Fazıl Say’dan marş işkencesi

Klasik müzik dinlerim. Özellikle Hollandalı kemancı ve Johann Strauss Orkestrası’nın kurucusu Andre Leon Nicolas Rieu’nun yönettiği senfonileri dinlerim. Orkestrayı yönetmesini ve müzik tarzını beğenirim. Elbette kendisi asla bir Âşık Veysel, Karacaoğlan, Neşet Ertaş olamaz!

Bu arada opera ve hele baleden hiç hazzetmem.

Fazıl Say; yahu bir marş bu kadar mı berbat çalınır, söylenir!

Fazıl Say “dar bir çevre dışında” Türkiye’de pek dinlenmez. Fazıl Say’ı savunmasına rağmen bir tek şarkısını/eserini dinlememiş insan çoktur. Oysa sanatçı savunulan değil; dinlenendir, okunandır, görülendir!

Kendisi “müzisyen” olduğu için değil, siyaset öğesi olduğu için tanınmaktadır.

Hâl böyle olunca o bir avuç çevre; “Aman ne güzel marş olmuş” diyebilir.

Sen de Ekrem İmamoğlu gibi üzüldün mü Fazıl Say? Şimdi seni mağdur mu ettik? Yani herkes eleştirilebilir, ama bir kısım insan eleştirilirse “mağdur” mu olur? Bu üstünlüğün sebebi nedir?

“MEYVE SEBZE BEDAVA OLSA YİNE ERDOĞAN’A SALDIRACAKLAR”

Bırakın doğal gazı, meyve sebze bedava olsa bile Erdoğan'a saldıracaklar!

Yani mesele yine “ağaç” değil; hâlâ anlamadınız mı?

Dertleri; milletin sesinin “güçlü” çıkıyor oluşu!

"Fikir özgürlüğü" yok diyenler milletin kutsallarına sövmenin özgürlüğünü istiyor!

“Kutuplaştık” diyenler halkın evlatları “sussun” istiyor!

Topyekün birleştiler!

Doğal gazın 25 metreküpü bir yıl boyunca bedava oluyor, beğenmiyorlar. “Bu kadar mı yani?” diyorlar. Elbette bu kadar değil, daha fazla ekonomik önlem alınmalı; fakat vatandaşa sunulan imkânlara da hep beraber destek olmalı değil miyiz?

Mansur Yavaş; “Kandil’in şantajlarına eğecek boynumuz yok” diyor.

İyi de “Kandil” şantaj yapmıyor ki! Kandil’deki elebaşları; “Erdoğan devrilmezse biz biteriz” diyor.

“Kaçak FETÖ’cüler” Türkiye’ye gelip kendi kirli örgütlerini dağıtanlardan hesap sormayı umuyorlar.

“PKK elebaşları” inlerinden çıkıp rahat nefes almak istiyorlar.

“Kim kazanırsa” bunu yapacaklar?

Onlara “umut veren” kim?

Siz kiminlesiniz?

“VEKÂLET SAVAŞLARI”

Kandil diye kendiliğinden ve sosyolojik zeminle oluşmuş bir yer yok!

DAEŞ ne ise PKK odur!

Arkalarında devletler var ve bu terör örgütleri başka devletlerin maşasıdır, beslemesidir!

Buna “vekâlet savaşları” diyoruz!

Türkiye bu vekâlet savaşından galip çıkacak, ancak güçlü bir hükümet şart!

“KAÇIP GİTMEK Mİ?”

Türkiye’nin 100. yılında büyük imtihanla karşı karşıyayız!

Kaçtıkları yerlerden bizi tehdit ediyorlar. Hâlihazırda yurt dışına kaçmış olanlar “herkesi” kendileri gibi zannediyorlar!

Vatanı asla terk etmeyeceğimizi bildikleri için birileri 15 Temmuz öncesi; “Yatakta basıp şafakta asacağız” diye tehdit ettiler!

Erdoğan'ın yaptığı devrimleri memleketi adına sevinçle karşılayıp paylaşan herkes en azından birkaç kişi tarafından "Kaçacaksınız, yargılanacaksınız" diye tehdit edilmiştir!

Bizim gidecek başka ülkemiz yok; ama "duracak" olma sebebimiz bu değil!

Ülkemizde “son ocak sönmeden” kutlu davamız bitmez!

Bizim davamız “iktidar veya muhalefet olmak” ile ölçülemez!

Biz buralıyız! Ölsek de buralıyız, kalsak da buralıyız!

Hülasa; neye layıksanız öyle yönetilirsiniz.

