Hayatımız bıçak sırtında
Önceki gün, Tokat Erbaa mahreçli bir haberle yerimizden hopladık yine.
Haber şu:
HY adlı, 47 yaşındaki bir seyyar satıcı Merkez Hükümet Caddesi girişinde mısır ve kestane tezgâhının belediye görevlilerince kaldırılmak istenmesi üzerine zabıta ekiplerinin gözü önünde, üzerine benzin dökerek kendini ateşe vermiş. Haberde H.Y’yi, vatandaş ve zabıta ekipleri yangın söndürme tüpü ile kurtarabildiği yazılı.
Adam geçim sıkıntısı çekiyor, ayrıldığı eşinin de nafakasını ödeyemiyormuş meğer.
Ama sonra Erbaa’yı bir haberle daha hatırladık.
Erbaa Belediyesi 100 bin kilo (100 ton) köpek maması almış. (*) Bu arada Sahipsiz Hayvanlar Derneği’ne 200 Bin lira para aktardığı ihale bedelinin 3 milyon lira olduğu belirtiliyor.
Gazeteci dostumuz Mehmet Ali Önel paylaşınca gördüm ben de. Şöyle diyor haklı olarak:
“Etin kilosu 500 TL olmuş, vatandaş yeterli protein alamıyor. Ama belediyeler sokaklardaki vahşi köpekleri beslemek için binlerce ton köpek maması alımı yapıyor. Erbaa’nın nüfusu 100 bin, yöre halkı kıt kanaat geçiniyor. Belediye kişi başına 1 kg köpek maması almış. Bu belediye köpeklere mama alacağı kamu kaynağı ile bir besi çiftliği kursa, ilçede et yemeyen fakir fukara kalmaz. Bu örnek bütün Türkiye için geçerlidir.”
Sonra bir baktık ki Erbaa Belediyesi bu konuda yalnız değil.
İcraatsızlığıyla eleştirilen Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, bu yılın ilk 11 ayında 132 ton mamayı şehrin belli noktalarına dağıtmış.
Büyük başarı!
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de her yıl başıboş sokak köpekleri için her yıl en az 100-125 ton civarında mama alımı yapmaktaymış.
BU MESELENİN ARTIK BEKLEMEYE TAHAMMÜLÜ YOK
Sokaklar, parklar, meydanlar, köyler ve şehirler, çocuklar başta tüm insanlar bir avuç ruh hastası manyağın, köpekperestin insafına terkedildi.
Geçen hafta köpekler bir yaşlı kadını parçalıyorlardı neredeyse ve zor kurtardılar ellerinden. Ama saldıran köpeklerin kuduz olduğu ortaya çıktı bu arada. Ne olacak canım, devletimiz bizden kestiği vergilerle nasıl olsa bol bol kuduz aşısı ithal ediyor. Bir ısırılana üç aşı bedava. Gecikmeyin sonra bonus olarak kudurarak ölebilirsiniz.
Peki kimin umurunda?
Ondan önce Ankara’da 9 yaşında okula giden Tunahan Yılmaz isimli çocuğa saldırıp parçalayan sokak köpekleri hâlâ dışarıda ve köpekperestlerin himayesinde.
Tunahan Yılmaz'ın annesi "Sokaklar köpeklerin değil, çocukların" diyordu perişan bir sesle. Babası "Çocuğumun vücudunun çoğu yerinde et kalmamış, ısırmamışlar, yemişlerdi çocuğumu” diye gözyaşlarına boğuluyordu.
Dün bir çocuğu daha köpekler parçaladı. Kur'an kursuna giderken sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan 13 yaşındaki Veysel Çakmak yüz, el ve kalçasından yaralandı.
Bir şey yapıldı mı?
Hayır.
Sayın Cumhurbaşkanı’na sorulursa bu konuda politically correct bir söylemle ifade edilmesi gereken sözleri söylüyor. Açıklama sırası hangi bakandaysa o da konuşup “Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bu konuda çalışmalarımız hızla devam etmekte” diyor.
Yasak savma.
Sonra?
SOKAKLAR, PARKLAR, HASTANELER KÖPEK DIŞKISINDAN GEÇİLMİYOR
Hepsi bu, unutup yolumuza devam ediyoruz.
