Op. Dr. Ayşe Duman: Yemek yeme şeklimiz neyse cinsellik de ondan payını alır!

Evlilik arifesinde olan pek çok kişinin merak ettiği konular arasında yer alan “ilk gece korkusu” birçok bireyi olumsuz anlamda etkileyebiliyor. Birçok faktöre bağlı olarak nedenleri ise değişkenlik gösterebilmekte. Op. Dr. Ayşe Duman, tv100.com'a özel bu nedenlerden bahsetti.

tv100.com editörü Melisa Duygun'un özel röportajı 

İlk gece korkusunun nedenlerine ilişkin Op. Dr. Ayşe Duman, “Cinsel ilişki ağrılı ve acılıdır diye düşünülüyor. Kadın ilişki olarak da değerlendirmiyor. Çok acıyacak çok fazla kanayacak diye düşünüyor. Orada bir kızlık zarı var -ki hayalde böyle, normalde kızlık zarı vajinal girişi kapatan bir et aslında- orayı delecek diye düşünüyorlar. Böyle hayal kurduğunda zihinde bedenine zarar verecek bir imaj var. Kadın böyle bir durumda tabii korkar ama bunlar gerçekçi değil bunun altını çizelim. Beden buna ister istemez bir tepki oluşturuyor, kasılıyor, kendini korumaya alıyor, geriliyor. Bu şekilde bir ilişki yaşandığında gerçekten acılı olur. Hikâye şöyle anlatılıyor ‘Gerçekten çok acıyor’ diye. Ancak bedenin doğru davranmadı. Kendini bırakmadın, hazır olmadın, hiçbir bilgin yoktu, yanlış bilgilerin vardı. Böyle olunca gerçekten acıyor. Kadın acı olunca bir sonraki ilişkide geriliyor. Birçok medeniyetten, kültürden, tarihsel süreçten günümüze kadar böyle gelmiş. Bu stres altında beden her şeyi yok sayıp bir şeyler yaşamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

 “ERKEKTE PERFORMANS ANKSİYETESİ ORTAYA ÇIKIYOR”

İlk gece korkusunu sadece kadınların yaşamadığını erkeklerin de bu korkuyu yaşayabileceğini söyleyen Duman, bazen performans anksiyetesi yaşayabileceklerinden bahsederken sözlerine, “İçeri girmeliyim, fethetmeliyim, erkekliğimi ispatlamalıyım, kanı görmeliyim, kimle beraberim onu anlamalıyım, sabah birileri bekliyor” diye düşünüyor. Bu bir iş olarak görülüyor ve olay mekanikleşiyor. Erkek kendini ispatlamak için bir an önce yapmalıyım diye düşünüyor. Bu da ilişkinin ruhuna, fiziğine aykırı bir durum” şeklinde devam etti.

“ERKEK VE KADIN BİRBİRİNDEN FARKLI”

İlişkide çiftlerin sadece kendi isteklerine odaklanması sonucu çatışma çıkacağının altını çizen Op. Dr. Duman, “Erkek ve kadın birbirinden farklı bunu bir kere kabul etmemiz lazım. Herkes kendi farklılığını bilerek daha uyumlu hale gelmekle ilgili çaba göstermesi lazım. Erkeğin kalbi ve cinsel organıyla çok fazla bağının olmadığı biliniyor ve söyleniyor. Erkek daha sonuç odaklı, hedefe yönelik, iş bitiricidir. Kadın ise daha esnek, alıcı, yapıcı, değiştirip dönüştüren bir yapıya sahip. Kadın esnediğinde cinsel organı, rahmi esniyor, yumurtalıklar farklı bir hale geliyor. Kadın çok değişken bir yapıya sahip. Birbirlerini anlamayıp sadece kendi istediklerine odaklanırlarsa o ilişkide kavga çıkıyor. Bütüncül bakmak zorundayız” dedi.

