Kılıçdaroğlu bir haftada milletin hafızasından PKK ve FETÖ bağlantısını silebilir mi?

Halk arasında “Hafıza silme” ya da “Bilinçaltı temizleme” olarak adlandırılan bir terapi türü var, EMDR adı veriliyor. Belleğe takılı kalan travmatik anıların, korkuların, kaygıların etkisi kaldırılıyor bu yöntemle. Ancak bu tedavi aylar sürüyor, bir haftada sonlandırılacak bir yöntem değil.

Hele bazı söz ve icraatlar hiç değil…

Çok örnek var da sıralayalım birkaçını.

Misal PKK’lılar dalyan gibi bir Mehmetçiğimizi şehit ettikten sonra sen çıkıp, “Yerel yönetim özerklik şartını tanıyacağım” diyorsan bu sözlerin milletin hafızasında kalıcı bir yer edinir kendine.

YPG’liler sınır ötesinden attıkları roketlerle Kilis’te Nusaybin’de, Reyhanlı’da evlerinde uyuyan onlarca insanımızı çoluk çocuk demeden katlederken sen "YPG terör örgütü değildir, halkını savunan bir örgüttür" diyor ve sunucu ısrar edip “Ama sınır ötesinden saldırıyorlar” deyince “Kim, onlar mı bize saldıracak, yok efendim” diyorsan sözlerin bu milletin hafızasına mıh gibi çakılır.

15 Temmuz gecesi Fetullah Gülen kahpesinin talimatıyla, askerimizin şanlı üniformasını giymiş Amerikan askeri satılıklar, darbe yapmaya kalkıp 252 insanımızı şehit ediyor ve sen bu darbe girişimine “Tiyatro, kontrollü darbe” diyorsan kimse bu lafı unutmaz.

Sen o gece şehit edilen sivil vatandaşlarımıza başsağlığı ve rahmet dilemek yerine uydurma bir haber üzerine İl Başkanın Canan ile birlikte “Askerlerimizin kafaları kesildi” diye haince bir FETÖ yalanının dillendirirsen…

FETÖ’cülerin 17-25 Aralık yargı darbesini yaptıklarında servis ettiği sahte görüntüleri, montaj kasetleri meclis grubunda dinletip, ortalığı inim inim inletirken, tam 10 yıl sonra deepfake görüntüler üzerine yapılan bir röportajda “17-25 Aralık’taki görüntüler de montajdı” diye itirafta bulunursan, o yıllardaki eylemlerinden dolayı hiçbir sorumluluk hissetmezsen…

Erdoğan FETÖ’cülere savaş açtığında onlara siper olur, gazetelerini, medya kuruluşlarını ziyaret edersen, milletvekillerini kapatılan yayın organlarının önüne gönderip barikatlar kurdurursan, FETÖ kanallarına çıkıp “Erdoğan kaçacak ve biz onu ülkeye getirip yargılayacağız” şeklindeki Fetullah söylemlerini tekrar edersen…

Darbe gecesi geçmişteki “Darbe olursa ilk önce tankın üzerine ben çıkarım” efelenmesini unutup, havalimanından FETÖ’cülerle pazarlık yaparak tankların yanından sıvışır ve darbeyi Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde çay içerek “tiyatro” izler gibi izlersen, çıkacak sonuca göre bir beklentiye girdiğini o malum fotoğrafınla ayan beyan sergilersen…

Kobani ve hendek kalkışmalarının savunucusu, teşvikçisi, elinde 52 insanın kanı bulunan Selahattin Demirtaş’a kol kanat gerip millette “Demirtaş’ın içeriden çıkarılmasını istiyorsanız bize oy vereceksiniz” dersen…

PKK’lıların yuvası haline geldiği için kayyum atanan belediyelerden tüm kayyumları kaldıracağını vadedersen ve insanlara yine o seki korkunç günleri hatırlatırsan…

Tam da hain bir terör saldırısında hayatlarını kaybeden şehitlerimiz defnedilirken “Şehit annesi ile PKK’lının annesini eşit tutuyorum” dersen...

