İsrail Batı demokrasisini de vurdu
Dünyadaki ‘geri kalmış’ ya da ‘geri kalmakta ısrar eden’ ülkelerde, yönetimler eleştirilirken, Batı demokrasileri, yönetim biçimleri ve oradaki hukuk sistemleri örnek gösterilir.
Bizim ülkemizde de durum pek farklı değil.
Ne zaman ki fikir özgürlüğü tartışmaları gündeme gelir, yine Avrupa’dan ve Amerika’dan örnekler verilir.
Yargı sistemindeki tartışmalarda da AİHM kararları masaya konur ya da Batı’daki örneklerle kıyaslanır.
Ya basın özgürlüğü?
Bir gazeteci olarak Avrupa ve Amerika’daki meslektaşlarıma, onların çalışma koşullarına ve mesleki haklarına sadece ben değil, hepimiz imrenmişizdir.
Gelin görün ki, İsrail acımasızca Filistin’deki sivilleri katletmeye devam ettikçe, aynı zamanda Batı demokrasisini, insan haklarını ve basın özgürlüğünü de vurmaya başladı. Dünyanın geri kalanında, Batı demokrasisi ve hukuk sistemi kâğıttan kuleler gibi yıkılıp yok olmaya başladı. Avrupa’nın o demokrasi şampiyonu ülkeleri, sivillerin katledilmesine sessiz kalmanın yanı sıra, Filistin’e destek verenlerin gösterilerini yasakladı, İsrail destekçilerine alanları sonuna kadar açtı.
Batı demokrasisi yerle bir oldu.
Sadece bu mu?
Dünyanın en ünlü piyanistlerinden Fazıl Say’ın İsviçre’de yapacağı dört konser, Say’ın sosyal medyada İsrail-Filistin savaşı üzerine yaptığı paylaşımlar neden gösterilerek iptal edildi.
Fazıl Say konu ile ilgili yaptığı paylaşımda şöyle diyor: “Ben Avrupa’da ifade özgürlüğüne güven duyulur, karanlık ve anlayışsızlık yaşanmaz diye bilirdim. Bu rahatsız edici olay babında güvenim oldukça sarsıldı.”
Dünyanın en önemli sanatçılarından birine, üstelik barış yanlısı düşüncelerinden dolayı bu terbiyesizlik İsviçre’de yapıldı.
Al sana Batı’daki düşünce özgürlüğü!
Sadece Fazıl Say mı?
Fransa Milli Futbol Takımı’nın oyuncularından Karim Benzama sosyal medyadan Filistin’e destek verince başına gelmedik kalmadı.
Fransa İçişleri Bakanı canlı yayında Benzama’nın Müslüman Kardeşler Örgütü ile bağlantılı olduğunu da söyleyince tepkiler iyice arttı.
Fransız vatandaşlığından çıkarılmasını isteyenler, pasaportunun iptal edilmesini talep edenler… Yani sözüm ona demokrasi ve insan haklarının beşiği Fransa’da saçmalayan saçmalayana…
Amerika’nın anlı şanlı üniversitelerinde, İsrail’i protesto eden öğrenciler ya tehdit ediliyor ya da okullarından atılıyor.
Al sana özgürlükler ülkesi!
Allah’tan Avrupa ve Amerika’da yaşayan onurlu, gururlu, savaşa karşı insanlar var da onlar her türlü baskıya rağmen sokaklarda İsrail vahşetini protesto ediyorlar.
Peki o hayran olduğumuz Batı medyasına ne demeli?
Öyle haberler yapıyorlar ki, Gazze’de hayatını kaybedenleri “öldü”, İsrail’dekileri ise “öldürüldü” diye ifade ediyorlar.
Siviller, kadınlar, çocuklar hiçbiri umurlarında değil.
Elbette ki Batılı tüm meslektaşlarımın hepsini aynı kefeye koymuyorum.
Fakat o ünlü medya kuruluşları, Gazze’de bombalanan hastaneyi bile Filistinlilere mâl ederek yayınlıyorlar.
Esas sorun ne biliyor musunuz? Eskiden Ortadoğu ve Asya’daki totaliter yönetimlere karşı Batı demokrasileri ve medyası örnek gösterildi.
Fakat İsrail, tıpkı masum sivilleri vurduğu gibi, Batı demokrasisini de öyle bir vurdu ki, artık o totaliter ve baskıcı rejimlerde yaşayanların, muhaliflerin, aydınların, gazetecilerin örnek göstereceği demokrasi, özgürlük anlayışı da büyük zarar görmüş oldu.
Çünkü anladık ki, o anlı şanlı demokrasi savunucusu ülkeler, özgürlükleri sadece kendi emperyal ve insanlık dışı talepleri için istiyorlarmış.
İsrail hem masum insanları bombalamaya devam ediyor hem de dünyanın örnek aldığı Batı demokrasisini.