İran – İsrail – ABD kavgasının ağır bedeli…
HAMAS’ın 7 Ekim sabahı İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği saldırı tüm dünyayı şoka uğrattı. HAMAS, İsrail’in devasa teknoloji ve istihbarat ağına rağmen, hedefe koyduğu tüm unsurları imha etmeyi başardı.
Ancak HAMAS’ın çok büyük ve affedilemez bir hatası vardı: HAMAS, İsrail’in askeri hedeflerini vururken sivillere de saldırdı ve katletti.
İsrail’in katliamlarına itiraz ederken, HAMAS’ın yaptığını görmezden gelemeyiz.
Peki ne oldu da HAMAS ‘’gücünün çok üzerinde’’ bir saldırıya girişerek hem ABD’yi hem de İsrail’i harekete geçirdi?
Bölgenin uzmanları İsrail’in Filistin halkına yönelik bir süredir artan terörünün, bir "kara harekatı" ile sonuçlandırılacağına ilişkin tespitler yapıyordu. Ki; İsrail de zaten bunu saklamıyor ve içerideki istikrarsızlığını Filistin’e saldırarak örtmeye çalışıyordu.
HAMAS işte böyle bir konjonktürde İran’ın da açık desteğini alarak İsrail’e çok ağır bir darbe vurdu.
Bu bilgiyi zaten kimse saklamıyor. HAMAS da İran da iş birliği yaptıklarını açıkça söylüyor.
NEDEN?
İran’ın HAMAS’a bu denli açık destek vermesinin en büyük sebebi hiç kuşkusuz ki İsrail’in başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer Arap ülkeleriyle çeşitli anlaşmalar için git gide yakınlaşmaya başlaması…
İran bu gelişmelerin önünü kesmek ve İsrail’in bölgedeki hakimiyetini engellemek için HAMAS’ı adeta tetikledi ve sahaya sürdü.
HAMAS’ın 7 Ekim günü kullandığı tüm askeri malzemeler ve uyguladığı savaş yöntemi, bu operasyonun arkrasında ‘’düzenli ordu kurmay aklı’’nın olduğunu ortaya koyuyor.
İran, HAMAS’ın saldırısıyla istediği ilk sonucu aldı gibi görünüyor. İsrail ve Suudi Arabistan arasında yapılacak olan anlaşma saldırının ardından rafa kaldırıldı.
İran bölgedeki gücünü yeniden tescil ederken, olan ise mazlum Filistin halkına oldu.
HALKI KİM KORUYACAK?
Filistin halkı, şu an İsrail’in terörü altında inim inim inliyor. İsrail, en iyi bildiği işi yaparak mazlum Filistin halkını dünyanın gözleri önünde katlediyor. 2,5 milyon insanın çok zor şartlar altında yaşamaya çalıştığı Gazze’de ne elektrik var ne su ne de ekmek…
Ve en acısı…
İsrail, kendi terörü yetmiyormuş gibi bölgeye bir de “dünyanın jandarması” pozuna giren ağabeyi ABD’yi çağırdı. ABD beş savaş gemisiyle bölgeye yerleşiyor.
Şu çok bilinen bir gerçektir:
ABD emperyalizmi bir yere girdi mi kolay kolay gitmek istemez…
Bölge şimdi, HAMAS’ın ve İran’ın sonu belli olmayan taktikleri yüzünden ABD ve İsrail’in açık hedefi haline gelmiş durumda.
Mazlum Filistin halkının özgür vatan mücadelesi, HAMAS’ın 7 Ekim’de sivillere yönelik yaptığı katliamların gölgesinde kalıyor. İran’ın Filistin üzerinden ortaya koyduğu güç gösterisinin bedelini ise haklı bir davanın sözcüsü olan ancak yapayalnız bırakılan Filistin halkı ödüyor.
Bu bedelin ne zaman ve nasıl biteceğini ise kimse bilmiyor.