FETÖ’cüleri unutalım mı? Bu kıyak niye?

Eğer “Evet, unutalım. Çıkaralım hayatımızdan ve zihnimizden şu şerefsizleri” diyenlerdenseniz şu soru beraberinde geliyor:

“O halde FETÖ’cüler kendilerini neden unutturmuyorlar? Neden hâlâ yurt içinde FETÖ faaliyetlerine devam ederken yurt dışındaki firariler havlamaya devam ediyor?”

Ve siyasette, yargıda, orduda, özellikle de üniversitelerde neden FETÖ etkisini görmeye devam ediyoruz, ismen ve cismen?

Bir konu daha var.

Sosyal medyada bir takım sert arkadaşların lafı döner hep, karşılaşırım; “Unutursak kanımız kurusun” diye. Ne acayip bir slogandır, biraz ürperirim aslında. Ama içten içe de hak veririm. Biz şimdi 15 Temmuzu unutacak mıyız? O gece olan biten vahşi FETÖ katliamını, şehitlerimizi ve gazilerimizi…

Tam tersine o günü her yıl dönümünde acılarımızı tazeleyerek hatırlayacağız ama şehitlerin kanıyla sulanan o gecede milletin kazandığı zaferi de kutlayacağız. Çünkü biz yendik, FETÖ ve tasmasını elinde tutan ABD-CIA-Pentagon kaybetti. Bugün ülkemizde FETÖ olarak örgütlenen Amerikan askerleri cezaevlerinde. Aradan yedi yıl geçti, bazıları cezaevlerinden çıkıyor bile. Hafif cezalarla ve meslekten atılarak çıkarılanlar da var.

İşte bu UNUTULMA meselesinin özü de onlardan birinin açtığı dava sonucu mahkemenin verdiği kararla ilgili.

İki gün önceki habere göre Samsun’da FETÖ ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle hâkimlikten atılan Z. E. adlı kişi “FETÖ’ye üye olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edildiğine dair haberlere erişim engeli getirilmesini” talep etti. Hakimlik, “UNUTULMA HAKKI” diyerek söz konusu haberlerden, Z.E’nin adının geçtiği kısımların çıkarılmasına karar verdi.

Süper!

Olay şöyle gelişiyor:

Erzurum’da hakimlik yaparken, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle 14 Ekim 2019’da Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararı ile meslekten ihraç edilen ve ihraç kararı Resmî Gazete’de yayımlanan Z. E., haber sitelerinde hakkında, “FETÖ/PDY iltisaklı ihraç hâkim Z. E.” başlığıyla yapılan haberlere erişim engeli getirilmesi talebiyle Samsun Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurdu. Gerekçesini ise “Şimdi AVUKATLIK yapıyorum ve Samsun Barosu’na kayıtlıyım. Ancak hakkımda yapılan internet araştırmasında benimle ilgili haberler çıkıyor ve bu da avukatlık mesleğime zarar veriyor” diye açıkladı.

Hâkim de Z.E’nin bu UNUTULMA HAKKI’nı makul buldu ve onunla ilgili haberlere erişim engeli getirdi. Kararla birlikte tüm internet sitelerine haberlerin silinmesi talimatı gönderildi.

Ne güzel değil mi?

Sen ülkeyi yıkmaya ve ABD’ye satmaya ant içmiş bir terör örgütünün elemanı ol, vatanına ihanet et, sadece mesleğinden atılarak yırt ama bir de avukatlık yapma hakkın olsun ve  hakkında da hiçbir şey bilinmesin. Peki biz sıradan vatandaşların hakkında çıkan yazılar ne olacak? Onlar da bize zarar veriyor. Sayın hâkimlere soruyorum. Ekşi Sözlük’te bizlerle ilgili çıkan binlerce iftira, alçakça ve lağım kokan hakaretler neden bir türlü silinemiyor da FETÖ’cülere bu kıyak yapılıyor?

Ben vatana ihanet etmedim, ülkemi ABD’ye satmadım, milletimin kanını dökmedim, asker polis öldürmedim, kamuda bulunduğum pozisyonu istismar etmedim, hâkimlik mesleğini örgütümün çıkarları için kullanmadım.

Ama biz faniler hâlâ ikinci sınıf vatandaş olmaya devam edecek ve FETÖ iltisaklılar el üstünde tutulacak öyle mi?

Günlerdir yazıp duruyoruz.

Tuhaf şeyler oluyor ve bu hiç hoşuma gitmiyor.

Şunu söyleyeyim, FETÖ ile uzlaşmayı aklınızın ucundan bile geçirmeyin.

CHP’Lİ VATANDAŞ MAHMUT TANAL'I, O DA JANDARMAYI KOVALIYOR…

Merak ediyorum, akıntı çağanozu gibi, koca gövdesinin her bir organı bir yana savrularak, tazı hızıyla kaçan jandarmanın peşinden koşan Mahmut Tanal bu “aktivitesiyle” kendisini bir gün önce direniş yapılan alandan kovan CHP seçmeninden aferin almış ve bağışlanmış mıdır? Sanmam, CHP seçmeni, FETÖ’cüler ve kimi sol örgüt mensupları gibi asker düşmanı değildir. Üstelik Mahmut Tanal’ın kendilerine söylediği “Sizin gibiler yüzünden seçimi kaybettik” suçlamasını hiç affedilir bulmuyorlar.

Tekrar etmeye gerek var mı?

Tanal, jandarmaya vekillik dokunulmazlığı zırhının arkasına sığınarak İZİN BELGESİ soruyor. Jandarma gösteremeyip kaçınca da "EŞKIYA, EŞKIYA" diye bağırarak kovalıyor.

Görülmelere değer bir sahne.

Jandarmanın düştüğü hal acıklı, milletvekilinin Bobo’nun peşinden koşan Yogi gibi seğirtmesi ayrı bir komedi.

Jandarma açığa alınmış.

Niye ki?

Ne yapmasını bekliyordunuz ondan?

Kaldır dokunulmazlıkları, yatırsın yere Alman polisi gibi. Bakalım "EŞKIYA" diye bağırabiliyor mu? Mahmut Tanal nasılsa alışkın FETÖ yayın organlarının kapatılmaması için yerlere yatmaya, kendini zincirlemeye. Hatta üstüne eski alışkanlığındaki gibi zincir de bağlanır. Fantezi bu ya, kelepçe de takılır. Tadından yenmez. Hatta yanına bazı kelepçe meraklısı CHP’li vekiller de eklenebilir…

İsterlerse tabii.