“GERÇEK NE?”

2023 seçimlerinden sonra TBMM'de en çok milletvekili sayısı yine AK Parti'de olacak!

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde favori yine Recep Tayyip Erdoğan!

Kılıçdaroğlu'nun azımsanmayacak bir oy potansiyeli var, ancak Erdoğan önde!

Geçen sene, 2022 yaz ortalarına kadar “Ankara kulislerinde” dolaşan fısıltılar AK Parti’nin ivme kaybettiği yönündeydi.

Altılı Masa'nın ciddi bir aday bularak yükselişe geçeceği, TBMM’de çoğunluğu alma ihtimali doğduğu konuşuluyordu. Bunların “gerçekçi zemini” olmasa bile Altılı Masa’nın düzenli toplanması ve gizemli olması bile kulisleri hareketlendiriyordu.

Masa'nın gizemi bozuldu; daha doğrusu “gizemi olmadığı” ortaya çıktı.

En iyi ihtimalle “bıçak sırtı” bir durum konuşuluyor; ama yüzde 50’nin artı kısmı Erdoğan’dan yana ivmeleniyor.

“OLMADI KEMAL BEY”

Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Sağcı-Solcu ayrımı yok; artık Millî-Gayrimillî çizgi var!

Batı ekseni değil, "Türkiye ekseni" var!

"Neden Alevi vali, emniyet müdürü yok?" demek fişlemedir!

İnsanları Alevi-Sünni diye fişledikleri eski kirli dönemleri özlüyorlar!

Recep Tayyip Erdoğan hükümetleri Alevi Çalıştayı, Roman Çalıştayı, Çözüm Süreci yaparken CHP Genel Başkanı sanki uzaydan ülkemize yeni ışınlanmış gibi "Aleviyim" diyor!

Kemal Bey siz onu Dersim sorusu sorulduğunda, " Ben o zaman doğmamıştım" demek yerine gerçekleri anlatarak söylemeliydiniz!

Mezarlıkta bir kişinin tepkisi üzerinden Kılıçdaroğlu'nu "kahraman" ilan etmeye çalışıyorlar!

Esas kahramanlarımız olan Mehmetçikleri şehit eden kanlı örgüt PKK'nın elebaşlarının, destek açıklaması yaptığı bir ittifakın mensupları benim kahramanım olamaz!

"KUTUPLAŞMAK İYİDİR"

Kutuplaşmak medeniyettir, bir arada yaşama kültürüdür!

Yeter ki sonunda kavga olmasın!

Kötü olan kutuplaşma değil, şiddettir!

Farklı düşünmek ve farklı kutuplarda yer almak insanî hak değil mi?

Erdoğan bu açıdan topluma “kutuplaşmanın” nasıl  bir medeniyet tasavvuru olduğunu öğretmiştir.

Türkiye'de "Kutuplaşma var" diyenler milletin bir kısmının "susturulmasını" istiyor!

Ekranlar, gazeteler, AVM'ler, kafeler sadece kendi dar çevrelerine kalsın istiyorlar!

 “HALUK LEVENT”

Haluk’la şahsi hiçbir sorunum yok; hatta lise yıllarımızda kasetlerini almışlığım, şarkılarını dinlemişliğim var.

Haluk, bilerek veya bilmeyerek bir siyasi obje haline dönüştürüldü. Fazıl Say gibi!

Dünyada benzeri görülmemiş bir deprem felaketinde tek yürek olmamız gerekirken Haluk’un “Ahbap Derneği” üzerinden “ikilik” çıkarıldı.

Haluk Levent yardım toplamadan önce; “Her şeyin faturasını yayınlayacağım” diyordu. Oysa toplumun kendisinden böyle bir talebi yoktu. Kendisi üstüne basa basa bu hususta mesajlar attı.

Fakat her şeyin faturasını yayınlamadı. Sözünü tutmadı!

Derdimiz para yahut milletin bağışları değil! Ancak “ikilik” çıkarılması yanlış oldu.

Hele de dışarıdan birilerinin “Devlet yoktu, ama Haluk Levent vardı” tarzı yaklaşımı ve bunu algı yönetimine çevirenler çok kirli bir iş yaptı!

Oysa deprem bölgesinde her yerde AK Partili belediyelerin kurduğu konteyner iş merkezleri var.

Tüm bölgeyi gezdim, AHBAP Derneği görevlisi bir kişi bile görmedim!

CHP ve İyi Partili belediyeler de ortada yok!

Ama algı müthiş; yersen!

SON SÖZ: En kötü iş, en iyi bahaneden daha evlâdır!