İmamoğlu alengirli yatay geçişte meğer yalnız değilmiş! YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NDE NELER OLDU?
Ekrem İmamoğlu ile birlikte 28 kişinin diplomalarının iptal edilmesini kastetmiyorum. İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun diploma iptali açıklamasında, Girne Amerikan Üniversitesi işaret edilerek, 1986 yılına kadar geriye uzanacak şekilde araştırma yapılacağını belirttiği için en az 1000 kişinin diplomalarının daha iptal edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ancak bu meseleyi konuşurken aldığım bir bilgi ve istihbarat beni çok şaşırttı.
Meğer Yıldız Teknik Üniversitesi’ne de Kıbrıs’tan yasa dışı ve usulsüz yatay geçişle kayıt yaptırılmış.
Nasıl olduğunu anlatmadan o zamanki mevcut durumu özet geçeyim.
Önce Kocaeli Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi’ni tanıyalım. Bu Akademi 1976 yılında 1418 sayılı yasa uyarınca Elektrik ve Makine bölümleri açılarak kuruldu. Bu Akademi özerk bir yapıya sahipti ama aynı zamanda Millî Eğitim Bakanlığı bünyesindeydi. YÖK’ kurulunca Akademiler kapatılarak üniversitelere bağlandı. Bu kapsamda Kocaeli Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi, 20 Temmuz 1982'de KOCAELİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ adı altında YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’ne bağlandı.
Dolayısıyla 1982 yılından itibaren Kocaeli Mühendislik Fakültesi’ne çok daha düşük puanlarla kayıt yaptıran öğrenciler, bir ya da iki yıl sonra Yıldız Teknik Üniversitesi’ne gerekli kriterleri “sağlayarak” yatay geçiş yaptırıyordu.
Ama söylemek istediğim yatay geçiş bu değil.
Kıbrıs’taki apartman üniversiteleri keşfeden Hasan İmamoğlu ve mahdumları gibi yüzlerce uyanık kodaman ve toraman, sadece İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi gibi okulları değil, Kocaeli Mühendislik Fakültesi’ni de keşfetmişti. Çünkü oradan İstanbul’daki Yıldız Teknik Üniversitesi’ne geçiş yapılabiliyordu.
Eller ovuşturuldu, hesaplar yapıldı, plânlar uygulandı.
Nitekim bana aktarıldığında göre Kıbrıs’taki okullara kaydolan ve orada bir ya da iki yıl sözde okuyan öğrenci müsveddeleri ne yazık ki YÖK tanımamasına ve denklik koşulları yerine getirilmemesine rağmen daha düşük puanla öğrenci alan Kocaeli Mühendislik Fakültesi’ne Fakülte yöneticileri tarafından yatay geçişle alınmıştı. Tabii bu arakçıların hepsi de kaydırak kullanır gibi oradan Yıldız Teknik Üniversite’sine kapağı atmışlardı.
Bu Kıbrıs “Fatihleri” yüzünden Türkiye’de üniversitelerin kredibilitesine bir kez daha tecavüz edilmişti.
Ondan öncekileri ve CHP iktidarının Başbakanı Bülent Ecevit iktidarının sırf oy almak için 4 aylık eğitim ile binlerce lise mezununu sözde “Eğitim Fakülteleri” nde hızlandırılmış “eğitim” ile öğretmen yapmasını da unutmayalım. Ben Fransızca yabancı dil öğrenimi gördüm orta öğrenimde. Ağabeyim İngilizce çalışırken onu dinlediğim için az buçuk kulak dolgunluğum vardı. Askerlik yaparken bu “öğretmen” lerden pek çoğunu tanıma fırsatı bulmuştum. Hızlandırılmış “eğitim” le İngilizce öğretmeni olanların hiçbiri benim bildiğim kadar İngilizce bilmiyordu.
Konumuza dönersek, Kocaeli Mühendislik Fakültesi daha sonra, 1992 yılında kurulan Kocaeli Üniversitesi bünyesine katıldı.
Peki, Yıldız Teknik Üniversitesi’ne puan tutturabilmek için gecesini gündüzüne katan, ailelerinin kıt kanaat gelirlerinden para ayırarak dershanelere gönderdiği ve dirsek çürüterek yüksek puan alıp kayıt yaptıran öğrencilerin hakkı ve hukuku ne olacak? Onları salak yerine koyan Kaşkarikocular (Argoda yalan, dolan, hile, dolap anlamında) hiç hesap vermeyecek mi? Aradan yıllar geçmiş deyip üstüne mi yatılacak? Onların yatay geçiş katakullisiyle yaptırdığı yasa dışı kayıtları da diploması iptal edilen Ekrem İmamoğlu ile aynı döneme denk geldiğine göre bir inceleme yapılması gerekmez mi?
Bakın size bir bilgi daha vereyim.
Benzer Model İstanbul Teknik Üniversitesi için de vardı.
1970 Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak "Sakarya Mühendislik ve Mimarlık Yüksekokulu" da önce 1971 yılında "Sakarya Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi" adını aldı, 1977 yılında İşletme (Endüstri) Mühendisliği, 1980'de Elektrik ve Elektronik Mühendisliği ile Metalurji Mühendisliği Bölümlerini açtı. 1982 yılında Akademi, İstanbul Teknik Üniversitesi'ne bağlı "Sakarya Mühendislik Fakültesi" ne dönüştürüldü.
Kıbrıs düzenbazları tıpkı İstanbul Üniversitesi ve Kocaeli Mühendislik Fakültesi gibi orayı da sıçrama tahtası olarak kullanıp İTÜ’ye atlamak istediler ama İTÜ yönetimi bu zokayı yutmadı. Kısacası hepsinin hevesi kursaklarında kaldı.
Demek ki yasalara, yönetmeliklere uyulabiliyormuş.
Benim merak ettiğim şu:
Müteahhit Hasan İmamoğlu, oğlunun İnşaat Fakültesi’ne girip inşaat mühendisi olmasını istemedi mi acaba?
Bu sorunun cevabını bulamadım, belki siz bilirsiniz.