Bülent Arınç: Plakası FG olduğu için başına iş gelir denilen bir Türkiye’deyiz

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türk Demokrasi Vakfı toplantısında, Türkiye demokrasisinde paranoyaların olduğunu belirtti. Arınç "Plakası FG olduğu için başına iş gelir denilen bir Türkiye’deyiz." dedi.

AK Parti'nin kurucuları arasında yer alan ve eski TBMM Başkanı olan Bülent Arınç, bugün Ankara'da Türk Demokrasi Vakfı'nın toplantısına katıldı.Türkiye'nin siyaset yapısına dair açıklamalarda bulundu.

Bülent Arınç'ın konuşmasından başlıklar:

Katıldığı toplantıya da AK Parti sıfatıyla gelmediğini belirten Arınç, “AK Partililer bu tür toplantılara mutlaka katılmak zorundalar. Katılmazlarsa eksik kalırlar. Bu toplantıya AK Partili sıfatıyla gelmedim. Meclis Başkanı sıfatıyla davet edildim. Bu toplantıda keşke AK Partililer de olsaydı. Devir çok değişti. Şimdi oraya gidersek bir tarafta Kılıçdaroğlu olacak, bir tarafta diğerleri… “Ben böyle bir fotoğrafı nasıl izah ederim” diyorlar. Korkuyorlar… Fikirlerine güvenen insanlar hiçbir şeyden korkmaz.” dedi.

FETO'dan örnek

Türkiye demokrasisinde paronaya olduğuğuna değinen Arınç, “Niye buraya gelemesin bazı insanlar? Paranoya var: ‘Orada olursam mahvoldum, bittim.’Bu paranoya şu anki demeokrasinin en büyük handikaplarından birisi. Bu paranoya öyle bir hale geldi ki, biraz önce birisinin isimi dikkatimi çekti. Buradaysa ondan özür dileyerek örnek vermek istiyorum. Adı Fetullah idi. Sakallıydı arkadaşımız. Soyadını tam okuyamadım Gü ile başlıyordu. İnşallah Gülen değildir.  Bu nedir? Bu bir paranoyadır. Arabasının plakası FG olduğu için ‘Sen bu aracının plakasını değiştir. Başına çok iş gelir’ denilen bir Türkiye’deyiz.” ifadesini kullandı.

 "Bu gazetecilerden kurtulun"

“Televizyon programlarında onların adına konuştuklarını zannettiğimiz insanlar AK Parti’ye yarayışlı işler yapmıyorlar. Her konuşmalarıyla AK Parti’yi daha da aşağı çekiyorlar. Onlar temsil etmesin partimizi, siz temsil edin. Ey genel başkan yardımcıları, ey bir başkası ‘Partimizin düşüncesi budur diye neden çıkmıyor, konuşmuyorsunuz?’ Her şeyi çok bildiğini zanneden bu laf ebesi adamlardan ne zaman kurtulacaksınız?”

“Kral çıplak demenin zamanı”

"Tatlı su balığı siyasetçileri var. Suya sabuna dokunmadan. Majestelerinin gazetecileri ile bazen baş başa gelirler, havanın güzelliğinden, suyun berraklığından bahsederler. O sırada da bazı ufak tefek şeylerden konuşurlar. Zannedersiniz ki bir şey söyledi. Majestelerinin gazetecilerine havanın güzelliğinden, suyun berraklığından bahsetmek yeterli değil; öksürmenin zamanıdır, bağırmanın zamanıdır, kral çıplak demenin zamanıdır. Allah cesur olana izzet verir. Cesur olan izzet kazanır, itibar kazanır.

Her gün TBMM’de neredeyse bir eski milletvekilimizin bir eski bakanımızın cenaze törenine katılıyoruz. Siyasetçilerden yana taraf olmalıyız, siyasetçileri korumalıyız, siyasetçileri küçük görmemeliyiz. Herkes arkasında bıraktığı iz ile gidiyor. Eğer hiçbir iz bırakamamışsa, hayıflanırım ona. İz bırakmak da şahsiyetle olur. Bana fikrimi sordukları zaman; ben hiçbir zaman sağa sola, yukarı aşağı bakmadan konuşurum. Kim ne demiş beni ilgilendirmez. Evet bunun için dokuz köyden de kovuluyoruz ama arkadaşın biri çok güzel söylemiş: ‘Senin söylediklerin doğru olsun, sen doğruyu konuş, gerisi dokuz köyün meselesi. Mutlaka bir yer bulur ve orada halkın gönlüne girmeyi başarırsınız."

Sonraki Haber