Filistinliler neden durmadan "Hasbünallahü ve nimel vekil" diyor?
Çünkü yalnızlar!
Çünkü “vekâlet savaşı” yaşanıyor ve onların "vekili" yahut vekâlet edecek hâmileri yok!
Mısır kendi öz sınırını İsrail askerlerinin denetimine bırakmış.
Türkiye dâhil hiçbir devlet “ortak askerî barış gücü” gönderemiyor.
Çocuğu ölen kadınlar, annesi ölen çocuklar, dedesinin cesedini üzerindeki işaretlerden bulmaya çalışan insanlar..!
Göğe dönerek, "Hasbünallahü ve nimel vekil" diyorlar; yani “Allah bize yeter, o ne güzel vekildir” diye haykırıyorlar. Etrafında Allah’tan başka hiç kimse kalmayınca böyle oluyor.
Çünkü Allah'ın eşref-i mahlûkat olarak yarattığı insanoğlu Gazze'ye sahip çıkmıyor.
“İşimiz Allah’a kaldı” ise o iş zaten hallolur; ancak bu “dünya” insana sorumluluk yükleyen bir mekândır.
Hiçbirimiz “gerçek manada” sahip çıkamıyoruz.
Bunun hesabı ahirette çok ağır olacak.
Kadın eve geliyor. Ölmüş evladını hastaneye kadar tek başına taşıyor. Acısını paylaşacak eşi de ölmüş. Sonra bombalanan hastanede diğer çocuğu da ölüyor.
Bu dünyada elini tutacağı kimsesi kalmamış.
Biz Cumhuriyet'i “kimsesizlerin kimsesi” olmak için kurmadıysak niçin kurduk?
Çok ağır vebal altındayız.
Bu çağı anlamlı hale getirmeli ve ölmeden evvel vebalden kurtulmalıyız.
Üstelik kendi bölgemize hala İngiltere'nin kavramı olan “Ortadoğu” ismini vererek bunu kullanmaya devam ediyoruz.
Ben İngiltere'de yaşamıyorum!
İngiliz değilim! İngiliz zihniyetine karşıyım!
Bölgemize İngiltere'nin tâbiri olan ve onlara göre konumlandırılmış şekilde "Ortadoğu" demiyorum; "Türkiye Bölgesi" diyorum!
700'lü yıllarda dikilen Orhun Âbideleri’nde "Ey Türk, titre ve kendine dön" yazar.
Ecdadımızın mesajını işittik ve uygulamalıyız. En önemlisi Kuran-ı Kerimi işittik.
Ey Kürt sen de titre ve kendine dön; ey Arap, ey Çerkez, ey Boşnak..!
Gayrimüslimler de zaten Müslüman sinesinde vâr olan vicdanıyla mesajı işitti.
İsrail'i 1948'de başladığı noktaya döndürmezsek zillet içinde bir dünyada yaşamaya devam edeceğiz.
85 milyon vatandaştan biri olarak söylüyorum. Bir gazeteci olarak söylüyorum. Zalimleri, katilleri bu dünyada durduracak yegâne güç Türk Silahlı Kuvvetleri çerçevesinde toplanacak bir güçtür.
Bu benim kanaatimdir, devletimin alacağı her karara da saygı duyarım.
"Öyleyse sen git Filistin'e" diyen İsrailsever Siyonist Çocukları..!
Çanakkale'ye gitmekle Gazze'ye gitmek arasında fark yok!
Sistematik şekilde gitmedikten sonra bireysel gidişler sadece yük olur.
Sistematik gidişin içinde bir Mehmet olacak yüzbinler var.
Verdik mi Gazze’yi?
Koskoca yıkıntının üzerinde tek başına adam… İsmi senin ve benim adımdan farklı değil… “4 evladım toprak altında” diye ağlayarak kurtarmaya çalışıyor. Sanki ıssız caddede toplu iğnesini arıyor. Elinde sadece tek çekiç var. Etrafta kimse yok, çünkü diğerleri de ya ölmüş yahut bir ölünün peşine düşmüş.
Asıl ölü kim?
“Yeryüzü boşalmış, habersiz miyiz? Güneşe göç var da kalan biz miyiz?” diyen Necip Fazıl’ın yalnızlığı kadar yalnızlık…
Bozkıra düşen, “Acaba başka bir hayat yaşanmayacak mı yahut hiç mi yaşanmadı?” hissinin verdiği büyük boşluk..!
Asıl boşluk kim?
Bugün Gazze, yarın Kudüs, sonra…! Bu makûs talihi kırmak “tarihin ve Rabb’in bize yüklediği” misyondur.
“İÇ SİYASET”
Ak Parti ve MHP'li belediyeler İsrail ürünlerini satmama kararı alarak "sürekli boykot" yaparken neden CHP ve İyi Partili Belediyeler buna katılmıyor?
Mazlumların derdine sadece Ak Parti ve MHP mi bakacak?
“DEĞİŞEN 3 ŞEY NEDİR?”
CHP'de şahıslar dışında değişen 3 şey sayar mısınız?
“Değişimciler” neyi değiştirecekler, Kemal Bey'den farklı 3 şeyi sayar mısınız?
Sayamadınız değil mi?
Çünkü ilkesel değişim yok; “koltuksal kakışım” var!
“AHDE VEFA”
Vefa sahipleri tarafından Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan Hocamız, Muhsin Yazıcıoğlu daima hayırla yâd edilmekte, sözleri paylaşılmaktadır.
Ama onlar Kemal Kılıçdaroğlu'nu iki günde unuttular. Deniz Baykal'ın paylaşılan sözleri yok!
CHP yönetiminde ahde vefâ sıfırın altında eksi beş!
Kılıçdaroğlu'na "sırtından hançer" vuranların neredeyse tamamı şimdi Özgür Özel'in yanında!
Ellerindeki hançerleri ceketlerinin altına gizlediler!
“CEMAL CANPOLAT”
Cemal Canpolat şöyle demişti: "Belediye başkanı olduktan sonra CHP örgütünü dışarıda bırakmayı kabul edemiyorum. CHP'lilerin başka partiler üzerinden işe girmesini içime sindiremiyorum. CHP'den istifa edip İYİ Parti üzerinden işe girme dönemi pazar gününden itibaren bitecektir."
Ama Sayın Canpolat seçilemedi ve CHP’nin İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik oldu. Canpolat’ın sözleri geçerliliğini koruyor anlaşılan!
SON SÖZ: Cahit Zarifoğlu der ki: “Çocukları ürkütülmüş bir dünyanın denizi mavi olsa ne yazar olmasa ne…”