Fatih Erbakan Millet İttifakı adayını açıkladı: Ben olsam Mansur Yavaş'ı aday gösteririm
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan tv100 canlı yayınında seçimlerle ilgili yol haritasını açıkladı. 6'lı masaya "İstanbul Sözleşmesi" şerhi koyan Erbakan, "İkinci turda Tayyip Bey'i destekleriz. Millet ittifakının yerinde olsam Mansur Yavaş'ı aday gösteririm" dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan tv100'de yayınlanan Pazar Siyaseti'nde Pınar Işık Ardor'un sorularına yanıt verdi. 6'lı masa ve ittifaklar hakkında görüşlerini paylaşan Erbakan şunları söyledi:
"Millet İttifakı’na topluca teknik olarak karşı çıkıyorum"
CHP başta olmak üzere orada bulunan birçok partiyle ideolojik sorunlarımız var. İstanbul Sözleşmesiy'le ilgili hassasiyetleri "Biz gelir gelmez geri getireceğiz" söylemleri var. Öte yandan "Toplumsal cinsiyet eşitliğini üniversitelerde zorunlu ders haline getireceğiz." açıklamaları var.
Yine CHP'nin sözcüleri çıktılar "Ayasofya Camii olmamalıydı, müze olmalıydı" dediler. 5 yaşında 6 yaşında çocuklara Kur-an öğretmek çağ dışı dediler. İYİ Parti'de İstanbul Szleşmesi hakkında aynı görüşte. Bu konuda anlaşmazlığımız onlarla da var.
CHP'de saç makyaj değişse de genetik bir yapısı var. Bu değişmiyor. CHP, iktidar olursa yaşam tarzına müdahale konusunda endişelerimiz var tabii. Yıllarca yaşananlar ve 28 Şubat'ta olanlar bizi tereddüte itiyor. CHP, 80 yıldır aynı CHP.
Milletin dini ile inançları ile çok barışık olmayan bir yapı. Geçmişte bunun uygulamalarını CHP zihniyetinde gördük. Mesela ‘Eşcinsellik bir dezavantaj olmaktan çıkacak’ gibi şeyler toplumun dini inançları, temel kültürü ile uyumlu olmayan konular.
Millet İttifakı’na topluca teknik olarak karşı çıkıyorum. Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı olsun ama mevcut sistemi iyileştirelim, meclisi güçlendirelim, kuvvetler ayrılığını tesir edelim. Demokratikleştirilmiş Başkanlık diyoruz biz ama Başkanlık bizim sistemimiz.
Ben olsaydım Mansur Yavaş’ı aday olarak gösterirdim daha çekişmeli daha heyecanlı bir seçim olur diye düşünüyorum. Mütevazi yapısı, dürüstlüğü, Ankara’da şimdiye kadar ortaya koyduğu performans ve tabi halktan birisi görüntüsü var.
Ekrem İmamoğlu, biraz da tabi aslında İstanbul’u yönetsin ve İstanbul’da güzel sonuçlar ortaya koysun diye seçildi. Şimdi daha İstanbul bitmeden doğrudan doğruya Türkiye’yi yönetmeye talip olması da yadırganıyor, tepki çekiyor olabilir.
Seçimlerin ikinci turu için şartlarını açıklayan Fatih Erbakan şunları söyledi:
"İkinci turda Tayyip beyi destekleriz, ama bazı şerhlerimiz var"
"Seçime kendimiz gireceğiz. Ne Millet İttifakı, ne Cumhur İttifakı'nda yer alıyoruz. Tabii kendimiz girdiğimiz zaman bir Cumhurbaşkanı adayı göstermemiz gerekir. Uygun olan budur. O noktada partinin Genel Başkanı'nın Cumhurbaşkanı adayı olması daha makuldur. Parti olarak kendimiz ikinci tura kalamazsak Tayyip Bey’i ama şartlarımızı ortaya koymak kaydıyla mesela denk bütçe yapılsın, kamudaki israf önlensin gibi şartlarla Tayyip Bey’in daha uygun olabileceğini söylemiştik hala aynı düşüncedeyiz."
Son günlerin tartışmalı gündem maddesi düzensiz göçmen ve sığınmacı meselesine ilişkin konuşan Erbakan, şunları söyledi:
Her ne kadar kardeş de olsak Osmanlı döneminde birlikte yaşamış olsakta onların burada bulunması sıkıntılı bir durum. Bizler için de problemli bir durum. En güzeli aslında hem Afganlıların hem Suriyelilerin kendi ülkelerindeki can güvenliği sağlandığı taktirde ülkelerine dönmeleridir. Gerekirse Suriye yönetimiyle de müzakereler yapılarak, can güvenliğinden emin olunduktan sonra dönmelerinin sağlanması biz Yeniden Refah Partisi olarak bunu istiyoruz.
Müzakereler sağlandığı güvenli bir ortam oluştuğunda dönmelerinde bir sakınca olacağını düşünmüyoruz. Esed'in kontrolündeki bölgelere dönecek olanlarla ilgili mutlaka güven ortamının tesis edilmesi lazım. Savaşı Esed fiilen kazandı, resmen kazandı. Seçimlerden yüzde 90 oyla 'Zafer kazandım' dedi. Yeni bir arayış içerisinde. Gidenlerle ilgili herhangi bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Çatışmalara girmemiş burada sadece mülteci statüsünde bulunan kimselerin dönmelerinde bir sakınca görümüyorum. Afganistan için de bu geçerli, savaş şartlarının bitmesi lazım. Kalmak isteyenlerin sayısının ben az olacağını düşünüyorum. Kültürünü dilini bilmediği yabancı bir toprakta kalmaktansa onların çok önemli bir kısmının döneceğini düşünüyorum.
"Mülteciler konusunda 'kışkırtmalar ve yanlış üslubun kullanılması' bir çatışmaya yol açabilir"
“Suriyeliler gitmesin, bizim burada misafirimizdir” diyenler ile “Suriyeliler gitmelidir” diyenlerin birbirleri ile çatışmasına yol açmayacak adımların atılması, üsluba söyleme dikkat edilmesi lazım. Böyle bir çatışma bize zarar verir. Bu anlamda Hulisi Akar'ın ifadelerine katılıyorum.
Kışkırtmalar ve yanlış üslubun kullanılması bir çatışmaya yol açabilir endişesini taşıyoruz. Hükümetin göç politikasında buraya kadar elinden gelen yapıldı. Avrupa sınıra dikenli teller, beton duvarlar örerken biz insani bir yaklaşım gösterdik. Biz mağdur olmuş insanlara kucağımızı açtık. Bizim kültürümüze ve dilimize sahip çıkmak adına tabelaların Arapça değil, Türkçe olması gerekiyor. Yabancı tabelalara yönelik bir hassasiyet göstereceksek bütün dillere yönelik olmalı.
Bir siyasi parti belki de 40 tane ayrı problemle uğraşması ve bunlara çözüm getirmesi gerekir. Sadece bir noktaya odaklanarak gidilmesini yadırgadım. Sadece bu mültecilerle bütün dertlerimiz düzelecek. Sanki bütün derdimiz bu.