İsrailli Bakan'dan Mescid-i Aksa'ya polis denetiminde baskın: Egemenliğimiz için önemli bir mekan
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, beraberindeki yüzlerce fanatik Yahudi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. Baskına tepki gösteren Hamas, yapılan baskını "Din savaşını tırmandırma" olarak yorumladı.
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve yüzlerce fanatik Yahudi yerleşimci, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya İsrail polisi denetiminde baskın gerçekleştirdi.
Ben-Gvir, sabah saatlerinde lideri olduğu aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisi'nden Necef ve Celile Kalkınma Bakanı Yitzhak Wasserlauf ile İsrail polisinin denetiminde Aksa'nın Mağaribe Kapısı'ndan Harem-i Şerif'e girdi.
Ben-Gvir, sosyal medya hesabından paylaştığı görüntüde, "Bu İsrail halkı için geri gelmemiz ve egemenliğimizi göstermemiz gereken en önemli mekan" ifadesini kullandı.
Yüzlerce fanatik Yahudi yerleşimci de Yahudilik inancına göre "Tapınak'ın yıkılış dönümü" olarak anılan günde sabah saatlerinden itibaren yoğun İsrail polisi denetimi altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi.
"DİN SAVAŞINDA GERİLİMİ TIRMANDIRMA ANLAMINA GELİR"
Filistinli Hamas Hareketi Sözcüsü Hazım Kasım, yaptığı yazılı açıklamada, "İsrail hükümetinde yer alan bakanların Mescid-i Aksa'ya baskınının İsrail'in Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya karşı sürdürdüğü din savaşında gerilimi tırmandırma anlamına geldiğini" belirtti.
Kasım, "bu baskınların Filistin halkı, İslam ümmeti ve Arap dünyasının hislerine karşı bir kışkırtma olduğunu" kaydetti.
Binyamin Netanyahu hükümetinde geçen yıl sonunda bakanlık görevine gelen Itamar Ben-Gvir ocak ve mayısta da Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemiş, aşırı sağcı bakanın baskınları İslam dünyası ve uluslararası camiada tepkiyle karşılanmıştı.
Fanatik Yahudiler, Süleyman Mabedi'nin MÖ 586 ve MS 70 yıllarında iki kez yıkılışının yıl dönümü olarak kabul edilen Tişa BeAv olarak isimlendirilen yas ve oruç günü dolayısıyla "Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleme" çağrıları yapmıştı.
KÜDÜS İSLAMİ VAKIFLAR HİMAYESİNDE
Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'teki barış antlaşmasında benimsenen statükoya göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri baskın olarak nitelendiriyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.
BEN-GVİR KİMDİR?
İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun 2022 sonunda kurduğu koalisyon hükümetinde, Filistinlilere yönelik ırkçı eylem ve söylemleriyle tanınan, Yahudi yerleşimcilerin destekçisi aşırı sağcı Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi isimler kritik görevlere getirilmişti.
İsrail siyasetinde Yahudi üstünlükçü siyasetiyle tanınan Ben-Gvir uzun süredir tartışmalı bir figür olarak öne çıkıyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilerin şiddet eylemlerini teşvik etmesiyle bilinen Ben-Gvir, fanatik Yahudilerin terör saldırılarına ilişkin davalarda avukatlık yaptığı için Filistinliler tarafından "katillerin avukatı", "şeytanın avukatı" ve "sabıkalı" şeklinde adlandırılıyor.
Ben-Gvir, İsrail'in 1998'te terör eylemleri nedeniyle yasakladığı ve ABD'nin terör örgütü olarak tanımladığı ırkçı "Kah" hareketinin de geçmişte bir üyesiydi.
Geçmişinde "ırkçılığa tahrikten" hüküm giymiş Ben-Gvir'in kolluk kuvvetlerinden sorulu bakanlığa getirilmesi, İsrail içinde ve dışında tepkiyle karşılanmıştı.