İYİ Parti için sonun başlangıcı mı?
İYİ Parti için bazıları "merkez parti" tanımlaması yapmışlardı. Ben ise İYİ Parti için “belli bir ideolojisi olmayan parti” tanımlaması yapıyorum. Nitekim benim bu tanımlamamı Akşener de bir röportajında söylüyor: “Biz her kafadan bir ses çıkıyor diye tanımlanan bir siyasi yapıyız. Evet, demokrasi bu. Bilimsel bir kavram tartışılıyor, bize çok uygun melez siyaset. Dünya bunu tartışıyor şu anda. Ben bir kadın genel başkanım, reflekslerim farklı. İlim deniliyor da ben bilim diyorum, çünkü ilim demek Müslümanlığın bilimin içerisine konulması demektir. Cumhuriyet'in kurulduğu andan itibaren yapılan kavramlar üzerinden, Cumhuriyeti kuranlarla ona itiraz edenler arasında bir kavgadır. Bilim denilince pozitivizm anlaşılır. Ben bilim deyince hocam ilim diyecek. Sonuç itibarı ile biz her ikisini de bünyesinde barındıran bir siyasi parti olacağız. Dediğim şey hem demokrasi hem melez siyaset…”
Bir taraftan dindar görüntüsü sergilerken, diğer taraftan iman tazelemek için Anıtkabir’e gidiyor. Burada dindarlar Anıtkabir’e gidemez anlamı çıkmasın, kastettiğim iman ile ilgili bir hassasiyetiniz varsa onun adresi başka yerlerdir. Tevbe etmektir, dua etmektir… Onu kastediyorum.
Akşener’in toplumdan aldığı destek oldukça önemli idi. 2018 seçimlerinde aldığı oy da hatırı sayılır bir oy idi. Ancak, 2018 seçimleri öncesi gösterildiği gibi yüzde 22 ya da 18’lerde değildi. Yakın zaman öncesi de birilerinin gösterdiği gibi yüzde 19 ya da 16’larda hiç olmadı. İYİ Parti yüzde 10, yüzde 12 bandında bir yerlerde oldu hep.
Bazı partiler bazen jetonla çalışan araştırmacılardan sahada olmayan sonuçları paylaşmalarını istiyorlar. Bundan da kamuoyunun etkileneceğini umuyorlar. Ancak, süreç öyle işlemiyor. Bunun içselleştirilmesi gerekiyor.
Muhalefet Bloku 6’lı Masa adı verilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun sofrasında toplanıp toplanıp aday meselesini sonunda bir oldu bitti ile Akşener’e dayatmaya çalıştılar. Adaylık konusunda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu istediğini her şekilde söyleyen ve o ismi dayatmaya çalışan Akşener tarafından kabul edilmedi. Sofradan kalktı. Sonra ne olduysa Akşener’i Kılıçdaroğlu’nun sofrasına tekrar oturttular. Şimdi İYİ Partililer, “Neden kalktık, neden oturduk’’ sorusunun cevabını bulamıyorlar. Bulamadıkları için de zaten bu söylemlerden dolayı karışık olan kafaları daha da karıştı.
Akşener, Kılıçdaroğlu’nun sofrasından kalktıktan sonra ciddi anlamda tabanını kaybetmeye başladı. Partileşme sürecinde arayış içerisinde olan CHP ve MHP seçmenlerinden oluşan bir zemin bulan İYİ Parti'nin zemini Memleket Partisi'ne kayıyor.
Bir önceki ay ile karşılaştırdığımız zaman da İYİ Parti oylarında yüzde 2,3 puanlık bir azalma var. Bu oran da partinin toplam oylarının yüzde 25’ine tekabül ediyor. Anlayacağınız İYİ Parti için alarm zilleri çalıyor olabilir.
Peki İYİ Parti’nin oyları nereye gidiyor?
İYİ Parti oylarının yüzde 23’ü Memleket Partisi'ne giderken yüzde 5’i CHP’ye gidiyor. İYİ Parti seçmenlerinin yüzde 23’ü de oy kullanmayacağını beyan ediyor.
Araştırma sonuçları yukardaki gibi, seçime kadar taşların yerine oturması için biraz daha zaman geçecek.
Akşener’in ifade ettiği gibi “melez siyaset”in Türk siyasetindeki yerinin de çok net olmadığını da gözlemliyoruz. Akşener’in zemini ciddi anlamda kayıyor. Toparlanması da biraz zor görünüyor.
Tüm bu adaylık meselesine İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu’nun itirazını da koyarsak daha da sarsılacağı muhakkak gibi.
MHP’nin içinin boşaltılması sürecinde Akşener, Koray Aydın, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan hep birlikte çalışmışlardı. Ancak, İYİ Parti’nin dağılmasında başka birine gerek yok, Akşener’in kendine yanlış pozisyon çizmesi yetecek gibi.