Kanserli hiçbir hücre bırakmıyor! Tiroid kanserinde radyoaktif iyot tedavisi ne zaman gereklidir? İşte, tüm bilinmesi gerekenler...

Halk arasında ‘atom tedavisi’ olarak adlandırılan radyasyon temelli tedavi yöntemi son zamanların en çok araştırılan konuları arasında yerini aldı. Uzmanlar detayları anlattı. Radyoaktif iyot tedavisinin tiroid kanserinde operasyon sonrası normal ya da kanserli hiçbir tiroid hücresi bırakmayarak hastalığın tekrar etmesini önlüyor. Tiroid kanserinde radyoaktif iyot tedavisi ne zaman gereklidir? İşte, tüm bilinmesi gerekenler...

Radyoaktif iyot tedavisi, tiroid kanserinin tedavisinde yaklaşık 60 yılı aşkın süredir kullanılan etkinliği ve güvenliği kanıtlanmış bir tedavidir. Tiroid kanserinde radyoaktif iyot tedavisi ne zaman gereklidir? Son dönemlerde en çok araştırılan yöntemler arasında yerini alan 'radyoaktif iyot tedavisi' hakkında tüm merak edilenleri işin uzmanı detaylandırdı. Nükleer Tıp Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Türkmen, tiroid kanserinde radyoaktif iyot (atom) tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Tiroid kanserinde radyoaktif iyot tedavisi ne zaman gereklidir?

Radyoaktif iyot tedavisi tiroid bezinin folliküler hücrelerinden kaynaklanan ve en sık görülen tipleri olan papiller ve foliküler tiroid kanserlerinde kullanılır. Bu gruba giren hastalar içerisinde ameliyat olmuş ve patoloji sonucuna göre hastalığın tekrarlama riski yüksek olan hastalar radyoaktif iyot tedavisi için uygundur. Tekrarlama riski düşük olanlar genellikle radyoaktif iyot tedavisine ihtiyaç duymazlar.

Tiroid kanserlerinde radyoaktif iyot tedavisi ameliyat sonrası geride kalan ve hastalığın tekrarlama riskinin yüksek olduğu sağlıklı tiroid dokusunun ortadan kaldırılması veya metastazların tedavi edilmesi olmak üzere iki farklı amaçla kullanılmaktadır.

Tedavinin temel prensibi tiroid hücrelerinin hormon üretiminde iyot kullanmasıdır

Vücudumuz normalde ihtiyaç duyduğu iyotu yiyecekler yolu ile almaktadır. Tiroid kanseri tedavisinde kullandığımız iyotun radyoaktif (I-131) formudur. Ağız yolu ile kapsül formunda verilen radyoaktif iyot sindirim sisteminden emilerek tiroid bezi hücrelerinde toplanır ve radyoaktif beta ışıma yoluyla tiroid hücrelerini tahrip eder. Folliküler hücre kaynaklı tiroid kanserleri normal tiroid hücrelerine benzerlikleri nedeniyle radyoaktif iyotu tutmakta ve radyasyon etkisi ile tahrip olmaktadır.

Günümüzde tiroid kanseri tanısı alan hastalarda radyoaktif iyot tedavisinden fayda görecek hasta grubunun seçimi ve hangi dozda tedavi edileceği daha büyük önem kazanmıştır. Önceki dönemler ile karşılaştırıldığında daha sınırlı bir hasta grubunda ve daha düşük radyoaktif iyot dozları kullanılarak hastaların tedavisi ön plana çıkmıştır. Düşük doz ve hastaya özgü tedaviler hastaların tedavi sürecinde tecrit edilmelerini sınırlamakta, hastaların yaşamları süresince ihtiyaç duyduklarında güvenle tedavinin tekrarını da mümkün kılmaktadır.

Bilinmesi gerekenler

Nükleer Tıp uzmanı tarafından radyoiyot tedavisinin uygun olduğu belirlenen cerrahi tedavileri yeni tamamlanmış olan hastalar radyoaktif iyotun vücutta maksimum etkisinin ortaya çıkması amacıyla hormon (TSH) seviyeleri belirli bir düzeye çıkıncaya kadar tedavileri genellikle 4 hafta ertelenir veya tedavi öncesi varsa kullanmakta oldukları tiroid hormonu kesilerek 4-6 hafta süre ile aynı amaçla bekletilirler.

Bu süre içerisinde radyoaktif olmayan iyotun vücuda ilaç veya yiyecekler yoluyla alınmasını minimum seviyeye indirmek amacıyla da özel bir diyet uygulaması yapılır. Günümüzde ihtiyaç duyan hastalarda vücudun ürettiği doğal TSH hormonunun yerine yapay olarak üretilmiş (Rekombinan TSH) hormonları da tedavi hazırlığında kullanabilmekteyiz. Rekombinan TSH, tiroid hormonlarının kesilmesi nedeniyle hipotiroidi semptomlarının şiddetli olduğu veya tümör yükü nedeniyle ilaç kesiminin riskli veya yetersiz olduğu hastaların tedavisinde etkin bir alternatif olmaktadır.

Yasal düzenlemeler ile belirlenen doz limitlerinin üzerinde radyoiyot tedavisi verilen hastaların bu tedaviler için yetkisi olan Nükleer Tıp Radyonüklid Tedavi ünitelerinde özel odalarda izole edilerek tedavi edilmesi gerekir. Bu izolasyon genellikle 24-48 saati aşmaz. Hastanın taburcu edilmesini takip eden 10-15 günlük sürede ise hastanın vücudunda ölçülen radyasyon dozu ile ilişkili olarak radyasyon güvenliği açısından bazı ek önlemlere ihtiyaç duyulur.

Bu önlemler hastanın yakın çevresi ve toplumdaki bireyleri mümkün olduğunca gereksiz radyasyona maruziyetinden korumaya yöneliktir. Tedavi sonrasında tiroid hormon tedavisine de başlanan hastalar kısa sürede günlük faaliyetlerine geri dönebilmektedir.

Sonraki Haber