Yer: İstanbul... Tarihi rezalet!.. Otoparka döndü!
İstanbul Galata'da, tarihin üç döneminin izlerini taşıyan ve yıllardır kaderine terk edilen Ceneviz öncesi Antik dönemden kalma su kuyusunu çevredeki araç sahipleri otopark olarak kullanmaya başladı.
Galata'da Ceneviz öncesi Antik dönemden kalma su kuyusunun, Osmanlı Dönemi'nden kalma su sarnıcının ve 19. yüzyıldan kalma Kamondo Konağı'nın kalıntılarının bulunduğu alan, otoparka döndü.
Bugüne kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan İstanbul'da tarih yok ediliyor. Galata'da Ceneviz öncesi Antik dönemin, Osmanlı Dönemi'nin ve 19. yüzyılın izlerini taşıyan tarihi yapıların kalıntılarının bulunduğu alan, kaderine terk edildi. Antik su kuyusunun, Osmanlı sarnıcının ve tarihi Kamonda Konağı'nın kalıntılarının olduğu alan, araç sahipleri tarafından otopark gibi kullanılıyor. Ayrıca geceleri evsizler tarafından kullanılan alanın içi çöple, yıkılmış duvarlarıysa yazılarla dolmuş durumda. Tarihi alana ilişkin öğretim görevlisi Dr.Hasan Sercan Sağlam, "Otopark olarak kullanılan Osmanlı Dönemi su yapısı çökme riskiyle karşı karşıya. Alanın kesinlikle koruma altına alınması lazım. Alan, üç aşamalı bir tarihsel kademe sunmaktadır" dedi.
Tarihin üç dönemine şahitlik etmiş yapıların bulunduğu bir alan… Duvarları yıkılmış, içine çöpler atılmış ve araç sahipleri tarafından otopark olarak kullanılmaya başlanmış. Harabeye dönen bu tarihi yapı, aslında Galata bölgesinde üzüm bağlarının yetiştirildiği Ceneviz döneminin öncesinde yapılan Antik döneme ait kuyuyu, Osmanlı Dönemi'nde günlük su ihtiyacının giderildiği sarnıçlardan birini ve 19. yüzyılda Kamondo ailesi tarafından yaptırılan Kamondo Konağı'nın kalıntılarını birlikte barındıran arkeolojik bir bölge. 2011 yılında Kamondo Konağı için koruma kurulunun kararı ve rekonstrüksiyon projesi olmasına rağmen, alan araç sahipleri tarafından otopark olarak kullanılıyor ve evsizlerin meskeni haline gelmiş durumda. Mimarlık fakültesinde öğretim üyesi olan Dr. Hasan Sercan Sağlam, "Bir 19. yüzyıl han yapısının kalıntıları üzerinde duruyoruz ve arkamızda bir sarnıç yapısı söz konusu. Sarnıcın yapısına bakacak olursak, bu tür top kubbeli ve özellikle de Osmanlı Dönemi'nde kullanılmış yapılarda çok sıklıkla karşımıza çıkan bir su depolama yapısı. Günlük hayatta kullanılan su, Osmanlı Dönemi'nde genellikle bu tip yapılardan temin ediliyordu. Bu yapının dönemine de özellikle tuğlalarına bakılarak karar verdiğimizi söyleyebiliriz. 17. ve 18. yüzyılda kullanılan ince tuğlalar bu yapının kubbesinde kullanılmış. Böylelikle yapıyı Osmanlı Dönemi'ne tarihleyebiliriz. 19. yüzyıla geldiğimizdeyse, tam olarak bu klasik Osmanlı Dönemi sarnıcının kubbesi üzerine beden duvarı denk gelecek şekilde 19. yüzyıl klasik Beyoğlu hanlarından birinin yapıldığını görüyoruz. Bu konağın en net görünümlerini, özellikle de 1905'e tarihlenen yangın sigorta haritalarından görüyoruz. Orta bölümünün 3 katlı, yan bölümlerininse 2 katlı klasik Beyoğlu konaklarından, şehirleşen İstanbul'un erken dönem apartmanlarından biri olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Otopark olarak kullanılan Osmanlı Dönemi'nden kalan sarnıcın çökme riskinin olduğunu belirten Sağlam, "Kamondo Konağı'nın rekonstrüksiyon projesi 10 seneye yakın kadar süreç diliminde sürünceme de kaldı. Her ne kadar tarihi kaynaklar baz alınarak birtakım projelendirmeler yapılsa da, buna bir türlü başlanamadı. Belki birtakım yasal engeller ya da arkeolojik problemler engel teşkil etmiş olabilir. Fakat özellikle de alanın bir çöplüğe döndüğünü görmekteyiz. Bunun yanında da otopark olarak kullanılıyor. Otopark olarak kullanılan kısımlarda da özellikle de Osmanlı sarnıcının hemen üstünde yer alan kısım, sarnıcın kubbesi halihazırda kötü durumda olduğu için statik açıdan problem teşkil etmekte ve bu Osmanlı Dönemi su yapısı çökme riskiyle karşı karşıya" dedi.
