları bir taraftan hazırlıyoruz. Bunlar konusunda onların da bazı yaklaşımları var. Biraz bize naz yapıyorlar, orta sahada top çeviriyorlar ama bu işin olmayacağı noktasında değilim. Er veya geç F-35'leri teslim alacağız, aparatlarını da teslim alacağız" dedi.
23 Haziran seçimleri
"Burada bir hırsızlık bir kaçak var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gencin, "Eğer seçimi siz kazansaydınız yine de itiraz edecek miydiniz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Her şeyden önce böyle bir netice karşısında itirazlar olabilir. Bunlar siyasette seçime girenlerin, sandığa müracaat edenlerin en doğal hakkıdır. Ama bu itiraz merci neredir? İlçe seçim kurullarıdır, il seçim kurullarıdır, daha üst merci Yüksek Seçim Kurulu'dur. Siz itirazını yaparsınız. İtirazını yaptıktan sonra nihai merci Yüksek Seçim Kurulu'dur. Yüksek Seçim Kurulu kararını verdikten sonra da artık diyeceksiniz ki 'şeriatın kestiği parmak acımaz' ve işi bitireceksiniz. Ama şu andaki süreç ne yazık ki böyle gitmiyor. Yani 29 binden 13 bine oy düşüyor, şimdi buradan buraya eğer oylar düşüyorsa bu ne demektir? Burada bir hırsızlık var, bir kaçak var. 29 binden 13 bine niye düşüyor?"
"Yeni askerlik sistemi"
Erdoğan, Yeni askerlik sistemiyle ilgili olarak, "4 hatta 5 ana başlık var. Bunlardan bir tanesi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyacı; ikincisi öngörülebilir oluşu; üçüncüsü süreklilik; dördüncüsü eğitim ve mesleki gelişim ihtiyacı; bir diğeri de eğitimli insan gücü kaynağının etkin ve verimli kullanılması. Bir şey çok çok önemli, bedelli askerlikle diğerleri karıştırılıyor. Bedelli askerlik noktasında yıllarca çok ciddi birikimler, bunun dışında yurt dışında olanların 'Bizim durumumuz ne olacak?', 'Bedellide ücretler şu şekilde ağır, bu şekilde ağır.' gibi birçok şeyler oluyordu. Bir dönem yaptığımız değerlendirmelerde belli bir bedel koyduk. Tabii kabul edenler oldu ve geldiler, askerliklerini o ücretten yaptılar. Daha sonra bir düşüş söz konusu oldu ve bu düşüşle birlikte attığımız bazı adımlar oldu." diye konuştu.
"Ücretin bedeli ciddi manada düştü""
"Bu düşürülen ücretle de şu anda askerlik kabul görmeye başladı. Yükümlü erbaş, erler var; yedek astsubaylık var, bir de yedek subaylık var. Bunlar bu dönemin farklı özellikleri. Tabii yedek subaylıkta alışılmış olan süreç devam ediyor. Ancak asıl önemli olan yedek astsubaylık ki burada istihdamda şu anda meslek yüksek okulları da burada görev alabilecekler. Bu şimdi oraya bir farklılık getiriyor. Aynı şekilde yükümlü erbaş, er, burada da... Hepsinde de tabii belli bir ücret ödeniyor bu süreç içerisinde. Bütün bunlarla beraber aslolan bizim için de gerçekten çok çok önemli olan bir süreç de şu: 5 ay kıta diyoruz, burada belli bir harçlık kendilerine ödeniyor. 5 aydan sonra kendisi terhis olabiliyor, bu imkan var ama bunun öncesinde 1 ay temel eğitimden geçiyor. Yedek astsubaylıkta ise 2 ay temel sınıf eğitimi, bu da harçlıklı, ardından 10 ay da kıta hizmeti var. Burada da yine eğer isterse terhis olur, 'Devam edeceğim.' derse, devam etme şansı var. Devam etme kararını verirse, bu nereye götürür onu? Bu, onu astsubaylığa götürür. Astsubay olduktan sonra bir başka imkanı daha var. Oradan subaylığa bile geçebilir. Subaylığa geçmenin ötesinde bir imkan daha var. Eğer gerçekten imtihanları başarıyla verirse, generalliğe kadar gidebilir. Yedek subaylıkta da yine 2 ay temel sınıf eğitimi var. Yine harçlığı alıyor ve ardından 10 ay kıta var. 12 ay oluyor. İsterse yine terhis, isterse yedek subaylıktan subaylığa geçebiliyor."
"Hayvanlara şiddet"
Hayvan haklarına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, Meclis'in bu dönemdeki çalışmaları içerisinde hayvan haklarıyla ilgili çalışmaların belli bir yere geldiğini belirterek, belediyelerin bu alanda yapacağı çalışmaların yanı sıra, devletin de yasal düzenlemeyle getireceği bazı uygulamalar olacağını bildirdi.
Erdoğan, "Bu işin iki boyutu var. Bir, hayvanlara yapılan vahşice muamele insanı ciddi manada üzüyor. Bir de kontrolsüz olarak hayvanların caddelerde, Allah göstermesin, çocuklarımızın üzerine saldırıp bazı yerlerde parçaladıklarını da görüyoruz. Onun için yapılacak olan hazırlık çok hassas. Adeta öyle bir hassasiyet göstermemiz gerekiyor ki hem bu hayvanların sahiplerinin kontrolünü artırması lazım, 'Bırakalım salıverelim ne yaparsa yapsın.' olmaz. Bütün dünyadaki uygulamaları da arkadaşlarımız çalıştılar." dedi.