İngiliz generalin Atatürk'ün karşısında ezildiği an…

İngiliz General Sir Charles Townshend, 1922 yılında yaptığı bir değerlendirmede, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk için şunu söyledi:

“Ben şimdiye kadar 15 hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal’de büyük bir ruh kudretinin esrarı var.”

Düşmanının bile saygısını kazanabilmek, çok az insana nasip olur. Mustafa Kemal, işte o az sayıdaki insanlardan biridir. Ve Mustafa Kemal; hem savaş süreci hem de savaş sonrası izlediği tutumla, işte bu sayede adını “Ölümsüzler Listesi”nin ilk sırasına yerleştirmeyi başarmıştır.

İngiliz General Sir Charles Townshend

EŞSİZ BİR İNSAN…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk eşsiz bir lider, mükemmel bir stratejist, usta bir politikacı, yılmayan ve yorulmayan bir savaşçıydı. O’na bu özelliğini veren en önemli etken ise hiç kuşkusuz ki; inancını bilgi ve bilinciyle buluşturmuş olmasıydı.

Atatürk, zaten bu özelliklere sahip olmasaydı, bugünkü adıyla ‘Söylev’ o günkü adıyla ‘Nutuk’ olan o eşsiz eserinde tam 10 bin 351 cümle kullanmış olmasına rağmen, günlerce süren konuşmasını ‘’tek bir çelişki bile olmadan” tamamlayamazdı.

Nutuk’u okuyanlar bu söylediklerime hak verecektir.

Nutuk, Atatürk’ün neden ölümsüz olduğu ve neden öyle olması gerektiğini gösteren tarihsel bir başyapıttır. Mustafa Kemal’i “Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’’ yapan ve bir milletin önderi haline getiren de işte o ruh, söylem ve eylem birliğidir!

HEP ÖRNEK OLDU

Nutuk’u, kurduğu ve gözü gibi sakındığı CHP’nin İkinci Büyük Kurultayı’nda 15 – 20 Ekim 1927 tarihinde okuyan ve beş gün boyunca halka hesap veren Atatürk, kurmayı olduğu Kurtuluş Savaşı’nın hangi zorluklarla kazanıldığını tek tek anlatmış, bundan sonra ne yapılması gerektiğinin de altını çizmiştir.

Bir imparatorluğun küllerinden yeni bir vatan inşa eden Atatürk, bunu büyük bir tevazuyla gerçekleştirmiş, söylemlerini yaşam biçimi haline getirmiş, Türk toplumuna da örnek olmuştur.

Bu yüzden, “Ölümsüz Atatürk’’ü anlamak için, onun ne yaptığına bakmak yeterlidir!

Çünkü o her söylediğini yapmış, yaptıklarını ise bizlere miras bırakmıştır!

İşte bu yüzden O’nu unutmak da unutturmaya çalışmak da ihanettir!

“İhanet” sözcüğünü öylesine söylemiyor, bilerek ve isteyerek kullanıyorum…

Peki bunu söylerken haksız mıyım?

YANMIŞ, YIKILMIŞ BİR ÜLKE…

Mustafa Kemal ve arkadaşları, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne şahit olan bir ordunun askerleriydi. Osmanlı, çökmüş, yozlaşmış, halkını açlığa ve sefilliğe terk etmişti. İmparatorluktan geriye hiçbir şey kalmamıştı.

İşte böyle bir durumda bile en küçük bir umutsuzluk yaşamayan ve bağımsızlık ateşini tüm hücrelerinde hissederek savaşan Mustafa Kemal ve arkadaşları, binbir türlü zorluğu aşarak cumhuriyeti ilan etmeyi başardılar.

Ne mutlu bize ki; Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi ölümsüz bir lidere ve onun kurduğu cumhuriyete sahibiz…

Anısı önünde saygı ve minnetle eğiliyorum…