Kaosla Kucaklaşma Zamanı: Balık ve Başak Ekseninde Düğümler

12 Ocak'ta yaşanmaya başlayan astrolojik eksen değişikliğiyle sanki evrende yeni bir oyun başlıyor gibi. Balık ve Başak burçlarındaki Kuzey ve Güney Ay Düğümleri bizlere yeni roller biçiyor. Bu kozmik dönüşüm hem kişisel hem de küresel sahnede bizi nasıl etkileyecek? Hazır mısınız, sahne sizin!

Dalgaları Yakala: Balık’ta Kuzey Ay Düğümü

Balık burcundaki Kuzey Ay Düğümü, adeta bizi evrensel bir empati ve anlayış dalgasına kapılmaya çağırıyor. Haydi, sezgilerinize güvenin ve ruhsal derinliklere dalın! Bu dönem, kolektif bilincimizi ve ruhsal uyanışımızı tetikleyecek gibi görünüyor. Yani, hepimiz biraz daha sihirbaz olmaya, illüzyonlarımızı ve gerçekliklerimizi sorgulamaya başlayabiliriz.

Detay Canavarıyla Vedalaş: Başak’ta Güney Ay Düğümü

Öte yandan, Başak burcundaki Güney Ay Düğümü, mükemmeliyetçiliğimizi ve aşırı analiz alışkanlıklarımızı geride bırakmamız için bizi zorluyor. Artık o aşırı düzen takıntılarından ve 'ama detaylar!' naralarından vazgeçme zamanı. Evren bize diyor ki: "Rahatla biraz, her şeyin bir nedeni var."

Dünya Sahnesinde Büyük Değişimler

Uluslararası ilişkilerde ise bu eksen değişikliği, politik gerginlikler ve komşu ülkelerle olan ilişkilerde dalgalar yaratabilir. Kuzey Ay Düğümü’nün Balık’ta olmasıyla, daha fazla empati ve anlayış göstermeye açık olabiliriz, ama bu aynı zamanda yanılsamalar ve sahte kurtarıcı figürlerin de su yüzüne çıkması riskini taşıyor. Güney Ay Düğümü'nün Başak’ta olması, aşırı kontrol mekanizmalarının gevşemesi gerektiğini hatırlatıyor. Evet, bazen en iyi planlar bile sadece birer plan olarak kalır.

Krizler ve Fırsatlar

Hatırlayalım, 2016'da akslar tam tersiydi ve düzen, pratiklik ön plandaydı. Şimdi ise 2025'e doğru ilerlerken, empati ve sezgi öne çıkacak. Kaosun içinde bir düzen ve yanılsamalar arasında bir gerçeklik bulmaya çalışacağız. Evet, belki biraz karışık gelebilir, ama unutmayın, her büyük değişim biraz karmaşa getirir.

Kısacası

Bu kozmik dönemde, belirsizliği kucaklamayı, sezgilere güvenmeyi öğrenmeli; analiz ve kontrol arzumuzu bir kenara bırakıp, şefkat ve empatiyi artırmalıyız. Balık ve Başak ekseninde dengede kalmak için maddi dünyanın ötesindeki manevi değerlere de zaman ayırmalıyız. Böylece hem iç dünyamızda hem de dış dünyada daha sağlıklı bir dengede olabiliriz.

Ve son bir not: Evrenin bize sürekli olarak gönderdiği bu 'yeni başlangıç' mesajlarına kulak verin. Belki de tam da aradığınız fırsat, bir sonraki dalga ile sahile vuracak!

 Sokrates'in "Bilge kişi, her şeyin en iyisini umar, en kötüsüne hazırlıklıdır ve bekleneni kabul eder" sözü ise bu astrolojik geçişin bize öğretmeye çalıştığı dersleri özetler nitelikte!