Gerçek bir şölen: Dünya kupası

Katar, 2022 Dünya Kupasına ev sahipliği yapıyor. Benim gibi milyonlarca futbolseverin gözü gün içinde dahi bir işte, bir maçta.

Özellikle erkek çocuklarının futbolla ilk tanışması Dünya Kupası ile olur. Benim için Fransa 98 tam bir efsaneydi. “Almanlar turnuva takımıdır” klişesini öğrendiğimde henüz 7 yaşındaydım.

O kupada fenomen Ronaldo’nun maçtan önce zehirlendiği, maça çıkamayacağına dair söylentileri bilmeyen yoktur herhalde.

2002 Dünya Kupası ise hepimiz için bu dünyada yaşanamayacak kadar güzel ve özeldi. İkinci kez katıldığımız turnuvada üçüncülük elde etmiştik.

Katar 2022’de ilk maçlar bu geceyle birlikte tamamlandı. Para karşılığı farklı ülkeleri destekleyen Asya kökenli taraftarları da bu turnuvada görmüş olduk.

İlk maça ise maçtan önce Ekvador’lu beş futbolcuya şike teklif edilmesi, damga vurdu.

Fenerbahçeliler için maçı anlamlı kılansa Valencia’nın iki golüydü. İngiltere’nin İran’a altı golü rakiplerine mesaj olarak görünse de, yediği iki gol rakiplerine zaaflarını gösterdi.

İlk haftalar için çok rahatsızlık duyduğum maçlar da yaşandı. Messi’li kupanın favorisi Arjantin, Suudi Arabistan’a karşı 1-0 öne geçtiği maçta ikinci yarı 2-1 mağlup oldu. Turnuva takımı Almanlar da, Japonya’ya karşı ilk yarıyı 1-0 önde kapatıp maçı 2-1 kaybetti. Bu iki maç da beni son derece rahatsız etti. İlk maçta Ekvador’lu oyunculara şike teklif edilmesi, kupayı kazanana sadece 40 Milyon dolar ödül verilmesini de üst üste koyunca sanki birileri ilk maçın günahı olmaz demiş gibi.

2008, 2012 Avrupa Şampiyonu, 2010 Dünya Şampiyonu apoletleri ile Dünya Kupası'nda sahne alan İspanyollar, genç kadrosuyla favori olarak görülmüyordu. Ancak kalesini Keylor Navas’ın koruduğu Kosta Rika’ya yedi gol atmak, tüm dünyaya bir mesajdı.

Altın jenerasyonunun son turnuvasını oynayan Belçika ise yine bir Fenerbahçe’li Batshuayi’nin golüyle kazandı. Fenerbahçe takım olarak turnuvaya katılsa ancak bu kadar masada kazanabilirdi.

Son şampiyon Fransa dört gollü rahat bir galibiyet alırken, son gün gözler, oldukça zor dönemden geçen Ronaldo ve sambacı Brezilya’nın üzerineydi. Ronaldo da ezeli rakibi Messi gibi kupaya penaltıdan attığı golle başladı, üstüne üç puanı da Portekiz hanesine yazdırdı.

Kupanın kağıt üzerinde en iyi kadrosuna sahip Brezilya, Avrupa’nın yükselen yıldızı Sırbistan karşısında ilk yarı tutuk başlasa da ikinci yarı formada ki beş yıldızın hakkını verdi.

Dünya Kupası'nda ilk haftaları tamamladık. Sanırım bir daha Messi, Ronaldo’yu bir dünya kupasında izleyemeyeceğiz. Özellikle kariyerinin 1000. maçı Dünya Kupası finaline denk gelecek olan Messi, Maradona’ya karşı rekabetinde koleksiyonun tek eksiğini tamamlayabilecek mi?

Yoksa Manchester United’ın gözden çıkardığı hırs küpü Ronaldo, gerçek winnerın kim olduğunu herkese gösterecek mi?