İstanbul yönetilmeyi bekliyor

14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde yenilgiye uğrayan Kemal Kılıçdaroğlu ile "değişim" savaşı veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, il il dolaşıyor. İBB Belediye Başkan adaylığı sürecinde dikkat çeken İstanbul dışı seyahatler seçildikten sonra aralıksız devam ediyor. İstanbul başkansız yönetiliyor desek abartmış olmayız.

Ekrem İmamoğlu, 2019 yerel seçimlerinde AK Parti’nin hataları ve HDP dâhil muhalefetin tamamının oy desteğini alması üzerine İBB Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu. İBB’nin 25 yıl sonra el değiştirmesi Ekrem İmamoğlu’nun başarısı olarak lanse edildi, buna da en çok kendisi inandı ve güç sarhoşluğuna erken kapıldı.

İmamoğlu’nun seçimi kazanmasında en önemli etkenlerden birisi de Trabzonlu olması ve Trabzon camiasını arkasına almasıydı. Bu özelliği kamuoyunda bir güven oluşturdu. Dolayısıyla HDP faktörünü çok fazla irdelenmedi. Neticede Trabzonlu bir belediye başkanı PKK terör örgütü ve uzantılarına fırsat ve imkân vermez diye düşünüldü.

Haksız bir düşünce değildi çünkü Trabzon terör hassasiyeti en üst noktada olan illerden bir tanesidir. Ekrem İmamoğlu da seçime kadar Trabzon kimliğini bu anlamda öne çıkardı. Seçildikten bir süre sonra Diyarbakır’a giderek, terörden dolayı soruşturma geçiren ve bu yüzden yerlerine kayyum atanan HDP’li isimlerle bir araya gelerek kendisine destek veren Trabzonluları hayal kırıklığına uğrattı. İşte o gün Trabzon camiasının gözünden düştü ve güvenini kaybetti…

Sonrasında sorumluluğunun dışında devamlı yurt içi ve yurt dışı ziyaretleri düzenlemesi, Yunan basınına beyanat vermesi, sel ve kar fırtınasına teslim olmuş İstanbul’u bırakıp tatile gitmesi, toplu taşımadan temizliğe İBB’ye ait hizmetlerin gözle görülür şekilde aksaması kendisini destekleyen muhalif kesimin dahi tepkisini çekti…

İstanbul’u yönetmek kolay değildir, başlı başına bir mesai, bir mücadele gerektiren bir iştir. İmamoğlu, bulunduğu makamın hakkını vermek ve bu alanda rüştünü ispatlamak yerine başından bu yana genel siyasetin içinde bir aktör olmayı tercih etti. İki yılı aşkın süredir 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayı olacak mı olmayacak mı şeklinde tartışıldı. Seçim bitti tam işinin başına dönecek derken CHP Genel Başkanlığı için kolları sıvadı.

İstanbul yönetilmeyi bekliyor, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yine yurt gezisinde. Bu hafta başında Elazığ ve Tunceli’ye gitti. Ziyaretlerin devamı gelecek. Ta ki nereye kadar? CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kuşatması altında. Gelişmeler öyle gösteriyor ki Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı yapılmayacak ve böylece bir dönemlik İBB Belediye Başkanlığı sürecini tamamlayacak. Bu gerçeğin ne kadar farkında veya değil bilmiyorum. Anlaşılan yaşayarak öğrenilecek çok şey var…

Yerel seçimlere sekiz ay kadar bir süre kaldı. Siyasi partilerin belediye başkan adayları ve meclis üyeleri belirlenecek. Bir tarafta içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar, artan vergiler, ardı arkası kesilmeyen zamlar, bir tarafta muhalefetin çözülemeyen sorunları. Bu durumda hem iktidar hem muhalefet seçmenin huzuruna çıkıp oy isteyecek. Cumhur İttifakı çalışmalara başladı. Muhalefet genel seçimlerin etkisinden henüz çıkamadı, belirsizlik, huzursuzluk ortamı devam ediyor, gündemlerinde yerel seçimler yok…

Geçen gün zamlardan yakınan bir vatandaşa kulak misafiri oldum. Sandığa gideceğim fakat hiçbir siyasi partiye oy vermeyeceğim, muhtarlık oyumu kullanıp geri döneceğim dedi. Doğrudan demokrasiye güven başka. Muhtarlar, siyasi partilerin topluma dayattığı adaylar sınıfına girmiyor. Kendine güvenen aday oluyor, muhatapları seçmen. En doğrusu, en güzeli de bu. Genel siyasette milletvekilleri, yerelde belediye başkan adayları ve meclis üyeleri siyasi partilerin inisiyatifine göre şekil alıyor…

Yerel seçimlere giderken bu konularda daha çok yazıp çizeriz. Şu bir gerçek ki önümüzdeki yerel seçimlerde seçmenin gönül rahatlığı ile oy vereceği adaylar muhtarlar olacak…