Alanın arkeolojik değeri olduğunu söyleyen Sağlam sözlerine, "Öncelikle alanın kesinlikle koruma altına alınması lazım. Çünkü buradaki kalıntılar, buraya girebilecek insanlar içinde tehlike arz etmekte. Ayrıca buranın bu kadar kontrolsüz bir şekilde açık olması çevre kirliliği yaratması açısından da uygun bir durum değil. Bunun yanında projeye dahil mi bilmiyorum, fakat eklemek isterim ki Kamondo Konağı projesinin Osmanlı sarnıcının da göz önüne alınarak revize edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Çünkü Galata'nın arkeolojik değer taşıyan ve en az 300 yıllık olan bir yapısı" diye devam etti.
Konağın bahçe bölümünde bulunan Antik döneme ait kuyunun ağzına güvenlik önlemi olarak, yalnızca sabitlememiş ince bir plastik tabaka konulmuş. Bunun özellikle geceleri bu alanı mesken edinen evsizler için tehlike arz ettiğini belirten Sağlam, "Bu alanda iki adet su yapısı vardı. Biri 19. yüzyıla olan Kamondo Konağı'nın kendi su haznesi ve diğeri konağın beden duvarının hemen altında bir klasik Osmanlı Dönemi sarnıcı vardı. Bunun yanında konağın doğusundaki bahçesi içerisinde kalan ve her ne kadar tam tarih vermemiz mümkün gözükmese de yığma taş yapısı sebebiyle Antik döneme tarihleyebileceğimiz bir kuyu yapısı daha yer almaktadır. Bu, alana izinsiz giren ve haberi bile olmayan vatandaşlar için başlı başına bir tehlike arz etmektedir. Bu kuyu hem başlı başına korunması gereken bir kültür varlığı olup, aynı zamanda da birtakım kazalara sebebiyet vermemesi için geçici süre zarfında insanların erişimine engellenmelidir. Kuyunun yaklaşık 6 metre derinlikte olduğunu söyleyebiliriz, fakat içerisi çöp dolduğu için belki daha da derine gidiyordur. Kuyu bin yıl, belki bin 500 yıldan da daha gerisine gidiyor olabilir. Çünkü kesin olarak bu alanın henüz yapılaşmamış olduğu dönemlere işaret eden ve en başta da arkeolojik değer taşıyan önemli bir yapı. Güvenlik önlemlerinin alınması şart, çünkü alanda arkeolojik kalıntılar söz konusu. Çevrelenerek insanların giriş çıkışının engellenmesi gerekmektedir" dedi.
Tarihi kalıntıların bulunduğu alanın üç dönemin izlerini taşıdığını söyleyen Sağlam, "Alanda hem Ceneviz öncesi döneme işaret eden arkeolojik kalıntılara -bu noktada yığma taştan inşa edilmiş kuyu ön plana çıkmakta- hem tuğla yapısından ve top kubbeli mimarisinden hareketle klasik Osmanlı Dönemi'ne -yaklaşık olarak 17.-18. yüzyıla tarihleyebileceğimiz Osmanlı Dönemi kubbeli sarnıcı- ve son olarak da 19. yüzyılın ikinci yarısında yapılan Kamondo Konağı kalıntılarına rastlayabiliriz. Böylece alan, üç aşamalı bir tarihsel kademe sunmaktadır ve bunların üçü de değerlidir, üçü de bir arada anlamlıdır" ifadelerini kullandı.