Kanserden koruyor, depresyonu azaltıyor! Üstelik bunu yapmak çok basit, işte sağlıklı hayatın anahtarı…

Modern hayat birçok hastalığın tedavisini çözecek bilimsel donanıma sahip ise de, aynı zamanda ölümcül hastalıkların kaynağı olmayı devam ediyor. Önce hasta edip sonra iyileştiren modern hayat kendi “oksimoron” düzenini inşa ederken insanlar da daha sağlıklı ve uzun yaşamın şifrelerini çözme arayışında. Başvurulan yöntemler, takviyeler, rutinler çoğunlukla el yaktığı için herkes için ulaşılabilir değil. Fakat biri dışında: Günde 10 bin adım! Günde 10 bin adımın mucizeler yarattığını biliyor muydunuz?

İngiltere’deki araştırmacılar, gönüllü insanları bir cihazla inceleyerek, her gün 10.000 adım yürümenin bir dizi sağlık sonucu için gerçekten ‘harika bir ayrıntı’ olduğunu belirlediler.

10 bin adım: Ne kadar hızlı o kadar iyi

Araştırmacılar günlük adım hedefinize ulaşmaya çalışırken ne kadar hızlı yürüdüğünüzün de büyük bir ayrıntı olduğunu vurguluyor. Son yıllarda günde 10 bin adım yürümek popüler bir hareket hedefi haline geldi, ancak şimdiye kadar bu sayıyı destekleyecek çok fazla bilimsel araştırma yoktu.

Bir dizi çalışma, fiziksel egzersizin sağlığı iyileştirebileceğini ve yaşlanma karşıtı faydalar sağlayabileceğini göstermiştir, ancak bunlardan çok azı, bu faydaları optimize etmek için insanların günde tam olarak kaç adım yürümesi gerektiğine bakmıştır. Bilim adamları, 10 bin adımlık büyük yuvarlak sayının, bir dizi sağlık sonucu için gerçekten büyük bir hedef olduğunu belirlediler, ancak ne kadar hızlı yürüdüğünüz de aynı derecede önemli olabilir.

Kalp hastalıklarını yüzde 75 oranında önlüyor!

Sydney Üniversitesi ve Güney Danimarka Üniversitesi'nden bilim adamları, 2013 ve 2015 yılları arasında Birleşik Krallık'ta 78.500 yetişkin üzerinde çalıştı.

Bir hafta boyunca günde 24 saat, kaç adım yürüdüklerini kaydeden aktivite izleyicileri taktılar. Araştırmacılar yedi yıl sonra sağlık sonuçlarına baktılar. Günde 10.000 adım yürümenin bunama riskini yüzde 50, kanser riskini yüzde 30 ve kardiyovasküler hastalık riskini yüzde 75 oranında azalttığını buldular.

Katılımcılar, yatarak tedavi gören hastane kayıtları, birinci basamak sağlık hizmetleri kayıtları ve kanser ve ölüm kayıtları dahil olmak üzere sağlık kayıtlarını araştırmacılara vermeyi kabul etti.

Veriler, sağlık sonuçlarıyla ilgili olarak dünyadaki en büyük çalışma izleme adım sayılarının bir parçası olarak toplanmıştır. Çalışmalar bu ayın başlarında JAMA Internal Medicine ve JAMA Neurology dergilerinde yayınlandı.

10 bin adım aslında bir pazarlama taktiğiydi

Çalışmanın önde gelen araştırmacılarından Borja del Pozo Cruz, 10 bin adımlık hedefin aslında 1960'larda pedometre (adım sayar) satmayı amaçlayan bir Japon pazarlama kampanyasından kaynaklandığını söyledi.

Yamasa şirketi tarafından üretilen pedometreye, kelimenin tam anlamıyla "10 bin adım metre" anlamına gelen “Manpo-kei” adı verildi.

O zamanlar bu sayıyı destekleyecek hiçbir bilimsel araştırma yoktu ve o zamandan beri çok az şey yapıldı, çünkü büyük ölçüde dijital aktivite izleyicilerin popülaritesi patlamadan önce kesin veri toplamak zordu. Ancak yapılan araştırmalar neticesinde 10 bin adımın neredeyse mucize yarattığı kanıtlandı.

“Yeter ki yürüyün”

Ancak çalışma, önemli sağlık yararları elde etmek için günde 10.000 adımın tamamını yürümek zorunda olmadığınızı da buldu.

Del Pozo Cruz, "Sanırım en azından benim için en önemli bulgu, ilk adımdan itibaren faydaların olduğuydu. 10 bin adım olmak zorunda değil, yeter ki yürüyün" Dedi.

Her 2 bin adım, erken ölüm riskini yüzde 11 azaltıyor

Sonuçlar, atılan her 2000 adımın erken ölüm riskini kademeli olarak yüzde sekiz ila 11 oranında azalttığını ortaya koydu.

Del Pozo Cruz, "Bazı insanlar için bu 10 bin adım gerçekçi bir hedef olmayabilir" dedi. "Önemli olan, her adımın önemli olmasıdır. Sadece oraya çık ve yap, çünkü her şey hiç yoktan iyidir."

Şimdiye kadar yapılan en kapsamlı çalışma

Del Pozo Cruz, bundan önceki çalışmaların ölüm oranlarına odaklandığını, ekibinin çalışmasının, yürüyüş ile kanser, bunama ve kardiyovasküler hastalıklar gibi sağlık sonuçları arasındaki bağlantıyı inceleyen ilk çalışma olduğunu söylüyor.