Kalp sağlığını korumanın yolu fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenmenin yanında, tuzu azaltmaktan geçiyor!

Kalp hastalıklarından korunmak için fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme kadar önemli bir diğer kural da tuzu azaltmak. Ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda bulunan kalp ve damar hastalıkları, risk faktörlerine göre hareket edilirse önlenebiliyor.

Ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda bulunan kalp ve damar hastalıkları, bazı risk faktörlerine göre hareket edince önlenebiliyor. Sağlıklı beslenme ve egzersizin koruyucu olduğu bilinirken; tuz tüketiminin azaltılmasına da önem vermek gerekiyor. Çünkü fazla tuz tüketimi yüksek tansiyon ve kalp yetersizliği ihtimalini artırıyor. Prof. Dr. Aydın Yıldırım, “Dünya Kalp Günü” nedeniyle kalp ve damar hastalıklarını önleme konusunda neler yapılabileceği hakkında bilgi verdi.
Dünyada ve ülkemizde kalp ve damar hastalıklarının ölüm nedenleri arasında ilk sırada bulunduğunun özellikle altını çizen Medicana Ataköy Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Aydın Yıldırım, “Sigara önlenebilir risk faktörleri içinde dünyada ve özellikle ülkemizde ilk sıradadır. Tütünün içeriğindeki kimyasallar kalbe ve kan damarlarına zarar verebilir. Sigara dumanı kandaki oksijen düzeyini azaltır, bu da kan basıncının yükselmesi ve kalp atım sayısını artırır” dedi.

KADINLARIN RİSKİ ERKEKLERE GÖRE DAHA DÜŞÜK

Kalbiniz için yapabileceğiniz en doğru şeylerden birinin sigarayı bırakmak ve sigara içilen ortamda bulunmamak olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Aydın Yıldırım, “Bunu yaparsanız eğer kalp hastalığı riski hemen azalmaya başlar, bıraktıktan bir yıl sonra ise bu risk sigara içen bir kişiye göre yaklaşık olarak yarısına düşer. Kadınlarda kalp hastalıkları riski erkeklere göre daha düşüktür. Ancak sigara içme oranı erkeklerin içme oranına yaklaşmaktadır” diye ifade etti.

FİZİKSEL AKTİVİTE ŞART

Düzenli ve günlük fiziksel aktivitelerin kalp hastalığı riskini azalttığını ifade eden Prof. Dr. Aydın Yıldırım şöyle devam etti:
“Günde en az 30 dakika fiziki aktivite hedeflenmelidir. Yürümek en kolay uygulanabilir aktivite seçeneği olup 15 dakikası hızlı tempoda yapılmalı. Fiziksel aktivite, gerek yağ yakılmasını gerekse de kondisyonunuzun artmasını sağlayacaktır. Egzersizler özellikle kilo kontrolü için gereklidir. Ayrıca yüksek tansiyon ve diyabet ihtimalini azaltır. Haftada 150 dakika tempolu yürüyüş veya 75 dakika koşu yapılmalı. Kaslarımızda yaşla birlikte kütle kaybı olmaktadır. Kas antrenmanlarıyla kas kütlesini arttırılması vücutta yağ yakılmasını arttırıp, mevcut kilomuzun korunmasına yardımcıdır. Egzersizin yoğunluğu ve süresi kademeli olarak arttırılarak daha fazla fayda sağlanabilir. Düzenli egzersizin bir diğer faydası da stres ve kaygıyı azaltmasıdır. Sürekli yapılan egzersiz kalp sağlığı için faydalıdır. Bu nedenle fırsat bulgunuz her ortamda yürümeye çalışmalısınız.”

DENGELİ VE SAĞLIKLI BESLENMEK GEREK 

Prof. Dr. Aydın Yıldırım, kalp sağlığı için dengeli beslenmede önceliğimiz olan gıdaları ise şu şekilde sıraladı:
“Yağsız et ve balık, fasulye veya diğer baklagiller, sebzeler ve şeker içeriği fazla olmayan meyveler, az yağlı süt ürünleri, tam tahıllar, zeytinyağı ve avokado gibi sağlıklı yağlar.”

