Hangisi tehdit siz karar verin

Hele iki isim var ki; özellikle onların söyledikleri bir başka tartışılıyor… Tartışmanın odak noktası ise ‘kimin tehdit’ dili kullandığı…

Tek bir yorum dahi yapmadan, hiçbir değerlendirmede bulunmadan her iki liderin yapmış oldukları açıklamaları aynen aktarıyorum…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:

“Müteahhitlere, bankalara ve bürokratlara sesleniyorum. Bu işe giren müteahhit kendisini unutsun. Bankalara söylüyorum. Bu işe kredi veren unutsun kendisini. Bunun altına imza atan bürokratın burnundan fitil fitil getireceğim. Şunu açık ve net olarak ifade edeyim. İster ihale etsinler, ister etmesinler, kime verirlerse versinler. İktidar olduğumuzda; bir, eğer o ihaleye giren yabancı bir ülke olursa biz o yabancı ülkeyle aramıza mesafe koyacağız. İki; bunların paralarını kesinlikle ödemeyeceğiz. Nereye giderlerse gitsinler. Hiçbir ülkenin şirketinin de kalkıp bu projeye gireceğini de düşünmüyorum. Bankaların buna finans kaynağı ayıracağını da düşünmüyorum. Eğer bizden bir banka buraya kredi verirse günü geldiğinde o da görür”…

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“Şimdi de Kanal İstanbul’a karşı çıkıyorlar. Devlet adabını bile hiçe sayarak akıllarına ne gelirse söylüyorlar. Yatırımcıları tehdit ediyorlar. Biz geliyoruz, geldiğimizde bilesiniz ki ödeme yapmayacağız diyorlar. Bankaları tehdit ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir ya. Devletlerde devamlılık esastır. Bunlar devlet terbiyesi de görmediler. Siz nasıl devlet yönetimine talipsiniz ya. Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar. Bunları öğren”…

İşte iki açıklama!..

Hangisi tehdit takdir sizin…

                                        *                                        *                                        *

Sözleşme iptal saldırın!..

Türkiye, daha önce imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı…

Fırtına koptu!..

Şahsi düşüncem bu tür sözleşmelerin yürürlükte olması ve ülke olarak imzamızın çekilmemesi yönünde…

Ancak gelin görün ki, bu konuyu da çok farklı tartışıyoruz…

Sanki İstanbul Sözleşmesi varken kadına şiddet, kadın cinayeti, çocuk istismarı olmuyordu gibi bir hava oluşturulmaya çalışılması çok garip... Son olarak Elmalı’da 2 kardeşin uğradığı cinsel istismar rezilliği İstanbul sözleşmesi varken yaşandı… Bu örnekleri çoğaltmak mümkün…

Şöyle bir hava oluşturmak doğru değil!...

İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldığımız anda, kadına cinayetleri ve çocuk istismarlarının artacağı yönünde hava oluşturmak bu ülkeye zarar verir…

Türkiye Cumhuriyeti büyük devlet…

Yeni sözleşmeler, mutabakatlar ve önlemlerle bunların önüne geçilebilir…

Her şeyden önce bu sorunların bir zihniyet değişimi ve eğitime önem vermeyle çözüleceğine inanmak lazım…