F-35 projesinde büyük skandal!
ABD Kongresine sunulan rapor F-35 projesindeki sorunları ortaya çıkardı. Raporda, F-35 savaş uçaklarının planlanandan çok daha az test uçuşu yaptığı belirtiliyor.
ABD Hükümet Sorumluluklar Ofisi, parçalarda uyuşmazlık, tamiratta uzun süreli gecikmeler ve gerekli parçaların tedarik edilememesi gibi sebeplerden dolayı F-35 savaş uçaklarının planlanandan çok daha az test uçuşu yapabildiğini ortaya çıkardı.
ABD Hükümet Sorumluluklar Ofisi (GAO), parçalarda uyuşmazlık, tamiratta uzun süreli gecikmeler ve gerekli parçaların tedarik edilememesi gibi sebeplerden dolayı F-35 savaş uçaklarının planlanandan çok daha az test uçuşu yaptığını ortaya koydu.
F-35 projesi hakkında Kongreye bağımsız bir rapor hazırlayan ABD Hükümet Sorumluluklar Ofisi, 81 sayfalık raporunu kendi internet sitesinde yayımladı.
Raporda, "ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), 1 trilyon doları aşan maliyetiyle ülkenin en pahalı silah sistemi olan F-35 gelişmiş savaş uçaklarının yaşadığı tedarik zinciri sorunlarını çözmeli." ifadeleri kullanıldı.
F-35'lerin yaklaşık 800 parçasını üreten Türkiye'nin F-35 programındaki geleceğinin tartışıldığı bir ortamda yayımlanan GAO raporu, programdaki yedek parça ve tedarik sorunlarını açık bir şekilde ortaya koydu.
Test uçuşlarının yüzde 30'unu gerçekleştiremedi
Gerekli parçaların tedarik edilememesi sebebiyle F-35'lerin 2018'in mayıs ve kasım ayları arasında planlanan test uçuşlarının yüzde 30’unu gerçekleştiremediği kaydedilen raporda, parçalarda uyuşmazlık ve tamiratta uzun süreli gecikmeler gibi sorunların da uçağın performansında aksaklıklar oluşturduğuna vurgu yapıldı.
Ayrıca, F-35'lerin yüzde 60'lık beklentiye rağmen tüm görevleri güvenli bir şekilde yerine getirme oranının yüzde 27'de kaldığı belirtilen raporda, "F-35 uçakları bir savaş uçağından beklenen performansın gerisinde kalıyor. Çoklu görevleri gerçekleştiremiyor veya gerektiği kadar uçamıyor." ifadesine yer verildi.
Öte yandan, F-35'lerin en az bir kere tüm görevleri yerine getirme oranının ise yüzde 75'lik beklentinin altında kalarak yüzde 52'lik bir oran elde ettiği belirtildi.
4 bin 300 parçada tedarik sorunu
Raporda, F-35’lerin uçuş için ihtiyaç duyduğu 4 bin 300 parçanın tedarik edilmesi konusunda da sıkıntı yaşandığı, Pentagon’un bu sorunu aşmak için çaba sarfetmesine rağmen henüz tamamen başarılı olamadığı belirtildi.
Bununla beraber, daha önce satın alınan F-35'lerin konuşlandırmalarda ihtiyaç duyduğu destekleyici parçaların yüzde 44'ünün zaman içinde uçakta yapılan güncellemeler sebebiyle artık ihtiyaca cevap veremediğine dikkat çekildi.
Raporda ayrıca, "Pentagon'un, F-35 parçalarının ülkeler arası lojistik ağı olgunlaşmış değil. Denizaşırı F-35 müşterilerinin, uçakların onarımı için gerekli parçaları uzun süre bekledikleri gözlemlenmektedir. Lojistik ağı için ayrıntılı bir plan olmadan, Pentagon genişleyen bir filoyu desteklemeye hazır olmayabilir." değerlendirmesine yer verildi.
Yüksek yıllık maliyete vurgu
F-35 programına dair karşılaşılan sorunların ele alındığı raporun diğer bir bölümünde ise uçakların maliyetine atıfta bulunularak, Pentagon'un uçakların satın alınabilirliğine odaklanması gerektiği belirtildi.
Raporda, "ABD Hava ve Deniz Kuvvetleri, F-35 uçaklarının teçhizat desteği için gerekli yıllık maliyetin yüzde 24 ile yüzde 43 oranında azaltılması gerektiğini belirledi." ifadesine yer verildi.