“BİZİM YAŞAM ŞEKLİMİZ, YEMEK YEME ŞEKLİMİZ NEYSE CİNSELLİK DE ONDAN PAYINI ALIR”

Op. Dr. Duman cinselliğin günlük yaşam şeklimizden ayrı bir yerde olmadığına, olaylara bütüncül bakmamız gerektiğine değinirken sözlerine, “Maalesef günümüz çağında fiziksel hazlara çok fazla düşkünüz. Tek tatmin olduğumuz şey fiziksel hazza ulaşmak. Yemeği de öyle yiyoruz. Çocukların ve gençlerin yemek yerken ki genel tavrı “oh çok şiştim” şeklinde oluyor. Bu yemeğe saygısızlık. Orada daha şükrü, daha nimete saygıyı, daha latif duyguları deneyimlemek lazım. Sen o adama yavaş ol daha uzun sevişelim demen bir şeyi değiştirmez. Bütün davranış kalıplarını değiştirmesi lazım” olarak devam etti.

CİNSELLİKTE EĞİTİM ÖNEMLİ

Uzman doktor ailelerin cinsellik konusunda bilinçli, eğitim almalarının ise önemli olduğunu vurgularken, cinselliğin çok fazla suistimale açık bir konu olduğunun da altını çizdi. Duman, “Orgazm olamayan kadınlara verdiğim eğitimlerde fizik, beden üzerinden gitmiyorum. Yemek yerken önce yemek yemeği öğrenmelisin. Bunu yapamıyorsan orgazm olamazsın. Ne yapıyorsan orada olmayı öğrenmelisin. Sen bir şekilde adamı kullanarak orgazm olabilirsin. Herkes kendi orgazmından sorumludur. Bedenin hayvani bir yönü, şiddetli arzuları var. Pek çok insan arzularını ve heveslerini kontrol edemiyor. Bunu doğru yönetmek lazım. Ailede cinsel eğitimin olması çok önemli. Ben dışarıdaki insanın neyi nasıl yapacağını bilemem. En önemli şey biyolojiden, olan bitenden utanmamayı öğrenmeli. Bu çok kıymetli bir şey. Utanmıyorum demek bunu ulu orta yaşıyorum demek değil” dedi.

“KADININ CİNSELLİĞİNE ERKEK YETİŞEMEZ”

Op. Dr. Ayşe Duman, “Erkek cinselliğini istediği şekilde yönetebilir. Cinsel organ kalkmadığı zaman geçmiş olsun ama kadının cinsel organının açılmaması gibi bir durum yok. Her şartta ilişkiye girebilir. Kadının cinselliğine erkek yetişemez. Kadın çoklu orgazmı olur, orgazmı olduktan 2 dakika sonra tekrar ilişkiye girer” diyor.

"O İNSANIN BEDENİNİ BİR DOKTORDAN ONAYLATIYORSUN"

Bekaretin kadınlarla ilişkilendirilmesi konusundaki düşüncelerini sorduğumuzda, “Bekaret kontrolü kadar saçma bir şey olamaz. Evlilik ya da uzun süreli bir ilişki yaşayacaksın ve birtakım şüphelerin var. O insanın bedenini bir doktordan onaylatıyorsun. Böyle bir ilişki olabilir mi? Bu konuyu konuşma değmez. İlişkide kadın cinsel organ alırken o himen dokusu yırtılabilir. Biz o dokunun yırtıldığını görüyoruz. Bazı himenler ilişkide çok esnek bu yüzden yırtık vs. olmuyor. Biz hiçbir zaman bu kadının cinsel organ alıp almadığını bilemeyiz. Himen yırtılmadıysa bu cinsel organ almadığı anlamına gelmez. Erkeklerde ise bu durum anlaşılmaz. Bir erkek “Seni kontrol ettireceğim” dediğinde kadın buna peki diyor. Birilerin bu kısır döngüden çıkması, bu çemberi kırması lazım. Kadının böyle bir kontrole karşı çıkmazı gerekiyor. “Biz birbirimizin malıyız benden önce kimse olmasın” diye düşünüyorlar. Belki vardı. Senden önceki hayatı seni neden bu kadar ilgilendiriyor? Kadınlar da bu şekilde düşünüyor. Orada egosal bir tatmin var, bu kısımdan çıkmak lazım” şeklinde konuştu.