Gülgiller Erdoğan’ı istemiyor
Siz gelin bunu benim külahıma anlatın. Bal gibi parti kuracaksınız. Vitrin önünde Ali Babacan görünüyor ancak herkes biliyor ki bu oluşumun arkasında Abdullah Gül var. Gül, daha önceki örneklerinde görüldüğü gibi fıtratı gereği perde arkasında kalmayı yeğliyor.
Babacan istifa ederken diyor ki; “İçinde bulunduğumuz şartlarda, Türkiye için yepyeni bir gelecek vizyonuna ihtiyaç vardır. Ülkemiz için her alanda doğru analizler, yeniden düşünülmüş stratejiler, planlar, programlar gerekmektedir”. Bunların tamamı beylik laflar. Eğer bu konuda samimi olsalar, görev yaptıkları dönemde kendilerine oturdukları koltukları veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekliflerinden birini kabul ederlerdi.
Bosna Hersek dönüşü yaptığı açıklamalardan şunu net bir şekilde anlıyorum ki; Erdoğan bu arkadaşlara kapıları hiçbir şekilde kapamamış. Cumhurbaşkanı, Babacan’la yaptığı görüşmeyi anlatırken kendisine sunduğu seçenekleri de sıraladı: “Dedim ki ‘Bak Ali bey, eğer senin bu kabineye katkı verme noktasında yaptığınız çalışmalar varsa, vereceğiniz bilgiler varsa biz bunlardan istifade ederiz. Malum ben sana partide danışmanlık teklif ettim, kabul etmedin. Daha ileri gidiyorum; Özbekistan Başkanı benden orada devletin yapılanmasında eleman istedi. Ali Bey’i teklif ettim. Kendisine de söyledim. Maalesef oraya da evet demedi.”
Eeee derdiniz Türkiye, yeni stratejiler, planlar, programlar ise neden bu tekliflerden birini kabul etmediniz. Çünkü hedef başka! Hedef “Acaba AK Parti’den ne koparırım, bu partiyi nasıl yıpratırım?”. Neden ağzınızdaki baklayı çıkarmıyorsunuz? Dürüstçe söylesenize “Recep Tayyip Erdoğan’ı istemiyoruz” diye. Muhalefet geniş mutabakat sağlasaydı Abdullah Gül, Erdoğan’ın karşısına rakip olarak çıkmayacak mıydı?
Son bir uyarı; yakın tarihte trenden atlayıp intihar edenlerin karşı karşıya kaldığı akıbeti unutmayın!
*****************************
Devletin parasıyla gitmiyoruz
Artık bunu yazmaktan, anlatmaktan sıkıldım ama son bir kez daha altını çizeyim istedim. Gerek Başbakan gerek Cumhurbaşkanı iken Erdoğan’ın birçok yurt dışı ziyaretine katıldım. Bunların tamamında uçak dışında, otel, yemek gibi bütün masrafları çalıştığım kurumlar karşıladı. Bu, ziyarete katılan bütün basın mensupları için geçerli. Bu nedenle sosyal medya üzerinden “Devletin parasıyla gezin bakalım” şeklindeki saçma sapan yorumlardan vazgeçin artık.