"Alınan parçaların kaydı tutulmuyor"
Pentagon'un F-35 parçalarına dair gerekli önemi göstermediği belirtilen raporda, şu tespitlere yer verildi:
"F-35 yedek parçalarına milyarlarca dolar harcandı ancak satın alınan parçaların nerede olduklarına veya ne kadara mal olduklarına dair kayıtları yok. Örneğin, Pentagon, F-35'in ABD'ye ait olan parçaları hakkında bilgi içeren bir veri tabanı tutmuyor ve bunu yapabilmek için gerekli veriden yoksun. Pentagon, satın alınan F-35 parçalarını nasıl takip edeceğini açıkça tanımlayan bir politika olmadan, sahip olduğu F-35 yedek parçalarının nasıl yönetildiğine dair sınırlı bir bilgiye sahip olacaktır."
Eski ABD Savunma Bakanı James Mattis, F-35'ler ve Türkiye ile ilgili olarak geçen yıl Kongreye sunduğu raporunda, "Türkiye'nin programdan çıkarılması durumunda yedek parça ve tedarik zincirinin bozulabileceği" uyarısında bulunmuştu.
Fatih Altaylı: F-35 meselesi rezalete dönüşüyor
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, 24 Nisan 2019 tarihli yazısında, F-35 projesindeki sakıncalara değinerek, Türkiye'nin bu projeden çekilmesi seçeneğini değerlendirmişti.
İşte Altaylı'nın "Asıl casus hangisi?" başlıklı yazısı...
"ABD’nin ve kongresinin, “Rusya’dan S-400’ler alınırsa F-35’lerin Türkiye’ye verilmemesi” tehdidi acaba bir tehdit mi, yoksa Türkiye için bir şans mı?
Bunu ciddi ciddi tartışmak gerektiği kanaatindeyim.
Bana sorarsanız, okuduklarıma dayanarak söyleyebilirim ki, “Eğer tek yaptırım F-35’leri vermemek” olacaksa eğer Türkiye sırf bu nedenle S-400’leri almalı ve F-35 programından kazasız belasız çekilip bir de üzerine tazminat almalı.
Çünkü F-35 meselesi, tam bir rezalete dönüşme yolunda hızla ilerliyor.
Uçağın sipariş aşamasındaki görev tarifini yerine getirmekten çok uzak olması, uzayan süreçten ötürü maliyetlerin korkunç boyuta ulaşmış olması bir yana NATO çevrelerinde “Bu uçak olmadı ve olmayacak ama şimdiye kadar o kadar çok para harcandı ki, kimsenin vazgeçmeye yüreği yemiyor. Vazgeçtik demenin faturasını kimse üstlenmek istemiyor” diye zaten uzun süredir konuşuluyor.
Ancak F-35 projesinin ABD dışındaki NATO ülkeleri için çok da ciddi bir başka “sakıncası” var.
Artık çok açıkça biliniyor ki, F-35 bir casus uçak.
Ancak bu casusluk faaliyeti, NATO dışı ülkelere yönelik değil tam aksine kendini ABD’nin müttefiki zanneden ülkelere yönelik bir casusluk faaliyeti.
F-35, para verip bu uçağı envanterine katan ülkeleri izliyor ve bu ülkelerin askeri bilgilerini ABD’ye aktarıyor.
Bu söylediğim bir sır değil, yeni yapılmış bir buluş da değil.
Bunu ilk keşfeden, milyarlarca dolar verip, Hava Kuvvetleri’ne 40 kadar F-35 siparişi veren Norveç’in fark ettiği bir gerçek.
F-35’ler yaptıkları tüm görevlerin en ince ayrıntısına kadar tanımlarını, her görev sırasında ve sonrasında ABD’deki merkezi server’a aktarıyorlar.
Bu, uçağın görev tanımının bir parçası.
Norveç bu durumdan duyduğu rahatsızlığı saklamıyor.
Almanya, aralarında bunun da bulunduğu bir dizi gerekçe ile F-35 programından çekiliyor.
Çok daha hassas bir coğrafyada ve ABD ile zaman zaman çelişen çıkarlara sahip Türkiye açısından bu durumun yaratacağı riski siz düşünün.
Yani ABD “S-400’ler F-35’lerin sırlarını çalıp, Rusya’ya bildirir” derken aslında “Yavuz hırsızlık” yapıyor.
Sır çalan asıl unsur F-35’ler.
Ayrıca F-35’lerin sakıncaları bununla da sınırlı değil.
Military Watch Magazine’de yayınlanan bir analiz, F-35’lerin Türkiye başta olmak üzere bazı kritik ülkeler açısından yaratacağı sakıncalara değiniyor ve bu uçakların ABD tarafından uzaktan kontrol ile uçamaz ve ABD’nin istemediği hiçbir görevi yapamaz hale getirilebileceğini belirtiyor.
Yani tüm bunlara bakarak F-35’lerin verilmemesi bir ceza değil, bir ödül gibi görünüyor."