Günlük hesaplar uğruna geri kazanılamaz asırlık kayıplara neden olunmamalı
Türkiye’de kamuoyu ve siyasiler iç siyaset konuları içinde boğuluyorken, çevremizde Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletinin geleceğini etkileyecek gelişmeler yaşanıyor. Neler mi?
YUNANİSTAN GEMİ AZIYA ALDI
Mesela; Yunanistan’ın Adalar Denizi’ndeki gayri askeri statüdeki adaların tamamının askerileştirildiği yetmezmiş gibi pişkince Girit’teki S-300 Hava Savunma Sistemleri’nin ABD menşeili patriotlarla değiştirilmesini ve bu silah sistemlerinin de gayri askeri statüdeki On İki Ada’ya yerleştirilmesi tartışılmaktadır.
22 Kasım 2022’de Yunanistan ve Mısır arasında Kahire’de Sevilla Üniversitesi Haritası'na uygun ve Türkiye’nin arama kurtarma sorumluluk sahasını yok sayan bir “Denizde Arama Kurtarma İş Birliği Antlaşması” imzaladı. Söz konusu “Denizde Arama Kurtarma İş Birliği Muhtırası” kapsamındaki haritalarda sorumluluk sahamızın bir kısmı Yunanistan’a ait gösteriliyor.
Türkiye’nin arama kurtarma sorumluluk sahasını ve öngördüğü MEB’ini ihlal eden bu muhtıra nedeniyle mutlaka Yunanistan ve Mısır nezdinde gerekli tepkiyi vermesi ve bu ihlalin kabul edilemez olduğuna dair de net bir açıklama yapmasının zaruri olduğunu düşünüyorum.
19 Aralık 2022 tarihinde Yunanistan Savunma Bakan Yardımcısı Nikos Hardalias, gayri askeri statüdeki İleryöz, İstanköy ve Kelemez adaları ile EGAYDAAK (Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık, Kayalık) olan Keçi ve Bulamaç adalarındaki askeri üsleri ziyaret ederek burada Türkiye’ye karşı kurulan taarruz tahkimatı özelinde incelemelerde bulunuyor.
BM’nin Cenevre merkezindeki Yunan misyonunun resmî sitesinde yayımlanan haritasında Türkiye’de ve Kıbrıs’taki yerleşim yerleri tarihi Yunan yerleşim yerleri olarak gösteriliyor!
YUNANİSTAN’IN DÜMEN SUYUNDAKİ MISIR, LİBYA’NIN VE TÜRKİYE’NİN DENİZ YETKİ ALANLARINI YOK SAYIYOR
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, 13 Aralık 2022’de ülkenin batısındaki deniz sınırının ve Akdeniz'deki Mısır-Libya MEB'inin sınır hattının belirlenmesine ilişkin bir kararname yayınladı. Bu hat hesaplarımıza göre, Türkiye-Libya MEB Antlaşması hattı sınırına müdahale etmemektedir.
Ancak Mısır kuzeydoğu istikametinde olması gereken yan sınır çizgisini kuzeye doğru alarak Libya’nın 6.854 kilometrekarelik deniz alanını işgal etmiştir.
Mısır, 17 Şubat 2003'te GKRY ile ardından 6 Ağustos 2020'de Yunanistan ile MEB anlaşmaları yapmış ve bunların sonucunda da Yunan-Rum hukuksuzluk sarmalı Mısır'ın tüm deniz stratejisine nüfuz etmiştir.
Mısır’ın hem Libya-Türkiye MEB Antlaşması ile belirlenen Libya deniz yetki alanlarını gasp girişimine hem de Türkiye’nin deniz yetki alanlarını yok sayan Yunanistan ile imzaladığı “Denizde Arama Kurtarama İş Birliği Antlaşmasına” tepki verdik mi bilmiyorum?
GÜNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİ (GKRY) DOĞU AKDENİZ’DE AT OYNATIYOR
Türkiye, Adalar Denizi ve Girit’in güneyinde Yunanistan tarafından askeri ve jeopolitik sıkıştırmaya alınırken diğer yandan GKRY ise Türkiye ve KKTC’den gasp ettiği sahalarda gaz keşifleri yapmaya ve bu alanlardaki enerji imkânını sadece kendi menfaati için kullanmanın hazırlığını yapıyor.
