İkinci turda seçim sayacı sıfırdan başlıyor, yüzde 49,5’tan değil…
Cumhur İttifakı cephesinde bir rehavet yokmuş gibi görünüyor, kime sorsam sandığa gideceğini söylüyor ama gerçek bu mu ondan şüpheliyim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde 300 binden fazla seçmenin muhtarlık seçimleri için köylerine gitmesi sonucu AK Parti Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın 13 bin oy farka kaybettiği acaba hafızalarda mı? Muhtarlarını seçtiler ama İstanbul’u kaybettiler. İstanbul neredeyse belediye başkanlığı seçimi değil, muhtarlık seçimi yapılacak noktaya geri döndü Ekrem İmamoğlu sayesinde. Şimdi muhtarlık seçimi yok ama çay ve fındık toplama zamanı, mevsimlik işçiler derken yeniden bir sirkülasyon tehlikesi ile karşı karşıya 28 Mayıs’taki ikinci tur. Gerçi bu kesimin oylarının tamamının AK Parti’ye gideceğinin garantisi yok ama kahir ekseriyetinin iktidar partisini ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı tercih edeceği de biliniyor. Bu yüzden Erdoğan sık sık bu konuda uyarılarda bulunuyor.
Evet, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turunda seçmeni sandığa götüren kazanacak. Tabii Cumhur İttifakı adayı olarak Erdoğan 2,5 milyondan fazla fark attığı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı avantajlı gibi görünmekte ama önümüzde Karadağ, Fransa ve Brezilya seçimleri örneği var. Birinci turda az oy alan adayların ikinci turda kazandıklarına dair örnekler bunlar.
Sıkı çalışmak gerekli.
Gelgelelim herkesin kafasında da bazı sorular var.
1- MHP yüzde 10,5 gibi sürpriz bir oyla 50 milletvekili çıkardı. O milletvekilleri ikinci tur için de çalışıyorlar mı misal? MHP seçmeninin tamamı gidecek mi oy kullanmaya? Aslında bu soru AK Partili milletvekili adayları ve seçilen milletvekilleri için de geçerli. Keza Yeniden Refah Partisi için de aynı soruyu aklımıza getirebiliriz.
2- Büyük Birlik (BBP) yüzde 1 oy aldı. Azımsanacak bir oy değil. Yokluğu ve varlığının nelere yol açacağı malum. Ama Büyük Birlik ne milletvekili çıkarabildi ne de yeni kurulacak hükümette bir görev alabilme vaadiyle karşılaştı. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun DEVA, GP, SP ve DP’ye ne kadar bonkör davrandığını örnek göstererek biraz kırılmış olduğu bilgisini de işitiyorum sürekli üstelik. Yani AK Parti listelerinde BBP adaylarına yer verilmesi konusunda bir anlaşma olsaydı sanırım bu konuda bir istifham kalmazdı. Sonuçta DEVA, GB, DP ve SP’nin toplam oyuna yakın bir oyu var BBP’nin. Bu yüzden Büyük Birlik ile daha kapsamlı bir ittifak zemini oluşturulması için görüşülmeli ve bu görüşmenin sonucu da tabanına açıklanmalı.
3- AK Parti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Ata İttifakı’nın bileşenlerinden Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz ile de bir uzlaşma sağlamalıydı. Adalet Partisi sonuçta köklü bir marka. Bu seçimde tüm adaylarını Zafer Partisi içinden gösterdi. Seçim hakkını kaybetmesin diye de Adalet Partisi listelerine güçlü isimler yerine tanınmamış ama pişsinler diye genç ve yetenekli isimler konuldu. Buna rağmen Adalet Partisi 130 binden fazla oy aldı. Çok şaşırdım. Sonuçta Hüda Par’ın en son katıldığı seçimde aldığı oyun 100 bin olduğu dikkate alınırsa merkez sağ ve Atatürkçü bir parti olarak Adalet Partisi ile de ittifak yapılması son derece doğru olurmuş. Hatta bu konuda fırsat kaçmış da değil.
4- Seçmen sandıklarındaki AK Partili görevliler birinci turda CHP’li ve TİP’li holiganların ağır baskısına ve tacizlerine uğradılar. İkinci turda buna dikkat edilmesi ve daha sıkı bir koruma alanı oluşturulması gerekir düşüncesindeyim.
5- Son olarak SİNAN OĞAN meselesi. Muhalif gazetelerde S.OĞAN diye dalga geçilen Sinan Oğan’ın Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan’ı ilkeler bazında destekleyeceğini açıklaması isminin geleceğe bir lider adayı olarak kalması için çok faydalı olacağını düşünüyorum. Ata İttifakı bileşeni Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz’ün dün bir açıklama yaparak, “Bana seçmen tabanımdan gelen mesajlarda Millet İttifakı adayına verilecek oya kesinlikle karşı olduklarını belirttiler” demesi aslında onun için bir ipucu niteliğinde. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın da farklı fikirde olduğunu sanmıyorum.
Tüm bunlar önemli hususlar ama dün hükümet kanadından gelen bir açıklama tüm memurlara “İŞTE BEKLEDİĞİMİZ HAREKETLER BUNLAR” dedirtti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptı bu açıklamayı.
“Büyükşehirlerde MEMURLARA il ve ilçe bazında KİRA KATKISI verilecek.”
Yıllardır söylenen bir husus bu. Memuru İstanbul’a tayin ediyorsun, mecburen orda yaşamak zorunda. Tokat’ın ilçesi Erbaa’da yaşasa rahatlıkla geçinebileceği maaşının yarısı İstanbul ve Ankara’da yalnızca kiraya gidince sorun başlıyor.
Tebrikler kim düşünmüşse.
Evet, sonuçta ikinci tur iki aday için de son derece risk içeriyor. Kılıçdaroğlu maça 1-0 yenik çıkıyor ama karşı taraf hata yaparsa sonucu galibiyete çevirebilir.
Başlıktaki gibi.
Erdoğan ve Cumhur İttifakı yüzde 49,5 rehaveti yaşıyorsa şayet bunu bir kenara bırakmalı, çünkü seçim sayacı ikinci turda sıfırdan başlıyor.
Bu konuda AK Parti teşkilatlarına güveniyorum. Seçimin ertesi günü seçmen sandıklarındaki görevlilerin durumunu sormak için aradığım İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’nin daha o gün, ikinci tur için gece yarılarına kadar süren bir toplantı yaptığını öğrendim.
Bu iyi haber. Ama yetmez. Diğer partileri de mobilize etmek gerekli.