'Kelebek hastası' gencin yürek burkan dramı

Suriye'deki iç savaştan kaçarak ailesiyle Antalya'ya yerleşen kelebek hastası Alaattin Elharbe, iç savaşın devam ettiği ülkesinin adını duyunca ağlamaya başlıyor. Alaattin Elharbe, tişörtü çıkarılırken vücudundaki yaraları yapıştığı için büyük acı çekiyor.

Suriye'de yaşayan Halef Elharbe (49) ile Şemse Elhüsyin (45) çiftinin 7 çocuğundan Alaattin Elharbe'ye (18), dünyaya geldiğinde kelebek hastalığı teşhisi konuldu. Aile, çocuklarının tedavisi sürerken Suriye'de başlayan iç savaştan kaçmak istedi. Baba ve 6 çocuğu, mülteci olarak 2015 yılında Türkiye'ye geldi. Hastalığı nedeniyle hareket etmekte zorlanan Alaattin ise annesiyle birlikte ülkelerinde kaldı.

ALAATTİN İLE ANNESİ DE GETİRİLDİ

Bir süre sonra Alaattin ve annesi Şemse Elhüsyin, Türk askerlerinin yardımıyla ambulansla taşınarak Antalya'ya getirildi. Kepez ilçesinde müstakil bir ev tutan aile, burada yaşamaya başladı. Okul çağında olan çocuklar eğitimlerine devam ederken, baba Halef Elharbe de inşaatlarda çalışmaya başladı. Hastalığı nedeniyle cildinde yaralar bulunan ve sürekli serin ortamda bulunması gereken Alaattin ise bu süreçte eve hapsoldu.

El ve ayak parmakları da olmayan genç, ağzındaki yaralar nedeniyle sadece sıvıyla beslenebiliyor. Alaattin, vücudundaki yaralara yapışması nedeniyle üzerindeki tişörtü çıkarırken büyük acı çekiyor. Gencin yaralarına iyi gelen ve fiyatı 350 Euro olan krem ise yurt dışından getiriliyor.

'TEK İSTEĞİM TÜRKİYE VATANDAŞLIĞI'

Konuşmakta güçlük çeken Alaattin Elharbe, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ediyorum. Bütün duamız onunla. Bütün Türkiye'ye çok teşekkür ediyorum. Buraya geldiğimde bana yardımcı olan kişilere, doktorlara çok teşekkür ediyorum. Tek isteğim Türkiye vatandaşlığı" dedi.

'SADECE SIVIYLA BESLENEBİLİYOR'

Alaattin'in yaralarını kremlerle ve ilaçlarla rahatlatmaya çalıştıklarını söyleyen anne Şemse Elhüsyin, "Alaattin çocukluğundan bu yana hastalığıyla mücadele ediyor. Vücudundaki yaraları kremlerle ve ilaçlarla rahatlatmaya çalışıyoruz. Dili normale göre çok kısa, bu nedenle yemek yemekte zorlanıyor. Genelde sıvıyla beslenebiliyor. Üstündeki tişörtü, yaraları nedeniyle çok zor veya keserek çıkartıyorduk. Zeytinyağı ve kremlerle yumuşatıp ancak öyle çıkarmaya çalışıyorduk. Onda da canı çok yandığı için bağırıyordu ancak şimdi biraz daha iyi" dedi.

'SURİYE İSMİNİ DUYUNCA AĞLAMAYA BAŞLIYOR'

Tek isteklerinin Türkiye'de kalabilmek olduğunu belirten Şemse Elhüsyin, "Alaattin Türkiye'yi çok seviyor. Suriye'nin adını duyunca ağlamaya başlıyor, gitmek istemiyor. Suriye'deyken Alaattin'in durumu çok daha kötüydü. Türkiye'ye gelince rahatladı. Bütün Türkiye'ye ve bize yardımcı olan herkese çok teşekkür ediyorum. Sadece Türkiye'de kalmak istiyoruz, Alaattin tekrar Suriye'ye dönerse daha kötüye gidebilir" diye konuştu.

'YARALARI İLAÇLA KAPANIYOR, AMA BAŞKA YERİNDE ÇIKIYOR'

Oğullarının pansumanını her gün yaptıklarını söyleyen Halef Elharbe ise "Alaattin doğduğunda iyiydi, daha sonra kötüleşince hastalığını fark ettik. Her yılın bir ayında hastaneye yatıyor ve tedavi oluyor. Her gün vücudundaki yaralara pansuman yapıyoruz. İlaçlarla yaraları kapanıyor ama başka bir yerinde çıkıyor. İlaçlarını hayırseverler sayesinde alabiliyoruz. Hepsinden Allah razı olsun" dedi.

KELEBEK HASTALIĞI

Kelebek hastalığı (Lupus) ya da tam adıyla Sistemik Lupus Eritematozus, vücutta pek çok organı birden tutan romatizmal bir hastalık. Yüzde kelebek tarzında kırmızı döküntüyle karakterize olduğundan halk arasında 'kelebek hastalığı' olarak biliniyor. Kelebek hastalığı otoimmün olarak tabir edilen hastalıklardan. Otoimmün hastalıklarda hastanın bağışıklık sistemi hatalı çalışarak, kişinin kendi hücrelerini yabancı madde olarak algılıyor.

Sonraki Haber