GKRY, 21 Aralık 2022 tarihinde ENI ve TOTAL firmalarıyla Türkiye'nin de deniz yetki alanını gasp ettiği sözde Türkiye ve KKTC haklarının bulunduğu 6. parselde yeni gaz rezervi keşfettiklerini duyurdu. (Sözde) Zeus-1 ismini verdikleri gaz sahasında 3,5 trilyon fit küp gaz potansiyeli olduğu aktarıldı.
Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanımızdan geçecek denizaltı kablolar ile İsrail ve Güney Kıbrıs'ı Avrupa elektrik sistemine bağlayacak EuroAsia Interconnector projesinin 879 kilometrelik Güney Kıbrıs-Girit ayağının döşenmesine 12 Kasım 2022 tarihinde başlandı. 31 Aralık 2022 tarihinde ise İsrail- Kıbrıs Adası-Girit arasındaki elektrik interconnector kablolarının döşenmesi için Norveç’ten Nexans Aurora isimli yola çıktı.
Hani Türk Milleti yatıştırmaya ve uyuşturmaya çalışan fondaşlar “Sevilla Haritası AB’nin kullandığı harita değil” diyorlardı? Haritanın üst köşesindeki AB amblemini dikkatinize sunuyor ve fondaşları Türk Milleti’ne havale ediyorum.
Sürekli olarak Libya’daki kaynaklar Hafter'in doğu ve güney Libya'da özerklik ilan etmeye hazırlandığını iddia etmekte ve sıradaki planının Libya’yı bölme stratejisi üzerinden gelişeceğini belirtmektedirler.
Tüm bunlar olurken, HDP heyeti 19 Aralık 2022’de Hafter'in El-Mustakbel Partisi'nin Başkanı Dr. Abdulhadi El Huvej ile bir araya geldi. Hafter kontrolündeki Bingazi'de ortak konferansta HDP’nin vekili, "Özellikle deniz anlaşmasını kabul etmiyoruz" demiştir.
HDP’lilerin, “Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırma antlaşmasını, yani münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırlarının belirlenmesi anlaşmasını reddettiklerini” söylemesine yani Türkiye’nin sınırlarını reddetmelerine yönelik olarak hâlâ yetkili makamlardan sert bir tepki gösterildiğini ve işlem yapıldığını duymadım.
TÜRKİYE’NİN NATO’DAN ÇIKARILMASI GEREKTİĞİ SÖYLEMLERİ
Uzun zaman önce dikkat çektiğim Türkiye’nin NATO’dan çıkarılma senaryosu artık açıkça dillendirilmeye başladı ve meşhur muhafazakâr Amerikan dergisi National Review’de 21 Aralık 2022 tarihinde yayımlanan "Türkiye gerçekten ABD'nin müttefiki mi?" başlıklı makalede, Türkiye'nin NATO'dan çıkarılması talep edildi.
Hatta ABD Başkanı Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton 4 Ocak 2023 tarihinde "Türkiye'nin Rusya ile iş birliği nedeniyle NATO üyeliğinden çıkarılabileceğini" söyledi.
SURİYE İLE GÖRÜŞMELER BAŞLADI DA TÜRKİYE NE ELDE EDECEK?
Rusya aracılığı ile Suriye ile resmi temaslar başladı. Türkiye’nin bunca fedakârlık, masraf, emek, katlandığı zorluklar, yaptığı harekâtlar soncunda ne elde edeceği, Suriyeli Türklerin can, mal ve siyasi varlıklarının ne şekilde garanti alınacağı ve nasıl bir anlaşma olacağı merak ediliyor.
ZENZGEZUR KORİDORU HÂLÂ AÇILMADI, İRAN ORTALIĞI KARIŞTIRIYOR
Zengezur koridoru hâlâ açılmadı. İran’ın Ermenistan’a desteği, Azerbaycan’a ise düşmanca tutumu artmaktadır.
Yunanistan ve GKRY Pakistan’ın Türkiye’ye kardeşçe desteğini cezalandırmak için Hindistan ile yakınlaşmakta, Pakistan aleyhine siyasi kampanyalar yapmaktadır. Asıl hedefleri elbette Türkiye’yi yalnızlaştırmaktır.
Diyeceğim odur ki, gelecek nesilleri ve devletin geleceğini ilgilendiren gelişmeleri iç siyaset tartışmaları ile ıskalamayalım. Iskalıyor olmaktan endişeliyim…