Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Dr. Gökçe Ok'tan mültecilerle ilgili çarpıcı açıklamalar
Türkiye'de kaç Suriyeli var? Sağlığa ücret ödüyorlar mı? Vatandaşlık alanların sayısı nedir? Sığınmacılar hangi yaş grubundan? Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Dr. Gökçe Ok tartışılan gündem maddesi mültecilerle ilgili her şeyi tv100 canlı yayınında anlattı.
Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Dr. Gökçe Ok tv100'de yayınlanan Pazar Siyaseti'nde Pınar Işık Ardor'a konuk oldu. Ok, gündemim tartışılan maddelerinden göçmen sorununa ışık tuttu, önemli değerlendirmelerde bulundu.
Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Dr. Gökçe Ok'un açıklamalarından önemli satır başları şöyle:
Biz göç yönetiminden kaynaklandığı düşünülen sorun alanlarını konuşuyoruz aslında. Ve tabii ki göçmenlerin ülkemizde bulunduğu süre içerisindeki uyum problemlerini konuşuyoruz. Sahaya yansıyanlar bunlar. Aslında biz uyumu tartışıyoruz. Göç kavramı, medyatik ve magazin yönüyle değil, akademik olarak tartışılmalı. Varlık olmanın delillerinden biridir göç, insanlık tarihiyle eşdeğerdir.
"Türkiye'de geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı 3 milyon 762 bin 889'dur"
Mülteci ve sığınmacı, göçmenlerin kategorizasyon edilmiş halidir. Göç, ontolojik bir gerçekliktir. Biz Türkiye'de düzensiz göç krizinden kaynaklanan uyumla ilgili zorlukları yaşıyoruz.
Türkiye'de geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı 3 milyon 762 bin 889'dur. İkamet süreci zorlu bir süreçtir. Bunların biyometrik verileri alınıyor, parmak izleri de dahil. Bütün bilgileri alınıyor. Bununla birlikte getirdikleri belgeler kayıt altına alınıp sistemimizde işleniyor. Mülakatlar yapılıyor. GöçNet diye bir sistemimiz var çok güçlü bir sistemdir.
Buna devlet yönetimi şöyle bakıyor. İçinde turistlerin de olduğu belirli bir işi yapmak üzere ülke değiştirenlere düzenli göç diyoruz. İkincisi bir savaş halinde yerinden ve yurdundan edilen hepsi uluslararası korumanın teminatı altında.
"Uluslararası koruma kapsamında bulunanların sayısı ise 320 bin 68 kişi"
Türkiye'de 192 farklı ülkeden bugün aramızda 1 milyon 414 bin 776 kişi ikamet izniyle kalıyor. Yani halk arasında bilinen tabirle oturma izniyle kalıyor. Vizesini alıp gelen kişiler bunlar. Uluslararası koruma kapsamında bulunanların sayısı ise 320 bin 68 kişi.
Evrensel hukuka uygun olarak deniliyor ki göçmenler sığınma hakkını ve taleplerini kullanabilirler. Hiç kimseye 'Gelmeyeceksin, sığınmayacaksın' denilemez. Sığınanlar yerinden edilemez, bir üçüncü ülkeye yerleştirilemez.
"Operasyonlar ve tedbirler olmasaydı şu an Türkiye'de 10 milyona yakın Suriyeli vardı"
2011'deki insani krizden sonra 500 bin insan hayatını kaybetti. Esed tarafından 10 bin insan işkence edilerek öldürüldü. Bu rakamlar önemlidir. Suriye'de rejim tarafından 200'den fazla kimyasal silah saldırısı gerçekleştirildi. Şu anda 14 milyon insan sivil insani yardımlara muhtaç durumda. 7 milyon insan yerinden edildi. 6.8 milyon insan Suriye'yi terk etmek zorunda kaldı. Bunların 1 milyonu Avrupa'ya geçti. 3 milyon 762 bin 889 kişi Türkiye'de. Artık, Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytindalı bölgelerinden Türkiye'ye göç gelmiyor. Operasyonlar ve tedbirler olmasaydı şu an Türkiye'de 10 milyona yakın Suriyeli vardı. Son 11 yıldır 200 binden fazla kişi Türkiye vatandaşı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına aldığımız Suriyelilerin 113 bini reşit. 87 bini çocuk 18 yaş altı. Neye göre vatandaşlık veriyoruz noktasında ise Türkiye'ye her alanda katma değer katacağına inanadığımız, günlük Türkçe konuşma becerisi olan, kendini ifade edebilen belirli bir meslek grubunda ön plana çıkmış kişilere vatandaşlık veriyoruz.
"Türkiye'de mülk edinemez, memur olamazlar"
Hatay meselemizden dolayı Suriyeliler, Batı Anadolu'daki meselelerimizden dolayı Yunanistan vatandaşları Türkiye'de mülk edinemezler. Bilinmesi gereken şey şudur: Suriye Arap Cumhuriyeti'nden ister sığınmacı olmak yoluyla gelsin, isterse vizeyle pasaportuyla legal olarak düzenli olarak gelsin hiç kimse Türkiye'de taşınmaz alamaz. Belirli meslekleri yapamazlar. Diş hekimi, avukat olamazlar. Bunlar çok açıktır ve bugünün meselesi de değildir. Yabancılar, Türkiye'de memur olamazlar, dolayısıyla öğretmenlik ve doktorluk mesleğini de icra edemezler. Özel sektörde çalışma Bakanlığı'nın izniyle yeterli şartlar sağlanırsa "yabancı uyruklu öğretmenlik" sıfatıyla çalışabilir. Biz de yok mu böyle öğretmenler? Elbette var. İngiliz, Japon, Portekiz, Çinli...
Suriye’den gelenlerin yüzde 65’i yaşlı, kadın, çocuk, yetimler ve dezavantajlı gruplardır. Geriye kalan 17-65 yaş arası nüfusun erkekleri de var kadınları da var ama 'Suriyeli genç erkekler neden geldi, niye vatanlarını korumadılar?' bu doğru bir bilgi değildir.
İkinci basamak sağlık hizmetleri için onlarda para vermek mecburiyetindeler. Kimseye özel bir muamele yok. Sadece ve sadece toplum sağlığını stabilize etmek için uygulanan birinci basamak temel sağlık hizmetleri.
Yabancı nüfusu il, ilçe ve mahallelerde yüzde 25’i geçemez. Yılbaşından beri bu böyledir. 12 ilimizde yeni hiçbir kayıt almıyoruz. İş adamlarına, farklı ilden üniversite kazanmış ve ölümcül hastalığı olanlara kolaylıklar sağlıyoruz.
Suriyeli kardeşlerimizden istediğimiz bir şey var. Olmazsa olmaz, güzeller güzeli Türkçeyi günlük yaşamlarında kullanacaklar ve öğrenecekler. Devletin kurallarına ve kanunlarına harfiyen riayet edecekler. Kimsenin kara kaşı, kara gözü için bunlardan vazgeçmeyiz.