10 milyondan fazla başıboş köpek; şehir parklarında, sokaklarda, mesire alanlarında, dışkılıyor. Başıboş sokak köpekleri dışkı idrar ile salyalarıyla yolları, kaldırımları, parkları, hastaneleri, alışveriş merkezlerini, plajları, otobüsleri, trenleri; yani tüm kamuya açık alanları enfekte etmekte, ölümcül kist hidatik hastalığının inanılmaz boyutlarda artmasına sebep olmakta. Dışkıyla atılan yumurtalar hayvanların ayaklarıyla, rüzgarla ve yağmurla çevreye yayılıyor. İnsanlar parazit yumurtalarını köpeklerle doğrudan temasla veya çiğ tüketilen iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerle, kirli içme sularıyla alıyor. Kistler en sık karaciğer ve akciğerlerde görülüyor. Dalak, karın zarı, böbrek, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebiliyor.
Anayasa’nın 23. Maddesine göre herkes yerleşme ve seyahat özgürlüğüne sahip. Ama vatandaş başıboş sokak köpekleri yüzünden yürüyüş yapamıyor, işine, okuluna gidemiyor, caddelerde ve tarlasında rahat yürüyemiyor çünkü sürekli köpeklerin saldırılarıyla karşılaşıyor.
NE YAPILMALI? HÜKÜMETİN GÖREVİ
1- Sorunun çözüm yeri hükümet ve parlamento. Sayın Cumhurbaşkanı 5199 sayılı yasanın değiştirilmesi talimatını verecek, yasayla barınak zorunluluğu getirilecek, belediyelerin görev ve sorumlulukları tanımlandıktan sonra cezai müeyyidelerle meselenin yasal zemini kurulmuş olacak.
2- Yeni yasa ile köpekler için yapılacak bağışların barınaklara yönlendirilmesiyle başıboş sokak köpekleri için “sokak hayvanı” diye uyduruk tanımlara sığınan köpekperestler de istedikleri kadar gidip onlarla vakit geçirip ilgilenebilirler görevlilerin işini aksatmadan.
3- Tehlikeli ırkların sahiplenilmesine kesinlikle yasak getirilmeli. Tüm Pitbull köpekleri sahipli de olsa toplanmalı ve uyutulmalıdır. Özellikle Pitbull başta, tehlikeli ırkların tehlikeli sahipleri tarafından bir CİNAYET APARATI olarak kullanıldığına yüzlerce kere şahit olduk.
4- Mama lobileri ve milyar dolarlık mama tüccarları da köpek sevgilerini barınaklara mama bağışlayarak ispat etmiş olurlar.
5- Yasadaki “Hayvan hakkı” tanımı yanlıştır. Hak kişilere tanınır. Bunu yerine “Hayvanların refahı” tanımı kullanılmalıdır.
ASIL FORMÜL ATATÜRK’ÜN ÇIKARDIĞI 1932 TARİHLİ TAMİMDE
Bu problemler 1930’lu yıllarda da artık halkı canından bezdirince meseleye Mustafa Kemal Atatürk el koyuyor.
BBP Başkanı Mustafa Destici duyurdu.
1932 yılında Atatürk'ün onayı ile bir tamim yayınlanıyor. Tamimin, yani genelgenin hükümleri şöyle:
Madde-1: Sahipsiz olan bütün köpekler itlaf edilecektir.
Madde-2: Şehirlerde sahipli olarak gezen ya da gezdirilen köpeklerin ağız ve burun kısmında MASKE YA DA TASMA olacaktır.
Madde-3: Maskesiz köpekler sahipli olsalar bile İTLAF edilecektir.
Bir aya kalmadan başıboş köpek saldırıları sonlanıyor, çünkü sokaklarda sahipli olanlar dışında köpek kalmıyor.
Atatürkçülükte mangalda kül bırakmayanların dikkatine.
Bu arada kimse KISIRLAŞTIRMA diye maval okumasın.
Bu koskoca bir yalan.
Kısırlaştırılan köpeklerin dişleri ve saldırı güdüleri sökülüp atılmıyor. 10 milyon başıboş köpeğin kısırlaştırılması zaten mümkün değil, bunu herkes adı gibi biliyor. On yıllar sürer bu arada köpek popülasyonu 40 milyonu bulur.
Çözüm Atatürk’ün formülü.
Sayın Cumhurbaşkanı seçimler için anket yaptırıyor sık sık. Bir de bu konuda yaptırsın, görün bakın halkın ezici çoğunluğu ne diyecek.
Yerel seçimler için hedef belli. Hayatımıza kasteden bu yasa değiştirilir ve sokak köpeklerinden kurtulursak eğer.
(*) Erbaa Belediyesi’nden Skandal Boyutunda Mama İhalesi - Haberin Özgün Hali (tokatmedyam.com)