ÜLKEMİZDE TUZ TÜKETİMİ ÇOK FAZLA 

Tansiyonu azaltmak amacıyla uygulanan diyetin DASH diyeti olduğunu belirten Prof. Dr. Aydın Yıldırım, “DASH diyetinde temel prensip tuz tüketimini ve sodyum alımını düşürmek, basit şeker ve basit karbonhidratları sınırlamak ve bunların yerine lif oranı yüksek, magnezyum, potasyum ve kalsiyum bakımından zengin bir beslenme türüne geçmektir. Kalp damar sağlığı için doğru beslenme modelinde sağlıklı yağlar, sebze, meyve, tam tahıllar, kaliteli protein tüketmek gerekir. DASH diyeti buna göre oluşturulmuş, antioksidan besin öğeleri bakımından zengin bir diyet planıdır. Ne yazık ki dünyada en çok tuz tüketen ülkelerden biriyiz. Fazla tuz tüketimi yüksek tansiyon ve kalp yetersizliği ihtimalini artırır. Bu nedenle günlük gıdalarda yeterli tuz alındığından sofrada ayrıca tuz kullanılmamalıdır” dedi.

UZAK DURULMASI GEREKEN GIDALAR

Prof. Dr. Arif Yıldırım, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için uzak durulması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
“Rafine edilmiş karbonhidratlar, şeker veya şekerli içecekler, alkol, işlenmiş gıdalar, tam yağlı süt ürünleri, kızarmış fast food yiyeceklerde, cipslerde ve unlu mamullerde bulunan trans yağlar” diye konuştu.

AŞIRI KİLO KALP SAĞLIĞI İÇİN RİSK 

Aşırı kilolu olmanın kalp hastalığının yanı sıra ayrıca yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, Tip 2 Diyabet ve felç riskini artıracağını belirten Prof. Dr. Arif Yıldırım, “Bel çevresi erkekler için 101 santimetre, kadınlar için ise 88 santimetre üzerinde ise risk teşkil etmektedir. Vücut ağırlığımızı 3-4 kilogram azaltmak dahi kanda şeker ve karbonhidrat kaynaklı trigliserid düzeyini anlamlı şekilde düşürmekte, kan şekeri ve diyabet için faydalı olmaktadır. Ancak kilonun azaltılması ilk hedef olmakla birlikte olduğumuz kiloyu korumak daha önemlidir. Egzersiz ile desteklenen sağlıklı bir beslenme planı kilonun korunmasındaki ideal tutumdur” dedi.

STRESTEN UZAK DURMAYA ÇALIŞILMALI, YETERLİ UYKU ALINMALI

Yeterli ve kaliteli bir uykunun da kalp ve damar hastalıkları açısından önemine değinen Prof. Dr. Arif Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
“Uykusuzluk şikâyetiniz varsa düzenli egzersiz en iyi çözümdür. Yetersiz uyku yüksek tansiyon, obezite diyabet riskinizi artırmaktadır. Günlük uykumuz en az 7 saat olmalıdır. Sabahları yorgun kalkıyor ve gün içinde uyukluyorsanız uyku apnesi olma ihtimali yüksektir. Obezite genellikle uyku apnesine eşlik eder. Uyku apnesi, insanların uyku sırasında birçok kez nefes almayı kısa süreliğine durdurmasına neden olur. Bu, iyi dinlenme yeteneğinizi engeller ve kalp hastalığı riskinizi artırabilir. Kilonuzun azaltılması, düzenli egzersiz ve solunum yollarındaki sorunların düzeltilmesine rağmen uyku apnesi devam ediyorsa uyku testi ile apnesinin değerlendirilmesi, gerekli görülmesi halinde cihaz desteği almalısınız. Stresli, kaygısı yüksek ve izole yaşayan bireylerde kalp hastalığına yakalanma riski daha yüksektir. Egzersizi bir yaşam kültürü haline getirmek, günlük hayatında azda olsa sosyal sorumluluk projelerine katılmak stresi azaltmanın etkin bir yoludur. Özellikle kalp krizi geçiren hastaların sosyal izolasyon yerine hekimlerin önerileriyle eski faaliyetlerine devam etmeleri ve rehabilitasyon programlarına katılmaları kendilerine güvenlerinin yerine gelmesi ve streslerinin azalmasına yardımcı olacaktır” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Sonraki Haber