Başörtüsüne bir metrelik bez parçası deyip üniversitelerde başörtüsünün yasaklanması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurursan…

Partinde “Ermeni soykırımı vardır” diyen yöneticilerini, Azerbaycan’ın kendi toprağı olan Karabağ’ı kurtarma savaşı vererek Ermenistan’la mücadelesi sırasında “Türkiye ne yazık ki Azerbaycan’a cihatçı ve silah gönderiyor” iftirasını atan yardımcını, PKK’lı teröristlerle yeni nesil bir mücadele yöntemi sürdürülmesinin en büyük enstrümanlarından biri olan SİHA’ları “Eskiden Jitem vardı şimdi SİHA’lar” diyerek PKK’lıların cenazelerinden çıkmayan milletvekilini partinde tutmaya devam edersen…

Partindeki Atatürkçüleri, FETÖ’cü kaset kumpasının ardından başına getirildiğin CHP’den sistematik olarak, sinsice tek tek tasfiye edersen, FETÖ’cü ve “Atatürkçülük ırkçılıktır” diyen birini, Atatürk’e hakaret eden eski AK Parti milletvekilini partine transfer edip kadın vekil kontenjanından milletvekili yaparsan…

Bu ülkede darbenin altyapısını oluşturan KHK’lıların tamamını işe alacağını söylersen…

Türkiye’nin gururu İHA, SİHA, Kızıl Elma, Anka gibi ileri teknoloji ürünü savunma sanayimizin gözbebeklerini üreten "Bayraktar’a dokunacağız" diyen ortaklarınla iş tutarsan ve Selçuk Bayraktar’ın öncülüğünde 1 milyon 300 bin gencin buluşlarıyla yarıştığı TEKNOFEST’in yapıldığı Atatürk Havalimanı’nı CIA ile çalışan karanlık paravan şirkete vereceğini açıklarsan…

 “Libya’da ne işimiz var, orada neden asker bulunduruyoruz” gibi abuk bir söz söyleyebilir Mavi Vatan kavramını tek bir kez bile ağzına almazsan…

İpek yolu projesiyle ilgili vaatte bulunup projenin geçtiği güzergâhı Azerbaycan yerine İran olarak gösterirsen…

Karadeniz Doğalgazını itibarsızlaştırıp “Orada gaz maz yok” mealinde açıklamalar yaparsan, Gabar’da çıkarılan petrol rezervi ile ilgili olarak şaibe çıkarırsan…

İktidara geldiğin takdirde Rusya’ya yaptırım uygulayacağını açıklayıp haftasında Rusya’yı dijital olarak Türkiye’deki seçimlere müdahale etmek gibi saçma sapan iftiraları ortaya atarsan, Rusya’dan “Yalan söylemişler sana” açıklamasının ardından “Böyle hissettim” diye akıllara ziyan bir açıklama yaparsan…

BU MİLLET SENİ BİR KENARA YAZAR VE HİÇ UNUTMAZ…

Artık bu saatten sonra hızlandırılmış “Hafıza silme” yöntemleri bile işe yaramaz. Seni ve yaptıklarını unutmak için, senin olmaman gerekir. Siyaset sahnesinden çekildiğin anda, millet yeni bir güne başlayacak. Sadece AK Parti’ye oy verenler değil, son günlerde izlediğim videolarda söyledikleri sözlere bakılırsa CHP’li seçmende inan.

HER TÜRLÜ IRKÇI, ETNİK FAŞİZME GEÇİT YOK.

Halk “Kürtlerle dans tutmadı iktidar için biraz da kurtlarla dans edelim” diyerek yalı çağanozu gibi yalpalayanların, serseri mayın gibi tehlike saçanların tarihini yazmıyor.

Buraya yazıyorum.

İnşallah, KILIÇDAROĞLU 29 MAYIS’TAN İTİBAREN SİYASİ ÖLÜLER MEZARLIĞINDAKİ YERİNİ ALACAK.

Gittiği yerlerde adını hatırlayan bile olmayacak. Çünkü hatırlamak bile istemeyecekler.